(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2020/345 E. , 2020/8398 K.
"İçtihat Metni" Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, ..."in sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile ..."nın sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada ... plakalı araçta yolcu olan davacıların desteği..."ın vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre kazada her iki araç sürücüsünün de kusurlu bulunduğunu, müteveffanın ve manevi desteğinden yoksun kalan 3. kişi konumunda olan davacıların kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, ... plakalı aracın davalı ... şirketine Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi "Genişletilmiş Kasko" ile sigortalı olduğunu, poliçede artan mali mesuliyet sigortası içinde manevi tazminat klozunun yer aldığını ve teminat limitinin 2.500.000,00 TL olduğunu, davalı ... şirketinin davacıların uğramış oldukları manevi zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu
olduğunu belirterek davacı eş ... için 80.000,00 TL, davacı çocuklar ..., ..., ... için 50.000,00"er TL olmak üzere toplam 230.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, KTK 97. maddesi uyarınca müvekkiline başvuru yapılmaksızın iş bu davanın açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkili şirketin sigortalısının kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, olayda davacıların murisinin müterafik kusurunun değerlendirilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacılar lehine karar verilmesi halinde tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, avans faizi taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı eş ... için 20.000,00 TL, vefat edenin çocukları olan diğer davacılar ..., ... ve ... için ise her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi 06.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, dair karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.02.2018 tarih, 2017/16 Esas 2018/94 sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, buna göre; HMK"nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurmak gerektiğinden; davacıların davasının kısmen kabulü ile davacı eş ... için 20.000,00 TL, vefat edenin çocukları olan diğer davacılar ..., ... ve ... için ise her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi 06.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, dair karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL"dir.
Kesinlik sınırı, her bir davacı yönünden reddedilen tazminat miktarı dikkate alınarak belirlendiğine göre, davacılar ..., ... ve ... yönünden reddedilen manevi tazminat miktarları kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacılar vekilinin davacı ..., ... ve ... yönünden temyiz dilekçesinin, hükmün kesin olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı ... lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, davacı ..., ... ve ... yönünden temyiz dilekçesinin miktar yönünden kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; aynı Kanun"un 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesine, karardan bir örneğin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 14/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi