11. Hukuk Dairesi 2018/5385 E. , 2019/6709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 24/04/2018 tarih ve 2016/864-2018/488 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenilmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 19/02/2013 tarihinde davalıya ait uçak ile Diyarbakır"dan Ankara"ya yolculuk ettiğini, ancak müvekkilinin 5.000,00 TL"yi aşkın değerindeki eşyasının bavulu ile birlikte uçağın bagajında kaybolduğunu, bu olay üzerine müvekkilinin davalı kuruma başvurarak kaybolan bavul ile birlikte içindeki eşyaların bedeli olan 4.730,00 TL"nin kendisine ödenmesini istediğini, ancak davalı kurumun müvekkiline çok düşük bir bedel ödemeyi teklif ettiğini, kaybolan eşyaların bazılarının müvekkiline hediye edilen eşyalar olması nedeniyle müvekkilinin manevi yönden derin acı ve ıstırap duyduğunu ileri sürerek şimdilik 4.000,00 TL maddi tazminat ile 4.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ortaklık tarafından davacı yolcuya sınırlı sorumluluk kapsamında serbest bagaj taşıma hakkı olan 15 kg üzerinden, 15 kg x 20 USD = 300 USD karşılığı 540,00 TL teklif edildiğini, ancak bu teklifin davacı/yolcu tarafından kabul edilmediğini, davacının geriye dönük olay tarihinden itibaren faiz talep etmesinin hukuken yerinde olmadığını, davacının ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, Varşova Konvansiyonunda kayıp bagaj nedeniyle yolcunun uğradığı zararın tazmininde belirlenen prensibin, maddi zararları kapsayan ve taşıyıcının sınırlı sorumluluğunu öngören bir prensip olduğunu, mevzuatta yolcunun manevi zararının ayrıca tazmin edileceğinin kabul edilmediğini, bu olay nedeniyle davacının kişilik haklarına yöneltilen bir saldırının varlığından söz etmek mümkün olmadığından davacının hukuki mesnedi olmayan manevi tazminat talebinin reddinin gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Montreal Konvansiyonu’nun 22-b maddesinde yer alan sınırlı sorumluluk hali davacı tarafın özel bildirim yapmadığı gözetilerek 15kg kayıp yük x 19 SDR=285 SDR olup davacının somut olay için davalıdan karşılığı karar tarihine mümkün olan en yakın tarihli SDR/TL kuru ile belirlenmek üzere, 285 SDR"ye tekabül eden TL tutarı kadar maddi tazminat talep edebileceği, buna göre karar tarihindeki SDR kuru esas alınarak toplam maddi tazminatın 1.683,86TL olduğu ve faizin de dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği, ayrıca kayıp nedeniyle davacı tarafın duyduğu elem, keder, yoksunluktan kaynaklanan kaygı, hak ve nesafet kuralları gereğince duyulan manevi üzüntünün bir nebze de olsa giderilmesi maksadıyla takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı taşıma şirketinden alınarak davacı tarafa verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, havayolu ile yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacıya ait ve teslimi gerçekleşmeyen bagajdan dolayı davalının maddi sorumluluğun Varşova Konvansiyonu ve bazı maddeleri tadil eden 4 no"lu Montreal Protokolü gereği üst tutarı oranında sınırlandırılması gerektiği, kaybolan eşyaların da davacıda elem, keder ve yoksunluk yarattığı gerekçesiyle; maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi, uğradığı manevi zarara karşılık olarak manevi tazminat adı altında bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Aynı Yasa"nın 114/2. maddesinde ise, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyasen sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre, sözleşmeye aykırı bir davranış sebebiyle kişilik hakları zarar gören kişinin manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Ancak, her borca aykırı davranışın da kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olduğundan söz edilemez. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için borca aykırı davranışın kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olması gerekmektedir. Somut olayda, bagajda bulunan eşyaların günlük kıyafetler olduğunun anlaşılması karşısında bu eşyaların kaybı nedeniyle davacının nasıl manevi zarara uğradığı açıklanmadan manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın BOZULMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 35,58 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.