Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK"nun 170/3. maddesinde; imzaya itiraz halinde icra mahkemesi, İİK"nun 68/a maddesine göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse, istemin kabulüne karar vereceği hususu düzenlenmiştir. Somut olayda icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, İİK"nun 68/a maddesine göre muteriz avalist imzası yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken inceleme  yapılmaksızın bu aşamada eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi;
Kabule göre de; İİK"nun 4949 Sayılı Kanunla değişik 170/son fıkrasına göre; "itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunması halinde alacaklının takip konusu alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve alacağın %10"u oranında da para cezasına mahkum eder" hükmünü içermektedir. Açıklanan bu yasal düzenlemeler karşısında icra mahkemesince imza incelemesi yaptırılmadığından alacaklı aleyhine yazılı gerekçe ile icra inkar tazminatına ve para cezasına hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.