Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/1632
Karar No: 2020/145
Karar Tarihi: 07.01.2020

Taksirle Öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/1632 Esas 2020/145 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, taksirle ölüm suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede, Adli Tıp kurullarının raporları doğrultusunda sanıkın kusurlu davranışı ile ölüm arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı tespit edilmemiştir. Bu nedenle, sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulmuştur. Mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun maddeleri: TCK'nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri; TCK'nın 257/2. maddesi; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi; 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
12. Ceza Dairesi         2018/1632 E.  ,  2020/145 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle Öldürme
    Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Katılanın çocuğu olan mağdurun, 22.08.2009 cumartesi günü rahatsızlanıp idrarından kan gelmesi üzerine Moris Şinasi Çocuk Hastanesine ailesi tarafından götürüldüğü, idrar tetkik sonucu alındığı, yaklaşık bir saat kadar sonra rahatsızlığı devam etmesi nedeniyle Celal Bayar Üniversitesi Acil Servisine götürüldüğü, saat 11.14"de acil servise getirilen mağdurun sanık tarafından muayene edildiği, çocuğun kustuğu, ailede bilinen bir hastalık öyküsü veya böbrek hastalığının bulunmadığının öğrenildiği, 37.9 santigrad ateşinin bulunduğu, acilde nöbetçi olan araştırma görevlisi doktor sanık tarafından Moris Şinasi Çocuk Hastanesinden alınan idrar tetkikine ilişkin belgelerin kontrol edildiği, idrarında eritrosit bakteri ve amorf üraf kristali saptandığı, batn grafisi ve USG çekildiği, 3 saat kadar acil serviste gözetim altında tutulduktan sonra pazartesi günü çocuk hastalıkları polikliniğine kontrol edilmesi için getirilmesi gerektiği belirtilerek velilerine teslim edildiği, ancak gece çocuğun fenalaştığı ve ertesi gün saat 16.22"de CBÜ Acil Servisine getirildiğinde şoka girmiş bir vaziyette bulunduğu, tüm müdahalelere rağmen 23/08/2009 tarihinde hastanede ölmesi ile sonuçlanan olayda;
    Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 13.01.2010 tarihli raporunda ölüm sebebinin "akut pyelonefrit, ürosepsis ve hemolize bağlı komplikasyonlar (kan değerlerinde ileri derecede ve hızlı düşme hipovolemik şok) sonucu meydana geldiğinin belirtildiği, 19/02/2013 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda sanığın hastanın acil servise başvurduğu aşamada tanı ve tedavisi açısından kusurlu olmadığı, ilerleyen saatlerde hastanın durumunu kötüleştirebilecek indirekt hiperbilirubinemi ve anemi bulgularının sanık tarafından ortaya çıkarıldığı, hastanın hastaneye yatırılarak izlenmesi gerektiği, ancak kayıtlarda sanığın hastanın hastaneye yatırılarak izlenmesini önerdiğine yönelik bir bilgiye rastlanmadığı, diğer yandan hastanın hastaneye yatırılması halinde de ürosepsis ve hemolizin ağır seyretmesi nedeni ile tüm tedavilere rağmen hastanın ölümünün önlenemeyebileceği görüşünün bildirildiği, Yüksek Sağlık Şurası tarafından düzenlenen 25.10.2013 tarihli kararda hastayı muayene eden ve ayakta takip edip taburcu eden sorumlu araştırma görevlileri veya sorumlu uzman hekimlerin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olmadığı ve ölümle illiyet bağı bulunduğu, ancak yatırılarak takip ve tedavi altına alınması halinde de üriner sepsis ve hemolizin ağır seyretmesi nedeniyle meydana gelen ölümün engellenemeyeceğine oybirliği ile karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 05/05/2010 tarihli raporunda ise hastada ortaya çıkan ürosepsis ve ağır hemolizin her birinin tek başına ölüme sebebiyet verecek düzeyde olduğu, hastalığın ilk belirtilerinin ortaya çıktığı zaman hastanın ileri tetkik ve tedavi amaçlı olarak hastanede yatırılarak izlenmesinin uygun olduğu, bu aşamada hastayı muayene eden ve ayakta takip eden sorumlu araştırma görevlileri ile sorumlu uzman hekimlerin eylemlerinin tıp kurallarına uygun olmadığının mütalaa edildiği, ancak sözü edilen raporda sanığın kusurlu davranışı ile ölüm neticesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı belirtilmediğinden, hastanın hastaneye yatışı sağlanarak tedavi edilmesi halinde ölümün meydana gelip gelmeyeceğinin ve sanığın uygulamaları ile hastanın ölümü arasında illiyet bağı kurulup kurulamayacağının Adli Tıp Üst Kurulundan sorulması, tıp kurallarına uygun olmayan eylem ile ölüm arasında uygun illiyet bağının kurulması halinde eylemin taksirle öldürme, illiyet bağının bulunmaması halinde ise TCK"nın 257/2. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği de gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07/01/2020 tarihinde oybirliğiyle ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi