21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11797 Karar No: 2018/5001 Karar Tarihi: 28.05.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/11797 Esas 2018/5001 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, işverenlerinin işyerinde çalıştığı dönemlere ilişkin hizmet tespiti ve fazla mesai ücretleri talepleriyle davalara dava açmıştır. Mahkeme, her iki davayı da reddetmiştir. Ancak, yargılamanın iyi yürütülmesi için her iki davayı da birbirinden tefrik ederek ayrı ayrı görülmesi gerektiği belirtilerek, karar bozulmuştur. Hizmet tespiti davalarında, özel bir ispat yöntemi öngörülmemiştir ve Sosyal Güvenlik Kurumu veya ilgili şubesine husumet yöneltilmesi gerekmektedir. İşçilik alacağı davalarında ise, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak, HMK'nın 167. maddesi yargılamaların ayrılması için, 6100 sayılı HMK'nın 30. maddesi ise yargılamaların hızlı ve düzenli bir şekilde yapılması için önemlidir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağı ise, 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi 2016/11797 E. , 2018/5001 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
Asıl ve birleşen dava bakımından; Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çlaışmalarının tespitiyle, işçilik alacaklarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava; davacının, davalı ..."ne ait işyerinde 01.06.1981 – 15.09.1981 ve 01.06.1982 – 15.09.1982 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti ve davalı ... İşletme Müdürlüğü"ne bağlı işyerinde 15.07.2006 – 19.03.2013 tarihleri arasında geçen çalışmalarına ilişkin de fazla mesai ücretlerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; hem hizmet tespiti hem de fazla mesai alacağına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 167. maddesi gereğince yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı yasanın 30. maddesinde mahkemenin yargılamayı mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Ayrıca hizmet tespiti davalarında Sosyal Güvenlik Kurumu veya ilgili şubesine husumet yöneltilmesi gerekir. İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa"dan kaynaklanmakta olup işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalar gereğince; hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2007/21-69 Esas ve 2007/55 Karar sayılı ve 07.02.2007 tarihli kararı da bu yöndedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgula gözetilmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davanın bir arada görülmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak iş; öncelikle hizmet tespiti ile işçilik alacaklarına ( fazla mesai alacağı ) ilişkin davaları birbirinden tefrik ederek yargılamalarına birbirinden bağımsız olarak devam etmek, toplanan deliller doğrultusunda sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.