Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmış, ödeme emri 13.8.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu, 19.8.2009 tarihinde icra mahkemesine  vermiş olduğu dilekçesinde “ tebligatın muhtara yapıldığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda 7201 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirme yapılması” yönündeki istemi yanında, icra dairesinin yetkisine ve takip dayanağı çekteki imzaya itiraz etmiştir.
Borçlunun, “tebligatın muhtara yapıldığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda 7201 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirme yapılması” yönündeki istemi tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğindedir.  
Mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespitidir. Bunun içinde taraflardan şikayete ilişkin olarak delilleri sorulup belirtilen deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre olumlu olumsuz bir karar vermek gerekir. Mahkemece hiçbir inceleme yapılmaksızın ve bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin, açıkça usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmadığından bahisle borçlunun diğer itirazlarının süre aşımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.