Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/542
Karar No: 2020/1437
Karar Tarihi: 14.02.2020

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/542 Esas 2020/1437 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2020/542 E.  ,  2020/1437 K.

    "İçtihat Metni"

    I-TALEP;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2019 tarih ve 2019/132816 sayılı yazısı ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299/1, 299/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kiğı Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2019 tarihli ve 2019/21 esas, 2019/32 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, Mahkemesince hüküm kurulurken temel cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 299/1 maddesi gereğince 4 yıl hapis cezası olarak belirlenmesini müteakip, suçun aleni işlendiğinden bahisle aynı Kanun’un 299/2. maddesinde yer alan "Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır" şeklindeki hüküm uyarınca temel ceza olarak belirlenen 4 yıl hapis cezası üzerinden, 1/6 oranında arttırım yapılması gerekirken, anılan düzenlemeden farklı olarak 1/2 oranında arttırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/12/2019 gün ve 94660652-105-12-19630-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II-OLAY;
    Facebook adlı sosyal medya hesabından adına kayıtlı adresten ve ... adlı Twitter kullanıcısına ait sosyal medya hesabından örgüt propagandası ve Cumhurbaşkanına hakaret içerir paylaşımlarda bulunduğu değerlendirilen sanık hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, 22.06.2016 tarihinde verilen ayırma kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma suçlarından yapılan soruşturma dosyasından ayrılarak Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında 2016/265 sayılı numaraya kayden yürütülen ve Facebook sosyal medya paylaşım sitesinde yapmış olduğu paylaşımlara istinaden 17.10.2018 tarihli kovuşturma izninin alınmasına müteakip Kiğı Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/265 soruşturma, 2019/28 esas ve 2019/25 numaralı, 06.03.2019 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı TCK"nın 299/1, 125/4, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Kiğı Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/21 esasına kayden açılan, süreçte iddianame ve duruşma gününü bildirir davetiyenin katılma hakkı bulunan Cumhurbaşkanlığına gönderilerek davadan haberdar edilmediği anlaşılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda 23.05.2019 tarihinde tefhim olunan hükümle; 5237 sayılı TCK"nın 299/1 maddesi gereğince takdiren ve teşdiden hükmedilen 4 yıl hapis cezasının suçun alenen işlediği gerekçesi ile yarı oranında artırım yapılarak 6 yıl hapis cezası ile ve TCK"nın 62 maddesi gereğince de 1/6 oranında indirim yapılarak 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair aynı Kanunun 53. maddesinin de tatbiki sureti ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere mahkumiyetine karar verildiği görülmüştür.
    Mahkemenin 2019/21 esas 2019/32 karar sayılı gerekçeli kararında; "Sanık suçu kişilere açık erişimi bulunan Facebook hesabı üzerinden yaptığından, TCK Madde 299/3"de düzenlenen aleniyet şartını taşıdığı anlaşılmış, kısa kararda 1/6 artırım yapılması gerekirken 1/2 artırım yapıldığı anlaşılmıştır. Sanığın yapmış olduğu paylaşımların sayısı ve yoğunluğu dikkate alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, artırım sebebi yapılmıştır. Sanığın duruşmadaki hal ve tavırlarının takdiri indirim nedeni olarak kabul edildiğinden cezasında 1/6 oranında indirim yapılmıştır. Sebep ve koşulları bulunmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi müessesesi uygulanmayarak aşağıdaki şekilde" hüküm tesis edildiği belirtilmiştir.
    Cumhuriyet savcısı ve Başsavcılığınca görüldüsü yapılan, suçun mağduru Cumhurbaşkanlığına tebliğ edilmediği/tebliğ edildiğine dair fiziki belgeler içerisinde bir tebligat parçasının yer almadığı, UYAP sisteminde de bu hususta bir evrakın bulunmadığı görülen gerekçeli kararın, yasal süresi içerisinde istinaf edilmediğinden, 31.05.2019 tarihinde kesinleştiğinden bahisle infaz işlemlerine başlanıldığı görülmüştür.
    07.10.2019 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosunca, fazla cezaya hükmedildiğinden kesinleşen karara yönelik kanun yararına bozma yoluna gidileceğinden infazın 5275 sayılı Kanunun 98. maddesi gereğince durdurulmasına karar verilerek dosyanın gönderilmesinin istenildiği; Kiğı Asliye Ceza Mahkemesince, 2019/21 esas, 2019/32 karar sayılı 11.11.2019 tarihli ek karar ile hükümlü hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 5 yıl hapis cezasına hükmedildiği, hükmün ikinci maddesinde TCK"nın 299. maddesinin 2. fıkrası uyarınca altıda bir oranında indirim yapılması gerekirken yarı oranında indirim yapıldığı, bu durumun mevzuat bakımından mümkün olmadığı ve kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği anlaşıldığından infazın durdurulmasına ve kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği, 21.11.2019 tarihli yazı ile Cumhuriyet Başsavcılığınca fazla cezaya hükmedilen kararın kanun yararına bozması hususunda ihbarda bulunulmasına müteakip Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce 20.12.2019 tarihli yazı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kesinleşen kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI;
    Cumhurbaşkanına alenen hakaret suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 299/1 maddesi gereğince belirlenen temel cezanın, aynı Kanunun 299/2. maddesi uyarınca 1/6 yerine 1/2 oranında artırılmasında hukuki isabet bulunup bulunmadığına ilişkin ise de öncelikli sorun istemin kanun yararına bozmaya konu olup olamayacağına yöneliktir.
    IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438-2012/141 sy., 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy., 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy., 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9- 30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulama kesin hükmün otoritesini sarsmakla kalmaz, hukukun abesle iştigal etmemek kuralını da yıpratır. Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez. Esasen hukuki değer taşımayan kararlar da kanun yararına bozma yasa yolu ile incelenemez. Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yoluna bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
    5271 sayılı CMK"nın, kararların açıklanması ve tebliği başlıklı 35/2. maddesine göre; "Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hakim veya mahkeme kararları, hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur."
    Aynı Kanunun 233/1. maddesi gereğince, mağdur ile şikayetçi mahkeme başkanı veya hakim tarafından çağrı kağıdı ile çağrılıp dinlenir. Keza Kanunun 234/1-b maddesi kapsamında mağdur ya da şikayetçinin, kamu davasına katılma hakkının kısıtlanmaması bakımından duruşmadan haberdar edilmesi gerekir.
    Kanun yollarına başvurma hakkını düzenleyen CMK’nın 260/1 maddesinde başvurucunun, "katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş" olması aranmıştır. Keza mağdur veya şikayetçinin, aynı Kanunun 234/1-b-6. maddesinde de, davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma hakkı bulunmaktadır.
    Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülüp ret olunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır. (CMK 237/2. madde)
    5237 sayılı TCK’nın 299. maddesinde yer alan Cumhurbaşkanına hakaret suçu, kişilere ve şerefe karşı suçlar içerisinde değil Devlete karşı işlenmiş suçlar bölümünde düzenlenerek Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığının korunmasını amaçlamıştır. Devlete karşı işlenen suçlardan bir kısmının gerçek mağdurunun makamı temsil eden gerçek kişi olmakla birlikte, devlete ilişkin hukuki yararın korunması, kişiye nazaran daha üstün tutulmuştur.
    Suç doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı olan kişiye karşı işlenmekte ise de, suçla korunan ve bu nedenle ihlal edilen hukuki değer devletin siyasal iktidar yapısıdır. (Özek, Siyasi İktidar Düzeni ve Fonksiyonları Aleyhine Cürümler, İst 1967 s. 10) Ceza himayesinin konusu Devlet kuvvetlerinin korunmasıdır. (Faruk Erem, Türkiye Barolar Birliği Dergisi 1991/1, Manzini V trattato di diritto penale İtaliano, IV, Torino, 1926 s. 198)
    Normun aynı zamanda Cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığını da koruma altına aldığında kuşku yoktur.
    Bu durumda suçun mağduru, suçtan doğrudan zarar gören Cumhurbaşkanı ile toplumun/kamunun tamamıdır ki onu da Cumhurbaşkanı temsil eder.
    5271 sayılı CMK’nın 309/1. maddesi, kanun yararına bozmaya konu olacak kararların, hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararlar olması gerektiğini belirttiğine göre, usulüne göre kesinleşmeyen kararların olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozmaya konu olamayacağı açıktır.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine dair hükümle ilgili yapılan yargılama sürecinde; davaya katılma ve yasa yoluna başvurma hakkı bulunan suçun mağduru Cumhurbaşkanlığı makamının usulüne uygun biçimde davadan haberdar edilmediği, gerekçeli kararın da tebliğ edilmediği anlaşılmakla, usule uygun şekilde kesinleşmemesi nedeniyle olağan yasa yollarına tabi karara yönelik kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.

    V-SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenler ile;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2019 tarih ve 2019/132816 sayılı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi