20. Hukuk Dairesi 2019/1939 E. , 2019/6564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ..... köyü 232 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar, taşınmazın belli bölümlerinin kendi zilyetliklerinde olduğunu iddia ederek, bu bölümlerin kendilerine ait 174 ada 2 ve 3 sayılı parsellere ilave edilmesi istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine "174 ada 3 sayılı parselin komisyon tutanağındaki gibi tesbit gibi tesciline", "174 ada 2 sayılı parselin tapu kaydındaki davalı şerhinin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına" karar verilmiş, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 25/03/2014 tarih ve 2014/1119 E. - 3519 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ‘‘Dosya kapsamından, dava konusu edilen 232 ada 1 parsel sayılı orman niteliğindeki taşınmaza tutanak düzenlenmediği, daha önceden kesinleşen orman kadastro çalışması nedeniyle 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince 28.12.2009 tarihinde tapu kütüğüne tescil edildiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kanunun 25/son maddesi gereğince, kadastro mahkemesinin görevi, her taşınmaz hakkında tutanak düzenlendiği gün başlar. Tutanak düzenlenmeyen yerde kadastro mahkemesi görevli değildir. Çekişmeli taşınmazın daha önce kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığı belirlenmiş olmasına göre, dava kesinleşmiş orman tahdidinin iptaline ilişkin olup, bu tür davalarda görev 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi hükmü gereğince genel mahkemelere aittir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup; taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de her aşamada re"sen gözönünde bulundurulabilir. Bu durumda; mahkemece, davanın görev yönünden reddine ve dosyanın genel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasa girilerek karar verilmiş olması isabetsizdir.
Kabule göre de, 174 ada 2 ve 3 sayılı parseller hakkında açılmış bir dava bulunmadığı, bu nedenle tutanaklarının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, tarafları açısından kesin hüküm oluşturacak şekilde sicil oluşturulması da doğru görülmemiştir.” hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine asliye hukuk mahkemesine gelen dosyada yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 05.11.1979 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ile 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman sınırlandırma çalışması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 12/11/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.