Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1702
Karar No: 2019/3013
Karar Tarihi: 22.04.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/1702 Esas 2019/3013 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, Ergin Mahallesi'nde bulunan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava açmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1997/214 Esas sayılı dosyasında tescil davası açılmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Eldeki davada, davacı satın alma ve kazandırıcı zamanaşamı zilyetliği nedenine dayanarak taşınmazların adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ancak kararın dosya kapsamına uygun düşmediği belirtilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Bir kısım davalıların temyiz itirazları kabul edilmiş ve hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
-TMK'nın 713. maddesi (tapu kaydının açıklanması)
-Türk Borçlar Kanunu'nun 609. maddesi (satış sözleşmesi)
16. Hukuk Dairesi         2019/1702 E.  ,  2019/3013 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    .../Ergin Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1997/214 Esas sayılı dosyasında tescil davası açmış, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiş, söz konusu karar Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiş böylece dava konusu 1342 parsel sayılı 12.203,75 metrekare ve 1343 parsel sayılı 19.057,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar oluşmuş, bilahare tapu kayıt maliki ..."in eldeki davadan önce ölümüyle taşınmazlar, ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına intikal etmiştir. Eldeki davada davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşamı zilyetliği nedenine dayanarak 1342 ve 1343 parsel sayılı taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hükmü, bir kısım davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu 1342 ve 1343 parsel sayılı taşınmazların, davacı ... tarafından, davalıların murisi ... ...’dan satın alındığı ve zilyetliğin de satın alma tarihinden beri davacıda olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmazlar, ... ... tarafından, adına kayıtlı 913 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan yoldan sonra gelen taşınmaz bölümlerinin adına tescili istemiyle, Hazine ve Ergin Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/214 Esas sayılı dava dosyasında açılan tescil davası sonucunda oluşmuştur. Eldeki davada, davacı ..., keşidecisi kendisi, lehtarı ... ... olan, 25.08.2000 keşide ve vade tarihli, 9.000,00 TL bedelli senet ile keşide tarihi okunamayan, vade tarihi 15.06.2000 olan, 3.000,00 TL bedelli, üzerlerinde ayrı ayrı "malen" kaydı bulunan senetlere dayanarak, dava konusu taşınmazları ... ...’dan satın aldığını ve taşınmazların kendi zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Davalılar ise, dava konusu taşınmazların murisleri olan ... tarafından davalıya satılmadığını, davacının dayandığı senetlerin murisleri ...’e ait 913 parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin olduğunu, kaldı ki söz konusu senetlerin dava konusu taşınmazlara ilişkin olduğuna dair herhangi bir delil de bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi .., ... ...’ın 913 parseli davacı ...’a sattığını ancak dava konusu taşınmazları satıp satmadığını bilmediğini beyan etmişler; yerel bilirkişi ... ise, ... ...’ın 913 parseli davacı ...’a sattığını ancak dava konusu taşınmazları satmadığını, kendisine de, dava konusu taşınmazları dava dışı 913 parselle birlikte satın aldığını zannederek kullandığını söylediğini beyan etmiş; davacı tanığı .., davacı ...’ın, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/214 Esas sayılı dava dosyasının içeriğinden haberi olduğunu, ...’in 1997/214 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında, dava konusu taşınmazları ...’a sattığını, kendisinin ...’e, yargılama sonunda davası kabul edilirse, o zaman taşınmazların tapusunu ...’a devretmesini, hatta mahkeme masraflarını da ...’dan tahsil etmesini söylediğini beyan etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/214 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; eldeki dosyanın davacısı olan ... ...’nun, mahallinde 01.10.2001 gününde yapılan keşifte yerel bilirkişilik yaptığı ve keşifte, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bitişiğinde kendi kullandığı taşınmazı olduğu için taşınmazlarla ilgili bilgi sahibi olduğunu ve dava konusu taşınmazların ... tarafından 1955 yılından beri kullanıldığını beyan ettiği, keşif sonrası mahkemece TMK’nın 713. madde uyarınca ilan da yapıldığı anlaşılmıştır. Yine, 913 parsel sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kaydı incelendiğinde, taşınmazın ... ... tarafından 05.05.2000 tarihinde ...’a satıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında dosya kapsamından, eldeki dosya davacısı ... tarafından 913 parsel sayılı taşınmazın çapa dayalı olarak satın alındığı, davacı ... tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/214 Esas sayılı dava dosyasına müdahale talebinde bulunulmadığı gibi, davacı tarafından dayandığı senetlerin dava konusu taşınmazların satışına ilişkin olduğunun kanıtlanamadığı anlaşıldığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi