
Esas No: 2018/116
Karar No: 2018/2557
Karar Tarihi: 30.05.2018
Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/116 Esas 2018/2557 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki, Gaziantep 4.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/07/2008 tarihli, 2008/441 esas ve 2008/860 sayılı kararının kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 11/08/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1- Sanık hakkında, 01/03/2008 tarihli eylemi nedeniyle Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11/04/2008 tarihli 2008/8689 soruşturma,2008/8165 esas sayılı iddianamesi ile TCK’nın 191 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı,
2-Sanık hakkında kanun yararına bozmaya konu Gaziantep 4.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/07/2008 tarihli, 2008/441 esas ve 2008/860 sayılı kararı ile “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan 5237 sayılı TCK’nın 191/1. ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 51/3.maddesi uyarınca 3 yıllık deneme süresine tabi tutulmak koşuluyla cezanın ertelenmesine,sanığın erteleme deneme süresi içerisinde başka kasıtlı bir suç işlemesi halinde erteli olan cezasının TCK 51/7 gereğince aynen infazına, sanığın 3 yıllık erteleme deneme süresi içerisinde başka kasıtlı bir suç işlememesi halinde erteli olan cezasının TCK’nın 51/8.maddesi gereğince infaz olunmuş sayılmasına, karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen kararın 19/09/2008 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştirildiği,
3-Sanığın 02/08/2010 tarihinde denetim süresi içerisinde işlediği 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle Gaziantep 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/04/2011 tarihli 2010/317 esas ve 2011/211 sayılı kararı ile adli para cezası ile cezalandırılmasına, Gaziantep 4.Sulh Ceza Mahkemesi’ne TCK’nın 51/7.maddesi gereğince gereğinin takdir ve ifası için ihbarda bulunulmasına karar verildiği, kararın 20/05/2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştirildiği,
4-İhbar üzerine dosyayı ele alan Gaziantep 4.Sulh Ceza Mahkemesi’ nin 10/08/2011 tarihli 2008/441 esas ve 2008/860 sayılı ek karar ile, “16/07/2008 tarihli kararda, kanun yoluna başvuru şekli, sürenin başlangıcı sanığa bildirilmediğinden kararın kesinleşmediği, bu nedenle TCK 51/7.maddesinin uygulanmasının olanaklı olmadığı” gerekçesiyle “TCK’nın 51/7.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” , ayrıca asıl kararın yasa yolları,süresi ve başvuru şekli de belirtilmek suretiyle yeniden tebliğe çıkarılmasına karar verildiği,bu kararın 07/10/2011 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, sanığın 12/10/2011 tarihinde ek kararı ve asıl kararı temyiz ettiği,
5-Dairemizin 02/07/2015 tarihli 2015/11885-2885 esas-karar sayılı ilamı ile; 10/08/2011 tarihli ek kararın temyiz edildiğinin kabulü ile, ek kararın 5275 sayılı Kanun’un 98.maddesi kapsamında olduğu ve aynı kanunun 101.maddesinin 3.fıkrası gereğince itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, dosyanın incelenmeksizin iadesine , karar verildiği,
6- İtiraz mercii Gaziantep 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nce 07/09/2015 tarihinde 2015/671 Değişik iş sayılı karar ile; 10/08/2011 tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun olduğundan itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
7-Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nca , Gaziantep 3.Ağır Ceza Mahkemesi’ nin “itirazın reddine” dair 2015/671 Değişik iş sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesinin talep edildiği,
8-Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nce “asıl kararda merci ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceği açıkça gösterilmediği gibi kanun yolu,süresi,mercii,başvuru şekli,sürenin başlangıcı ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin açıkça gösterildiği meşruhatlı davetiye de gönderilmediği anlaşıldığından kesinleşmemiş bulunan Gaziantep 3.Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 07/09/2015 tarihli ve 2015/671 Değişik iş sayılı kararı kanun yararına bozma incelemesine konu edilmemiştir.” Şeklinde belirtildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19/04/2016 tarihli ihbar yazısında, Gaziantep 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07/09/2015 tarihli ve 2015/671 Değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasının talep edildiği, Dairemizin 15/12/2016 tarihli 2016/2907-5919 esas-karar sayılı ilamı ile, “Gaziantep 3.Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 07/09/2015 tarihli ve 2015/671 Değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına karar verildiği,
9-Gaziantep 4.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 06/02/2017 tarihli 2008/441 esas ve 2008/860 karar sayılı ek kararı ile, “mahkemenin 16/07/2008 tarih ve 2008/441 esas ve 2008/860 karar sayılı ilamı ile verilen ve TCK’nın 51.maddesi uyarınca ertelenen 10 ay hapis cezasının TCK’nın 51/7.maddesi uyarınca AYNEN İNFAZINA,ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine,” itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, kararın tebliğine ilişkin dosyada bir belgenin bulunmadığı, ancak kararın 10/03/2017 tarihinde kesinleştirilerek infaza verildiği, infaz savcısının talebi üzerine mahkemece infazın durdurulmasına karar verildiği ve infaz savcısı tarafından 06/02/2017 tarihli ek karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesinin talep edildiği,
Anlaşılmıştır.
B-Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 51. maddesi uyarınca cezasının ertelenmesine dair Gaziantep 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/07/2008 tarihli ve 2008/441 esas, 2008/860 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre,
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde cezanın infazının tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması koşuluna bağlanarak özel bir düzenleme öngörülmüş olması karşısında, anılan Kanun’un 51. maddesinde düzenlenen cezanın ertelenmesine ilişkin müessesenin olayda uygulama yeri bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği, bununla birlikte belirtilen üç seçenekten biri uygulanırken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiği, somut olayda Mahkemesince sanık hakkında doğrudan hapis cezası seçeneğinin uygulanmasına ilişkin gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.” denilerek Gaziantep 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/07/2008 tarihli ve 2008/441 esas, 2008/860 sayılı kararının bozulması talep edilmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi:
Yapılan incelemede:
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde cezanın infazının tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması koşuluna bağlanarak özel bir düzenleme öngörülmüş olması karşısında, anılan Kanun’un 51. maddesinde düzenlenen cezanın ertelenmesine ilişkin müessesenin olayda uygulama yeri bulunmadığının gözetilmemesi,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 21/05/2013 tarih ve 2013/280-250 sayılı ve 01/10/2013 tarih ve 2013/444-402 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 19/12/2006 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"la değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre doğrudan hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği ya da altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilebileceği öngörülmüştür.
5560 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrasındaki ""karar verebilir"" ve 6. fıkrasının 1. cümlesindeki ""tâbi tutulabilir"" ibareleri dikkate alındığında, sanık hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verme, zorunlu olmaktan çıkarılarak hakimin takdirine bırakılmıştır.
Kullanmak için uyuşturucu madde bulunduran sanık hakkında; belirtilen üç seçenekten biri uygulanırken, kanuni ve yeterli gerekçe gösterilmesi, gerekçenin somut olgulara ve sanığın davranışlarına dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yapılan yargılama sonucunda, kanuni gerekçe gösterilmeden TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca doğrudan hapis cezasına hükmolunduğu, bu seçenek uygulanırken herhangi bir gerekçe gösterilmediği anlaşıldığından, anılan tedbirlere hükmedilmediği gibi tedbire hükmedilmeme nedeni olarak yasal ve yeterli gerekçe gösterilmemesi,
Kanuna aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Gaziantep 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16/07/2008 tarihli ve 2008/441 esas, 2008/860 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.