20. Hukuk Dairesi 2019/3906 E. , 2019/6571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 14/09/2012 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin 1/2 hisse oranında maliki olduğu, ..... 1745 ada 1 (yeni 164 ada 108) ve 1742 ada 1 (yeni 164 ada 105) sayılı parsellerin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldıkları gerekçesiyle tapu kayıtlarının sırasıyla 2005 ve 2006 yıllarında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik ... için 100.000,00.-TL; ... için 200.000,00.-TL olmak üzere toplam 300.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 27/05/2014 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 934.092.05.-TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve 291.449,00.-TL tazminatın davalı Hazineden alınarak davacı ...’a; 642.643,05.-TL tazminatın davalı Hazineden alınarak davacı ... mirasçılarına miras payları oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/11/2016 gün ve 2015/4382 E. - 2016/10606 K. sayılı bozma kararında; "...değerlendirme tarihi zararın meydana geldiği tapu iptal kararlarının kesinleştiği 26/05/2005 ve 14/07/2006 tarihleri olup, bu tarihlere göre taşınmazların değeri, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, mahkemece taşınmazların dava tarihindeki değeri hükme esas alındığı gibi bilirkişilerce emsal olarak seçilen parselin satış tarihi değerlendirme tarihlerinden sonraki satışlıdır. Bundan başka, ilk keşifte görev alan bilirkişi kurulu ile ikinci keşifte görev alan bilirkişi kurul raporu taşınmazın değeri hususunda birbiriyle yüksek oranda çelişkili olduğu halde çelişki yöntemince giderilmeden hüküm kurulmuştur. Bu nedenle, taraflara dava konusu taşınmazlara mümkünse aynı beldeden ve 1745 ada 1 sayılı parsel yönünden değerlendirme tarihi olan 26/05/2005 tarihinden; 1742 ada 1 sayılı parsel yönünden ise değerlendirme tarihi olan 14/07/2006 tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınmalı, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmeli, dava konusu taşınmazların değerlendirme tarihleri itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazların; imar planındaki konumu, imar planının ölçeği ve onaylama tarihi ile dava konusu taşınmazların emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından re"sen belirlenen emlak vergisine esas metrekare değeri ilgili belediye başkanlığından ayrı ayrı sorularak ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle dava konusu taşınmazların değeri belirlenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
Bozma kararına uyulması sonrasında mahkemece dava konusu 164 ada 105 sayılı parsel yönünden davanın kısmen kabulü ile, 492.441,44.-TL"nin tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarih olan 14/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... mirasçılarına veraset ilamındaki hisseleri oranında davalı taraftan alınarak davacılara ödenmesine, Islahla arttırılan fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu 164 ada 108 sayılı parsel yönünden davanın kısmen kabulü ile, 171.709,52.-TL"nin tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarih olan 26/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."a ödenmesine, Islahla arttırılan fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak taşınmazlardan, 1745 ada 1 (yeni 164 ada 108) parsel sayılı taşınmaz arsa vasfıyla ve 9155,40 m² yüzölçümüyle 1/2 hissesi 30.09.1998 tarihindeki satış ile davacı ... ile 1/2 hissesi de dava dışı ..... kayıtlı bulunan payın Maliye Bakanlığı ve Orman Bakanlığı tarafından açılan dava sonucu ..... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/795 E. - 1998/1542 K. sayılı ilamıyla parselin tamamının orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 22.12.2000 tarihinde kesinleştiği, 1745 ada 1 sayılı parsele ilişkin infaz işleminin 14.01.2003 tarihinde yapıldığı, davacı adına kayıtlı bulunan payın ise ..... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2004 gün ve 2003/166 E. - 2004/793 K. sayılı kararıyla parselin orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle, taşınmazın davalı ... adına olan 1/2 payın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin 26/05/2005 tarihinde kesinleşmiştir. İnfaz işlemi ise 08.07.2005 tarihinde yapılmıştır. 1742 ada 1 (yeni 164 ada 105) parsel sayılı taşınmaz ise, arsa vasfıyla ve 11.470,00 m² yüzölçümüyle tamamı 07.06.1995 tarihindeki satış ile davacı ... adına kayıtlı iken, ..... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/12/2005 gün ve 2002/721 E. - 2005/1643 K. sayılı kararı ile 1742 ada 1 sayılı parselin orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle ... adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ve bu karar da temyiz edilmeksizin 14/07/2006 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece değerlendirme tarihi olarak çekişmeli taşınmazların tapu iptal kararlarının kesinleştiği tarihin esas alınması ve taşınmazların arsa olarak nitelendirilerek bilirkişi kurulunca değerlendirme tarihinden önce satışı yapılan çekişmeli taşınmazlarla aynı mahallede bulunan 2371 parsel sayılı taşınmazın somut emsal olarak kabul edilerek emsal satış metoduna göre taşınmazın m² bedelinin belirlenmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların emsal alınan taşınmaza göre eksik ve üstün yönleri gözetilerek %10 daha değerli olduğu belirtildikten sonra ayrıca DOP kesintisinin yapılıp yapılmaması gerektiği yönünde bir belirleme olmaksızın ...... kesintisi yapılmayarak taşınmazların m² bedelleri belirlenmiş olup, mahkemece dava konusu taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle emsal alınan taşınmazın da satış tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediği, düşülmüş ise oranı belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulmadığından rapor bu anlamda denetlenememektedir.
O halde, mahkemece öncelikle bu hususların belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorularak gelen cevaplar doğrultusunda emsal alınan taşınmazın İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazların ise imar uygulaması yapılmamış kadastro
parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazların emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerekirken eksik inceleme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, dava kısmen kabul kısmen reddedilmiş olduğuna göre, reddedilen bölüm üzerinden davalı Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve kabul-ret oranı gözetilerek yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılması gerekirken, yargılama giderlerinin tamamından davalı Hazinenin sorumlu tutulmuş olması ve reddedilen bölüm üzerinden Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13/11/2019 günü oy birliği ile karar verildi.