4. Ceza Dairesi 2017/18703 E. , 2017/21005 K.
"İçtihat Metni"Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1, 125/1 (iki kez), 125/4 (iki kez) ve 52/2. (üç kez) maddeleri gereğince iki defa 2.100, 00 Türk lirası ve 3, 600, 00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/05/2012 tarihli ve 2010/1560 esas, 2012/1661 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, infaz savcılığı tarafından 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinde uzlaştırma konusunda yapılan değişiklikler nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi talebi üzerine, hakaret suçu yönünden sanık lehine bir düzenleme yapılmadığından talebin reddine, tehdit suçundan ise uzlaşma hükümleri kapsamında bulunduğundan talebin kabulüne ilişkin Ankara 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2016 tarihli ve 2010/23 esas, 2012/23 sayılı ek kararına ilgili Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan itirazın reddine dair Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2016 tarihli, 2016/1118 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.08.2017 tarih ve 2017/45356 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesi ile daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi.
İstem yazısında, "Dosya kapsamına göre, Ankara 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/12/2016 tarihli kararıyla, 6763 sayılı Kanun"un 106/1. maddesinde yer alan tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle sadece tehdit suçu yönünden talebin kabulü ile infazın durdurulmasına karar verilmiş ise de;
Sanığın suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunan hakaret suçunu, uzlaşma kapsamına girmeyen tehdit suçuyla birlikte işlemesi nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/3. maddesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü uyarınca, uzlaşma hükümlerinin uygulanamadığı, suç tarihinden sonra ise 6763 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinde değişiklik yapıldığı ve uzlaştırmanın 5237 sayılı Kanun"un 106/1. maddesinde yer alan tehdit suçu yönünden de uygulanabilir hale gelmesi nedeniyle sanığın üzerine atılı hakaret ve tehdit suçları açısından söz konusu kanun değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, bu hali ile suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunan hakaret suçu yönünden de, 5271 sayılı Kanun’un 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemlerinin yaptırılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Sanık ..."in, 5237 sayılı TCK"nın 106/1-1 ve 125-1-4.maddeleri uyarınca iki kez 2.100, 00 Türk Lirası ve iki kez 3.600, 00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/05/2012 tarihli ve 2010/1560 esas, 2012/1661 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip infazı sırasında 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi talebinin tehdit suçu yönünden kabulüne hakaret suçları yönünden ise "hakaret suçu yönünden yasanın yeni bir düzenleme getirmediği, suçun daha öncede uzlaşmaya tabi olduğu"gerekçesiyle reddine dair Ankara 40.Asliye Ceza Mahkemenin ek kararına vâki itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2016 tarihli ve 2016/1118 değişik iş sayılı kararında isabet görülmediğinden kararın kanun yararına bozulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kesinleşen hükme yönelik uzlaştırma işlemi uygulanması talebinin reddine dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair mercii kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."şeklinde ve kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/12/2016 tarihli ve 06.12.2016 tarih, 2014/13-194 Esas ve 2016/466 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK"nın ""zaman bakımından uygulama"" başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ""suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına""na dair düzenleme ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını"" taşıyan 98/1. maddesinde ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir."" amir hükmü uyarınca, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
CMK"nın 253/3-son cümlesi"uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz"hükmünü içermektedir.
Hakaret suçu 6763 sayılı yasadan önce de uzlaştırma kapsamında ise de CMK"nın 253/3-son maddesi uyarınca suç tarihinde uzlaşma kapsamı dışında olan TCK"nın 106/1-1.maddesinde düzenlenen tehdit suçu ile birlikte işlendiğinden uzlaştırma hükümleri uygulanamamıştır.
Her ne kadar soruşturma aşamasında sanığa uzlaşma teklifi yapılmış ise de, söz konusu teklifin yapıldığı tarihte birlikte işlenen ve o tarihte uzlaşma kapsamında bulunmayan tehdit suçu nedeniyle uzlaşma engeli bulunduğundan bu uzlaştırma teklifinin hukuken geçerli olmadığı anlaşılmıştır.Ayrıca 6763 sayılı Kanunun 34.maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253.maddesi ve maddeye eklenen 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7.maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukukui durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu açıklamalar karşısında, kesinleşen hükmün infazı sırasında 6763 sayılı Kanun değişikliğiyle getirilen uzlaşma düzenlemesinin hükümlü yönünden yeniden değerlendirilmesi talebinin kabul edilmesi yerine reddine dair Ankara 40.Asliye Ceza Mahkemesinin kararına itiraz üzerine mercii Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazı kabul etmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunun anlaşılmasına göre, kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2016 tarihli ve 2016/1118 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin itiraz mercii tarafından mahallinde tamamlanmasına, 28/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.