Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/35193
Karar No: 2018/6950
Karar Tarihi: 20.06.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/35193 Esas 2018/6950 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/35193 E.  ,  2018/6950 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalılar ile imzaladığı 03.05.2007 tarihli sözleşmeyle ... projesinden C1-1 Blok 28 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, satış sırasında yapılan tanıtımlarda, internet ilanlarında, reklam ve broşürlerinde 560.000 m² ruhsatlı alanda 800 adet işyeri yapılacağı, toplam 13 ada olan projenin 10 adasının konutlara ayrıldığı, 6000 modern konut ve 3 adasının eğlence ve alışveriş merkezine ayrıldığı, alışveriş merkezlerinde büyük marketler, sinemalar, restoran ve kafelerin yanı sıra her türlü ihtiyaca yönelik iş yerlerinin kurulacağı, sportif aktivitelerin yapılacağı, klüp binası, iki adet ilköğretim okulu, bir adet lise, cami, hastane, sağlık ocağı gibi günlük hayatın olmazsa olmazlarının projede yer alacağının belirtildiğini, davacının sunulan projeye dayanarak 195.900,00-TL ödediğini, 21. yüzyıla yakışır projenin 2009 yılı sonunda her şeyiyle tamamlanacağı taahhüt edildiği halde tamamlanmayacağının ortaya çıktığını, projenin tamamlanmamasının taşınmazın değerini azaltan bir husus olduğunu, davalıların taahhüt ettikleri ve yapmadan pazarladıkları proje nedeniyle iki türlü kaybı olduğunu, bu kayıpların tazminat olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; davalıların sözleşmeye ve projeye uygun olarak taşınmazı tamamlamaması, yapılan kısımlarda gizli ayıp bulunması, eksik ifa nedeniyle taşınmazda oluşan değer kaybının ve projenin tamamlanmaması nedeni ile uğramış olduğu kar kaybının tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00-TL tazminatın yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.
    Davalılar, davacıya tam ve eksiksiz olarak dairesinin teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbar mükellefiyetinin de süresinde yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 19.590,00-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 7.836,00-TL istemin reddine karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir.
    Davalılar, ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.
    Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
    Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır.
    Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı açıkça ifade edilmiştir.
    Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu mal ya da hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde kendisine mal ya da hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 sayılı TBK’nun bu konudaki 223. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır.
    Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 03.05.2007 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 25.12.2008 tarihinde teslim edildiği ve 23.01.2014 tarihinde de eldeki bu davanın açıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. “...” adlı proje kapsamında yapılacak konut ve işyeri satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde, 560.000 m2 ruhsatlı alanda 1.000.000 m2"den fazla inşaat alanına sahip olan toplam 13 adanın 10 adasında 5280 modern konut ve 3 adasında 800 adet işyerinin bulunduğu, alışveriş ve eğlence merkezinin yapılacağının, büyük marketler, sinemalar, restoran ve kafelerin yanı sıra her türlü ihtiyaca yönelik dükkan ve iş yerlerinin burada yaşayanların yanı başında olacağının, sportiv aktivitelerin yapılacağı klüp binası, iki adet ilköğretim okulu, bir adet ortaöğretim okulu, cami, hastane, sağlık ocağının bu projede yer aldığının ve 21. yüzyıla yakışır Avrupai bir yerleşim alanı olacak “...” projesinin 2009 yılı sonunda tamamlanacağının belirtildiği; hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; broşür ve tanıtım materyallerinde belirtilen ve 544 ada 1 parselde yer alan alışveriş ve yaşam merkezleri ile iş kulelerinin yapılmadığı ve bunun da eksik ifa olarak değerlendirileceği açıklanmış ve buna göre davacının talebi kabul edilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Dairemizin benzer uyuşmazlıklardaki emsal uygulamaları da bu yönde olduğu gibi, aynı görüşte olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 04.12.2015 gün ve 2015/13-1581 esas, 2015/2792 karar sayılı kararı da bulunmaktadır. Hal böyle olunca bu kalem yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile bu talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    3-Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, 3. bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 335,00 TL harcın davalılar; Fideltus, Öztaş, Emlak Pazarlama"ya, 335,00 TL harcın davalı-..."a iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi