22. Hukuk Dairesi 2017/23327 E. , 2019/15098 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, anılan çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları, davacı tanıklarının beyanlarına göre hesaplanmıştır. Ancak beyanları esas alınan bu tanıkların hesaplamaya konu döneminin tamamında davacı ile birlikte çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda; tanıkların davalı işyerinde çalışma sürelerini gösteren Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları temin edilmeli, davacı ile birlikte çalıştıkları sürelerle bağlı kalınarak fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları konusunda bir değerlendirme yapılmalıdır. Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma şekli ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de davacı, dava dilekçesinde açıkça belirsiz alacak davası açtığını belirtmeden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle kısmi olarak bildirdiği alacakların tahsilini talep etmiştir. Sonrasında da tam ıslah yapılarak usulüne uygun bir şekilde dava belirsiz alacak davasına dönüştürülmemiştir. Mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesine göre belirsiz alacak davası olduğu belirtilerek hüküm kurulmuş ise de, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı açıktır. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın kısmi dava olduğu dikkate alınarak, kısmi davaya ilişkin kurallara göre görülüp,süresindeki zamanaşımı defi dikkate alınarak sonuçlandırılması gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.