(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/795 E. , 2020/3227 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde usta gemici olarak çalıştığını, iş akdinin yeniden yapılanma gerekçe gösterilerek sonlandırıldığını, hiçbir zaman yıllık izin kullanmadığını ileri sürerek, fark kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, iş sözleşmesinin 4. maddesine göre davacıya yaptırılabilecek tüm fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil çalışması karşılığı ücretlerini de kapsamak üzere yılda 16 maaş tutarında ödeme yapıldığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatı farkı alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, sunulan defterlere göre yıllık izin kullandırılmış gibi gösterildiği, diğer yandan bordrolarda bazı aylar yıllık izin ücretlerinin tahakkuk ettirildiği ancak bordroyla ödenen ücretin sadece davacının aylık ücreti olması sebebiyle bu ödemelerin yapılmadığı dolayısıyla yıllık izinlerini kullanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.14.2014 tarihli ilk karar Yargıtay (kapatılan) 7.Hukuk Dairesi’nin 03.12.2015 tarihli ilamı ile özetle; “yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı kesin olarak belirlenmesi ve davacının usta gemici olarak 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabi olarak davalı işyerinde çalışmasından dolayı, fark kıdem tazminatına fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak devam edilen yargılama sonunda, “davacının 7 yıl hizmet süresi bulunduğu, kayıtlara göre davacının 22/02/2006-08/03/2006 tarih aralığında yıllık izinde olduğu ve liman giriş çıkış kayıtlarında da davacının bu dönem için kaydının bulunmadığı dolayısıyla davacının 15 gün yıllık izin kullandığı ancak 01/01/2006 öncesi dönem için giriş çıkış kayıtlarının olmadığı, ücret bordrolarında yıllık izin tahakkukunun yapılmasına rağmen normal ücretinin ödendiği ve bu dönemler için yıllık izin formlarının düzenlendiği, böylece davacının 01/01/2006 öncesi dönem açısından yıllık izinlerini kullandığı işveren tarafından ispatlanamadığından davacının 210 gün yıllık izne hak kazandığı, 15 gün yıllık izin kullandığı ve geriye 195 gün yıllık izin alacağının kaldığı anlaşılmıştır.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince temyiz temyizi üzerine Dairemizin 11.09.2018 tarihli ilamı ile , davacının 22.02.2006-08.03.2006 tarihlerinde yıllık izinde olduğuna dair dosyada izin cetveli, belge ya da davacı kabulü olmadığı anlaşılmakla, davacının limana giriş çıkış yapmaması sebebi ile yıllık izinde olduğunun kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, bozma doğrultusunda davacının 22.02.2006-08.03.2006 tarihleri arasında yıllık izinde olmadığı kabul edilerek karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, Yargıtay"ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK. 17.012007 gün 2007/9-13 esas 2007/17 karar ve Yargıtay HGK. 25.06.2008 gün 2008/11-448 esas, 2008/454 karar).
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957 /13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay"ca maddi hata sonucunda verilen bir karara mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Somut olayda, Mahkemece verilen 18.01.2018 tarihli karar Dairemizin 11.09.2018 tarihli ilamı ile “ Mahkemece davacının yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığının tespiti açısından, davacının limana işe giriş çıkış elektronik kart sistem kayıtları getirtilmiş ve yapılan inceleme sonucunda, limana giriş çıkış yaptığı tarihler ile yıllık izin cetveline göre belirlenmiştir. Bu doğrultuda, dosyada mevcut olan ve 01.01.2006 tarihinden sonraya ilişkin olduğu anlaşılan liman giriş çıkış kayıtlarında davacının, 2006 Şubat ayı için limana giriş çıkış yapmadığı dolayısıyla da bu ay içerisinde izin kullandığı kabul edilmiştir. Ancak; davacının 22.02.2006-08.03.2006 tarihlerinde yıllık izinde olduğuna dair dosyada izin cetveli, belge ya da davacı kabulü olmadığı anlaşılmakla, davacının limana giriş çıkış yapmaması sebebi ile yıllık izinde olduğunun kabulü hatalıdır” gerekçesiyle bozulmuş ise de, dosyada mevcut yıllık izin defterinden davacının 22.02.2006-08.03.2006 tarihleri arasında 15 gün izin kullandığına dair imzası mevcuttur. Maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulması taraflar lehine usuli kazanışmış hak oluşturmayacağından, Mahkemece davacının yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığının tespiti açısından, davacının limana giriş çıkış yaptığı tarihler ile yıllık izin cetveline göre ve davacının 22.02.2006-08.03.2006 tarihleri arasında 15 gün izin kullandığı göz önüne alınarak karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.