Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1701
Karar No: 2016/2126
Karar Tarihi: 14.12.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1701 Esas 2016/2126 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1701 E.  ,  2016/2126 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bursa 3. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.10.2011 gün ve 2010/522 E., 2011/574 K. sayılı kararının incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.01.2014 gün ve 2011/51908 E., 2014/1609 K. sayılı kararı ile:
    (...Taraflar arasında iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının işverenin eşi ile ilgili sarf ettiği sözler nedeniyle iş akdinin davalı işverenlik tarafından haklı nedenle feshedildiği sonucuna varılmış ise de mahkemenin bu kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Davacıya atfedilen davalı işverenin eşiyle ilgili sözler, 4857 sayılı Yasanın 25/2-b maddesi kapsamında değerlendirilebilecek ağırlıkta bulunmadığı; kaldı ki bu sözlerin doğrudan davacıya ait olmayıp başka biri tarafından sarf edildiğinin dinlenen tutanak tanığı ...’ in yeminli beyanından anlaşılmakla, işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayandığından bahsedilemeyeceği göz önüne alınarak davacı lehine kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu bu taleplerin yazılı şekilde reddine kararı verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir...)
    gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin davalı işyerinde 01/04/2008 tarihinde soğutmacı olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 23/09/2009 tarihinde haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı işveren vekili davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25/2-b maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini nitekim işyerinde tutulan tutanaklardan da anlaşılacağı üzere davacının şirket ortaklarından Selçuk Kaplan’ın eşi hakkında “mal kadın”, “kocasını parmağında oynatır” şeklinde onur kırıcı, şeref ve namusa dokunur nitelikte sözler sarf ettiğini, davacının hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Yerel Mahkemece tutanak ile tanık beyanlarından feshe dayanak konuşmanın yapıldığı, burada söylenen sözlerin davacının bizzat kendi düşünceleri yahut başkasının söylediklerini aktarma şeklinde konuşmalar olması arasında bir fark bulunmadığı, davacının feshe dayanak konuşmaları yapması ile 4857 sayılı Kanun’un 25/II-b maddesi hükümlerini ihlal ettiği, işçinin, dedikodu şeklinde dahi olsa benzer konuşmalardan kaçınması gerektiği, iş sözleşmesinin işverene bağlılık şartlarının gereğinin de bu minvalde olduğu dolayısıyla feshin haklı nedenle yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine, yıllık izin alacağının ise kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece önceki karardaki gerekçeler tekrar edilerek ve davacı işçiye atfedilen sözlerin daha ağır olaylara meydan verebileceği gibi, bir erkeğin eşi ile ilgili söylemlerin ise toplum nezdinde daha fazla önemsendiğini, diğer taraftan "bu sözlerin davacıya ait olmayıp, başka biri tarafından sarf edildiği " şeklindeki değerlendirmenin de kötüye kullanabileceğini, sözlerin davacıya ait olup olmamasının sonuca etkisi bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, buradan varılacak sonuca göre de davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    İş sözleşmesi kural olarak, feshi ihbar sonucu veya belirli bir süre için yapılmışsa, bu sürenin dolmasıyla ortadan kalkar. Ancak İş Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu işçi ve işverene belirli veya belirsiz süreli bir iş sözleşmesini derhal ortadan kaldırma olanağını da tanımıştır. Bu yüzden işveren, işçiyi hemen işyerinden uzaklaştırabileceği gibi; işçi de derhal işi bırakma yetkisine sahiptir. Buna karşılık, işçinin veya işverenin iş sözleşmesini hemen bozabilmesi için ortada haklı bir nedenin bulunmasına gerek vardır. İşte, bu tür feshe haklı nedenle fesih (derhal fesih veya süresiz fesih) adı verilir (Tunçomağ, Kenan-Centel, Tankut: İş Hukukunun Esasları, İstanbul 2008, 5. Bası, s. 204).
    Haklı nedenle fesih hakkı, dürüstlük kuralları gereği iş ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek tarafa belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesini derhal feshetme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. Sürekli borç ilişkileri yaratan iş sözleşmelerinde ortaya çıkan bir durum nedeniyle bu ilişkiye devam taraflardan biri için çekilmez hale gelmişse haklı nedenle derhal fesih hakkı ortaya çıkar. Akdi ilişkiye devamın çekilmez (katlanılmaz) hale gelip gelmediğinin ölçüsünü objektif iyi niyet, yani dürüstlük kuralları oluşturur. (Süzek, Sarper, İstanbul ,İş Hukuku 2015, 11. Bası, s.706)
    Süreli fesih ile haklı nedenle fesih bir bozucu yenilik doğuran hak olarak bu açıdan ortak özellikler taşır. Fesih tek taraflı bir irade beyanıyla karşı tarafın kabulüne gerek olmaksızın iş akdini derhal veya bir bildirim süresi sonunda geleceğe yönelik olarak sona erdirir. Fesih beyanı karşı tarafa ulaştığı anda hüküm ve sonuçlarını doğurur.(Süzek, Sarper, Ankara, İş Hukuku, 2015,11. Bası, s. 536)
    4857 sayılı İş Kanunu’nun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25. maddesi “Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
    II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
    a)İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
    b)İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması.
    c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
    d)İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması
    e)İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
    f)İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
    g)İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
    h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
    ı)İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
    III- Zorlayıcı sebepler:
    İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.
    IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
    İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Somut olayda, davacı işçinin, davalı işyerinde 01.04.2008 tarihinde soğutmacı olarak çalışmaya başladığı, davalı işverence Bursa 17. Noterliğinin 24.09.2009 Tarih 20098 Yevmiye Numaralı fesih bildirimini içeren ihtarnamesi ile davacı işçinin şirket ortaklarından biri ve onun eşi hakkında “mal adam”, “kocasını parmağında oynatır” şeklindeki bir takım sözleri çalışma arkadaşlarının yanında sarf etmesi nedeniyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25/2-b maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır.
    Olaya ilişkin düzenlenen tutanakta imzası bulunan davalı tanığı ... yeminli beyanında, davacıya atfedilen sözlerin bizzat davacı tarafından kendi yanında sarf edildiğini davacı tanığının ise, feshe konu olaya dair beyanlarının duyumdan ibaret olduğunu açıkladığı sabittir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, feshe dayanak “mal adam”, “kocasını parmağında oynatır” şeklindeki sözlerin söylendiği noktasında herhangi bir kuşku bulunmadığı gibi atfedilen sözlerin bizzat davacı tarafından söylenmesi ya da başkasının söylediklerinin aktarılması arasında da bir fark bulunmamaktadır. Sarf edilen sözler onur kırıcı, şeref ve namusa dokunur nitelikte olup, işçinin bu davranışının 4857 sayılı İş Kanunu’ nun 25/ II-b maddesinin “İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması” hükmüne aykırılık teşkil ettiği ve bu madde kapsamında değerlendirilebilecek ağırlıkta bulunduğu dikkate alındığında, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına yönelik taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle verilen ret kararı yerindedir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında,feshe konu sözlerin 4857 sayılı Kanun’un 25/2-b maddesi kapsamında değerlendirilebilecek ağırlıkta bulunmadığı,dedikodu mahiyetindeki sözler nedeniyle yapılan feshin ölçüsüz olduğu, bu nedenle davacı lehine kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    O halde açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8/son maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.12.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi