22. Hukuk Dairesi 2015/19387 E. , 2015/28848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Soma İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2015
NUMARASI : 2014/1333-2015/203
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı 06.12.2005-19.11.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, Maden İşçileri Sendikası Ege Bölgesi 3 Nolu Şubesi müteşebbüs heyet üyesi olduğunu, iş bu sebeple sözleşmesinin haksız yere fesh edildiğini belirterek müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve davalılar arasındaki alt üst işverenlik ilişkisinin muvazzalı olduğunun tespiti ile müvekkilinin işe başladığı tarihten itibaren T.. M.. işçisi olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü; davanın zamanında açılmadığını, dava konusu olayda 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/VI. maddesinde ki şartlarının oluşmadığı için müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zira müvekkili kurum ile diğer davalı arasında alt üst işverenlik ilişkisi bulunmadığını, müvekkili kurumun ihale makamı konumunda olduğunu, bu sebeple davacı ile müvekkili kurum arasında iş sözleşmesi bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.; müvekkili işyeri ile diğer davalı kurum arasında muvazza bulunmadığını, davacının sendika temsilcisi olmadığını bu konuda kesinleşen mahkeme kararının bulunduğunu, kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek feshedildiğini, davacının Ege Bölgesi 3 nolu Şubesine müteşebbis heyet üyesi olarak sendika merkezinden atanmş ise de 3 nolu şube mahkeme kararı kaldırıldığı gibi bu şubeyle yapılan bir toplu iş sözleşmeside olmadığından sendikal tazminat ile talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, davalı T.. M.. ile Soma A.Ş. arasındaki ilişkinin geçerli asıl işveren -alt işveren ilişkisi niteliğinde olduğu, davacının Ege Bölgesi 3 Nolu Şube oluşturulması için müteşebbis heyet üyesi olarak atandığı feshin bu sebeple yapıldığından bahisle 6356 saylı Kanun"un 24. maddesi uayrınca bir yıllık tazminata hak kazandığının tesbitine karar verilmiştir
Temyiz:
Kararı davalılar ve davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davalı şirket maden işçisi olan davacının iş sözleşmesini bir gerekçe bildirmeden kıdem ve ihbar tazminatını ödeyerek feshettiğini açıklamıştır. Bu durumda feshin haklı ve geçerli sebebe dayanmadığı yönündeki karar yerindedir. Ancak davalılar arasında muvazaalı bir ilişki bulunup bulunmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o iş yerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin yedinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi ispatlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda bu sorunun çözümü için davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu konuda uyuşmazlık dönemine ilişkin olarak, davalılar arasında hukuki ilişiki ve fiili durum tüm açıklığı ile ortaya çıkaracak sözleşme ve işyeri kayıtları, tüzükleri getirtilerek incelenmeli, davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığı saptanmalı ve bunun sonucu olarakta davalılarının sorumluluklarının ortaya konulması gereklidir. Mahkeme emsal bir kısım dosyalarında Yargıtay 22. Hukuk Dairesince bu gerekçe ile bozulduğunu ancak o dosyalar için toplanan delillerin dosya arasına alındığını ve davalılar arasında alt işvren asıl işveren ilişikisi bulunduğunu belirtmiş isede bu konuda delillerin neler olduğu ve nasıl bir hukuki değerlendirme ile bu sonuca ulaşıldığına dair bir tartışma yapılmadığından varılan sonucun hukuki yeterliliği bulunmamaktadır.
2-Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Yargıtayın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 tarihli 323/391 sayılı ve 10.9.1991 tarihli 281-415 sayılı ve 25.9.1991 tarihli 355-440 sayılı kararları).
Somut olayda davalı T.. M.. hakkındaki davanın husummeten reddine ve davacının Soma Kömür İşletmeleri A.Ş."ne işe iadesine karar verilmiştir. Ancak sendikal tazminat ile boşta geçen süre ücret ve haklarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu kabul edilmiş ise de açıkça karar başlığında gösterilen üç davalıdan hangilerinin sorumlu olduğu açıklanmamıştır. Kabule göre hakkındaki dava husumtten reddedilen T.. M.. aynı dava da bu defa işe aide sonuçlarından birlikte sorumlu tutularak çelişkiye düşülmüştür.
3-Davacı yararına sendikal tazminata hükmedilme gerekçesi Ege 3 Nolu Şubenin kurulması için oluşturulan müteşebbis heyete atanması ve feshin bu şubenin kurulmasına dair yönetim kurul kararının iptal edilmesinden önce gerçekleşmesidir. (T Maden İş Sendikası Yönetim Kurul Kararının iptal edilmesi gerekçesi içeren Dairemizin 2014/32327 esas 2014/32911 sayılı bozma ilamı) Bu konuda ilgili sendikanın tüzüğü getirtilip müteşebbis heyet üyesi ve sendika temsilcisi statüleri incelenerek ve dosya kapsamındaki diğer bilgi ve belger tanık anlatımları değerlendirildikten sonra sendikal tazminata hak kazanılıp kazanılmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.10..2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.