Esas No: 2021/4396
Karar No: 2021/10459
Karar Tarihi: 30.09.2021
Danıştay 6. Daire 2021/4396 Esas 2021/10459 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/4396
Karar No : 2021/10459
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
VEKİLLERİ : Av. …
DİĞER (DAVACILAR) : 3- ... …
10- ...
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : ... Holding A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırklareli İli, Merkez İlçesi, ..., ... ve ... Köyleri ile Kofçay İlçesi, ..., ..., ... ve ... Köyleri mevkiinde davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "... Rüzgar Enerjisi Santralı (19 adet Türbin 76 MWm/ 70 MWe)" projesiyle ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla (çevre mühendisi, makine mühendisi, inşaat mühendisi, biyolog ve şehir plancısından oluşan bilirkişi heyetiyle) yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; "1. Projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığı çevre mühendisliği yönünden; ÇED raporunda belirtilen önlemlerin incelendiği, atıksu, hava kirliliği ve gürültü konularında projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin mevzuat ve bilimsel esaslara göre de kabul edilebilir düzeylerde olduğu, kirletici değerlerin mevzuatta verilmiş sınır değerlerin altında kalacak şekilde çalışılacağı, biyoloji uzmanlığı (flora-fauna) yönünden; nihai ÇED raporunda proje alanında (sf.232) mera alanının bulunmadığının belirtildiği, ancak çevre köyler ve bölgedeki hayvancılık düşünüldüğünde, önlem olarak sadece hayvan giriş-çıkışını engelleyecek çit, set vb. engellerin konulmayacağının bildirildiği, halbuki inşaat-patlatma ve işletim sürecinde mevcut hayvanların rahatsız olmayacağı veya durumdan etkilenmeyeceğine dair tedbirlerden bahsedilmediği, ayrıca 19 türbin üzerinden planlanan ÇED raporunda neden 40 türbinden bahsedildiğinin de anlaşılamadığı, projede türbin ve çevresinde oluşacak elektromanyetik etkinin doğal ortam seviyesini bozmayacak düzeyde olacağının beyan edildiği, proje kapsamında 47.500 m2 alanda bitki-toprak sıyırma işlemi yapıldığı, arazi düzenlemesinde kullanılmak üzere depolanacağının beyan edildiği, proje sahası kuşlar açısından değerlendirildiğinde, göç rotasında yer almasından (sf.228) ve toplamda 41 kuş türü içermesinden dolayı zengin bir faunaya sahip olduğunun anlaşıldığı, uluslararası sözleşmeler açısından; nesli tehlike altında tür (şah kartalı) ve Bern Sözleşmesine göre 28 adet korunması gereken tür içermesi, oldukça hassas ve titiz önlemlerin alınmasını gerektirdiği, raporda belirtildiği üzere (sf. 228) bu türlerin üreme durumlarının netleştirilmesi (proje sahasının bazı türler için üremeye uygun habitat özelliği göstermesinden dolayı), proje ekibinin bu konuya dair bilgilendirilmelerinin gerekli olduğu, ayrıca belirtildiği üzere 2 yarasa türünün de (Cüce yarasa ve Akdeniz cüce yarasası) proje sahası içinde yer aldığı, nihai ÇED raporunda bu konuya dair firmanın yapmayı planladığı önlemler; Şah kartalı için sadece üreme döneminde izleme, RES inşaatını oldukça kısa sürede tamamlayarak kuşları minimum seviyede etkileme, gereksiz yerlerde kayalık ve taşlıkların tahrip edilmeme, personelin konuya dair bilgilendirilmesi olarak beyan edildiği, ancak tüm bunların yapılabilirliği ancak firmanın kendi bünyesinde proje dahilinde konusunda uzman personel bulundurmasıyla mümkün olabileceği, izleme ve bilgilendirme çalışmalarının nasıl yapılacağına dair herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, özellikle iddia edildiği gibi santralin 49 yıl boyunca işletileceği düşünüldüğünde mevcut ekosistemdeki bu faunanın korunabilmesi ve güvencesi için önlemler yeterli olarak değerlendirilmediği, proje flora raporunda belirtilen bölgesel endemik (tehlike altına girmeye aday) ve proje alanında yetişen (sf.448) E. amygdoloides var. robbiae için tavsiye edilen ex-situ korumaya yönelik firma taahhüdü önlem raporda belirtilmediği, bununla beraber sf. 526'da belirtilen tavsiye önleme de uyulması gerektiği, bu durumun önemli bir eksiklik olarak değerlendirildiği, (sf. 531'de de belirtilen- bölgeye dair biyolojik çeşitliliğe dair raporları hazırlayan uzmanlar tarafından) tavsiye edildiği üzere türbinlerin etrafının kafes telle çevrilmesi, yaban hayvanlarının etkilenme durumlarının takibi, omurgalılar için direkler arası mesafe vb. önlemlerin firma beyan ve taahhütlerinde yer almaması da firmanın bu konudaki hassasiyetinin zayıf olabileceğini düşündürdüğü, Ek-8 de uzman raporu tavsiyeleri dikkate alınarak yapılacak bir işletme ve önlemlerle ekosistem ve arıcılık faaliyetleri içinde yer alan arıların etkilenmeyeceğinin düşünüldüğü, iddia edildiği üzere Trakya arısının proje alanı içinde yer aldığına dair herhangi bir verinin olmadığının anlaşıldığı, inşaat mühendisliği yönünden; inşaat mühendisliği disiplini açısından yapılan ve uygulanan teknikler ile bunların çevereye etkisi belirlenen yönetmelikler çerçevesinde uygun olduğu, makine mühendisliği yönünden; proje kapsamında inşası öngörülen türbinlerin yerleşim yerlerine yeterince uzak (2-3 km) ormanlık ve açık alanlarda olması itibarıyla ve ilgili nihai ÇED raporunda belirtilen türbinlere ilişkin 104 db seviyesindeki gürültü seviyesinin türbin şaft merkezinden 300 m uzaklıktan itibaren çok azalacağı, dolayısıyla söz konusu projedeki rüzgar türbinlerinin gürültü açısından insanlara önemli düzeyde bir sorun oluşturmayacağının değerlendirildiği, rüzgâr türbinlerinde teknolojik gelişmeye bağlı olarak gürültü sorunu ayrıca ortadan kaldırılabildiği, proje kapsamında yapılması öngörülen türbinlerin buzlanma önleyici ısıtma sistemine sahip olacağının belirtildiği, bu durumda bu hususun da bir sorun oluşturmayacağının değerlendirildiği, 2. ÇED raporunun yeterli uzman personel tarafından hazırlanıp hazırlanmadığı çevre mühendisliği yönünden; nihai ÇED raporunun son sayfasında “Tebliğin İlgili Maddesi Kapsamında Çalıştırılacak Personel” listesinde verilen isimler ve uzmanlıklar incelendiğinde, raporun “3 Çevre Mühendisi, 1 Uzman Biyolog, 2 Biyolog, 1 Jeoloji Mühendisi, 1 Orman Mühendisi, 1 Ziraat Mühendisi” olmak üzere toplam 9 teknik personel tarafından hazırlanmış olduğu, burada verilmiş bilgilerden, raporun yeterli sayıda personel tarafından hazırlanmış olduğunun kabul edilebileceği, sözü edilen tabloda her bir personelin sorumlu olduğu konuların, bölüm numaraları ile birlikte verildiğinin görüldüğü, ancak personelin uzmanlıkları konusunda dosya içeriğinde herhangi bir bilgi yer almadığı için, değerlendirme de yapılamadığı, personelin uzmanlıkları hakkında nasıl bir kriter seçilmesi (yıla göre mi, çalıştıkları projeye göre mi, yoksa bilfiil yaptıkları proje tip ve sayısına göre mi uzman denilecek) gerektiği konusunun da tartışmalı olacağı dikkate alındığında, ayrıca personele ait bilgilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın elinde olmakla, Bakanlık tarafından da firmaya Yeterlik Belgesi verildiğine göre, çalıştırılan personelin de doğrudan uzman olduklarının Bakanlık tarafından kabul edilmiş olduğu anlamının çıktığı söylenebileceği, biyoloji uzmanlığı (flora-fauna) yönünden; hazırlanan nihai rapor ve ek raporlarda (yarasa ve arı için hazırlanan raporlar) hedef konulara yönelik uzmanların yer aldığı anlaşıldığı, inşaat mühendisliği yönünden; inşaat sırasında çevrede yaratılacak olumsuz etkilerin belirlenmesi, önlenmesi ve mevcut şartnamelere uygunluğu çevre mühendisliği disiplini uzmanlık alanı olduğu, dolayısıyla ÇED raporunun hazırlanmasında 3 adet çevre mühendisinin bulunmasının yeterli olduğu, makine mühendisliği yönünden; nihai ÇED raporunda verilen bilgilerden, raporun yeterli sayıda uzman personel tarafından hazırlanmış olduğunun kabul edilebileceğinin değerlendirildiği, 3. Raporun yeterli bilimsel verilere dayanıp dayanmadığı çevre mühendisliği yönünden; projede inşaat ve işletme sırasında ortaya çıkacak atıkların hesaplanmasında, literatür ve yönetmeliklerde verilmiş kriterlerin esas alındığı, Ekosistem Değerlendirme Raporu (Ek-5), Peyzaj Onarım Planı (Ek-7), Arıcılık ve Polinatörler Üzerine Araştırma Raporu (Ek-8), Ornitolojik Değerlendirme ve İzleme Raporu (Ek 9), Yarasa Raporu (Ek 10), Hava Kalitesi Modelleme Raporu (EK 12), Elektromanyetik Etki Değerlendirme Raporu (EK 13) hazırlatıldığı dikkate alındığında, çevresel etkileri olacak hususların bilimsel verilere göre raporlandığının anlaşıldığı, biyoloji uzmanlığı (flora-fauna) yönünden; nihai ÇED ve ek raporlarda (yarasa ve arı için hazırlanan raporlar) hedef konulara yönelik uzmanların kullandıkları metodoloji ve literatürlerin uygun görüldüğü, buna göre raporun bilimsel verilere dayandırılarak hazırlandığı öngörüldüğü, inşaat mühendisliği yönünden; nihai ÇED raporunda inşaat sırasında uygulanan yöntemler ve bunların çevreye vereceği etkilerin belirlenmesi ilgili yönetmelikler ve bilimsel değerlendirmelerin inşaat mühendisliği yönünden uygun olduğu, makine mühendisliği yönünden; nihai ÇED ve ek raporlarda hedef konulara yönelik uzmanların kullandıkları metodoloji ve literatürlerin uygun görüldüğü, buna göre raporun bilimsel verilere dayandırılarak hazırlandığının öngörüldüğü, 4. Çevresel etkiler ve alınacak önlemler bakımından yeterli detaylar içerip içermediği çevre mühendisliği yönünden; verilen bilgilerden, proje kapsamında alınacak önlemler bakımından ÇED raporunun yeterli detaylar içerdiğinin anlaşıldığı, biyoloji uzmanlığı yönünden; proje flora raporunda belirtilen bölgesel endemik (tehlike altına girmeye aday) ve proje alanında yetişen (sf.448) E. amygdoloides var. robbiae için tavsiye edilen ex-situ korumaya yönelik firma taahhüdü önlem raporda belirtilmediği, bununla beraber sf. 526' da belirtilen tavsiye önleme de uyulması gerektiği, bu durumun önemli bir eksiklik olarak değerlendirildiği, (sf. 531'de de belirtilen- bölgeye dair biyolojik çeşitliliğe dair raporları hazırlayan uzmanlar tarafından) tavsiye edildiği üzere türbinlerin etrafının kafes telle çevrilmesi, yaban hayvanlarının etkilenme durumlarının takibi, omurgalılar için direkler arası mesafe vb. önlemlerin firma beyan ve taahhütlerinde yer almaması da firmanın bu konudaki hassasiyetinin zayıf olabileceğini düşündürdüğü, *Ek-8 de uzman raporu tavsiyeleri dikkate alınarak yapılacak bir işletme ve önlemlerle ekosistem ve arıcılık faaliyetleri içinde yer alan arıların etkilenmeyeceğinin düşünüldüğü, iddia edildiği üzere Trakya arısının proje alanı içinde yer aldığına dair herhangi bir verinin olmadığı anlaşıldığı, proje kapsamında alınacak önlemler açısından ÇED raporunun yeterli detaylar içermediğinin düşünüldüğü, inşaat mühendisliği yönünden; proje kapsamındaki çalışmalar çevre açısından alınacak yöntemler, temel ve yol hafriyatı, kullanılacak malzeme, ulaşım yolları ve idari-teknik binaların inşası ve temel kazısı sırasındaki patlatmalar açısından değerlendirilebileceği, burada çevre açısından en önemli kısım önemli büyüklükteki hafriyat malzemesi olduğu, bu malzemenin (atık zeminin) il özel idaresinin göstereceği bir alana döküleceğinin ÇED raporunda belirtildiği, ulaşım yollarının geliştirilmesi ve yenilerinin yapılması gerekli olduğu, buradan çıkacak hafriyatın da önceki maddedeki gibi berteraf edileceği, inşaat sırasında kullanılacak malzemelerin (beton, inşaat çeliği türbin elemanları gibi) dışarıdan getirileceği, beton santralinin kurulmayacağı, temel zemin kazısı sırasındaki patlatmaların ve bunların etkilerinin önlemesi ile ilgi değerlendirmelerin ÇED raporunda olduğu, makine mühendisliği yönünden; proje kapsamında inşası öngörülen türbinlerin yerleşim yerlerine yeterince uzak (2-3 km) ormanlık ve açık alanlarda olması, projenin inşaat ve işletme aşamalarında yapılması planlanan tüm çalışmaların ve çevresel etkiler için alınması öngörülen önlemlerin, makine mühendisliği ile ilgili alanlarda yeterli detaylar içerdiğinin değerlendirildiği, 5. Çevresel etki değerlendirmesi olumlu" kararının ilgili mevzuat hükümlerine uygun düzenlenip düzenlenmediği çevre mühendisliği yönünden; faaliyetin, ÇED Yönetmeliğinde Ek-I (Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler Listesi) listesinde, 43- (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Türbin sayısı 20 adet ve üzerinde veya kurulu gücü 50 MWm ve üzerinde olan rüzgar enerji santralleri kapsamında yer aldığı, buna göre de ÇED başvuru dosyası hazırlanarak ÇED sürecinin devam ettirildiği, inceleme ve değerlendirme işlemlerinden sonra Bakanlık tarafından “ÇED Olumlu” kararının verildiğinin anlaşıldığı, biyoloji uzmanlığı (flora-fauna) yönünden; hazırlanan nihai ÇED raporunun, ÇED mevzuatına uygun olarak hazırlandığı ve ÇED olumlu karar sürecinin de uygun olarak yürütüldüğünün anlaşıldığı, 6. Kırklareli İl Çevre Düzeni Planının plan notları ile uyumlu olup olmadığı; 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı ve 1/25.000 ölçekli Kırklareli İl Çevre Düzeni Planı plan hükümlerinde davaya konu alanda Rüzgar Enerji Santrali ve üretim tesisleri planlanmasını kısıtlayan bir hüküm bulunmadığı, önerilen fonksiyonun üst ölçekli planlar ile uyumlu olduğu, projenin uygulanacağı alanların orman alanları üzerinde yer aldığı ve bu alandaki tesislerle ilgili şartlı hükümlerin bulunduğu ve ilgili mevzuat çerçevesinde ilgili idarelerin iznine tabi olduğu ve diğer hususların raporda belirtildiği tespit edildiği, davaya konu alanın bulunduğu plan ve plan hükümlerindeki fonksiyonlara göre alınan/taahhüt edilen izinler çerçevesinde 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı ve 1/25.000 ölçekli Kırklareli İl Çevre Düzeni Planına aykırı bir durum bulunmadığının değerlendirildiği, sonuç olarak; a. Çevre Mühendisliği açısından yerinde olduğu, b. İnşaat Mühendisliği açısından yerinde olduğu,c. Makine Mühendisliği açısından yerinde olduğu, d. Biyoloji uzmanlığı açısından yerinde olmadığı, e. Şehir Planlama açısından yerinde olduğu" yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; hazırlanan nihai ÇED raporunun ÇED mevzuatına uygun olarak hazırlandığı ve ÇED olumlu karar sürecinin de uygun olarak yürütüldüğü, nihai ÇED raporunun yeterli sayıda uzman personel tarafından, bilimsel verilere dayandırılarak hazırlandığı, proje kapsamında alınacak önlemler bakımından ÇED raporunun yeterli detaylar içerdiği, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin mevzuat ve bilimsel esaslara göre de kabul edilebilir düzeylerde olduğu, kirletici değerlerin mevzuatta verilmiş sınır değerlerin altında kalacak şekilde çalışılacağı, davaya konu alanın bulunduğu plan ve plan hükümlerindeki fonksiyonlara göre alınan/taahhüt edilen izinler çerçevesinde 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı ve 1/25.000 ölçekli Kırklareli İl Çevre Düzeni Planına aykırı bir durum bulunmadığı, her ne kadar biyoloji uzmanlığı (flora-fauna) yönünden yapılan değerlendirmede, inşaat-patlatma ve işletim sürecinde mevcut hayvanların nasıl rahatsız olmayacağı veya durumdan etkilenmeyeceğine dair tedbirlerden bahsedilmediği, izleme ve bilgilendirme çalışmalarının nasıl yapılacağına dair herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, santralin 49 yıl boyunca işletileceği düşünüldüğünde mevcut ekosistemdeki bu faunanın korunabilmesi ve güvencesi için önlemlerin yeterli olarak değerlendirilmediği, Trakya arısının proje alanı içinde yer aldığına dair herhangi bir verinin olmadığı ileri sürülmekte ise de; ÇED raporunda proje alanına ilişkin flora ve fauna değerlendirmelerinin yapıldığı, projenin flora ve fauna üzerine olabilecek etkilerinin değerlendirildiği ve bu etkilerin giderilmesine yönelik önlemlere yeterli düzeyde yer verildiği, biyoloji uzmanlığı (flora-fauna) yönünden değerlendirmelerin ÇED raporunu kusurlandırıcı nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, projenin mahiyeti ve yeri itibarıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre çevresel etki değerlendirmesinin olumlu bulunmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Öte yandan; davacılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından Mahkemeye sunulan 12/11/2020 tarihli dilekçe ile adı geçen davacılar yönünden davadan feragat edildiği görülmüştür.
Belirtilen gerekçelerle; davacılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davadan feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ... ve ... yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Haklarında davanın reddine karar verilen davacılar tarafından, ikinci kez adli yardım talebinde bulunulduğu halde, Mahkemece bu konuda bir karar verilmeyerek, yargılama giderlerinin feragat sebebiyle davacılar aleyhine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, nitekim 15.000 TL keşif ve bilirkişi ücretinin istenilmesi üzerine bir kısım davacıların bu miktarı verememesi nedeniyle köy defterinin örneği sunularak iki köy muhtarı adına ikinci kez adli yardım talebinde bulunulduğu, dolayısıyla yeni bir durum söz konusu olduğu halde, Mahkemece bir karar verilmediği, proje kapsamında üretilen elektriğin 10 km uzunluğundaki bir elektrik nakil hattıyla şebekeye bağlanacağı, ancak ÇED raporunda elektrik nakil hattı ve inşa edilecek yolların güzergahı ile bu güzergah üzerindeki duyarlı alanlarla ilgili bilginin bulunmadığı, oysaki RES projesinin, rüzgar türbini, trafo merkezi ve iletim hatlarıyla birlikte entegre bir proje olduğu, dolayısıyla iletim hatlarının çevresel etkilerinin türbin ve trafo merkeziyle birlikte değerlendirilmesinin gerektiği, ayrıca türbinler arasında ulaşım için gerekli yol uzunluğu ve genişliğiyle ilgili bir açıklamanın bulunmadığı, dolayısıyla yolların olası çevresel etkilerinin irdelenmesinin mümkün olmadığı, proje kapsamında yapılacak tesis ile sıyrılacak toprak miktarı arasında tutarsızlık bulunduğu ve sıyrılacak toprak derinliğinin belli olmadığı, nitekim toprak derinliğinin değişmesi, toz emisyon miktarının da değişmesine neden olacağı, yolların yapımı ile elektrik iletim hatları gibi projelerin, orman ekosistemlerinin parçalanmasına neden olduğu, tarım ve hayvancılık gibi sektörel değerlendirmelerin proje etki alanı üzerinde incelenmesi gerekirken, il genelinde inceleme yapıldığı, proje alanının kuş göç rotalarına yakın olması nedeniyle Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü görüşü doğrultusunda sonbaharda kuş gözleminin yapılmadığı, kaldı ki biyolog olan bilirkişi tarafından da inşaat ve işletme aşamasında faunanın etkilenmemesi için alınması gereken tedbirler ile projenin izleme ve bilgilendirme çalışmaları bakımından ÇED raporunun eksik bulunduğu, makine ve inşaat mühendislerinin projenin çevresel etkileri bakımından değerlendirme yapabilecekleri bir hususun olmadığı, bu nedenle bilirkişi heyeti arasında elektik mühendisi ile projenin orman, tarım ve hayvancılık üzerine etkilerinin değerlendirilmesi bakımından orman ve ziraat mühendislerinin de olması gerektiği, dolayısıyla Mahkemece eksik incelemeyle davanın reddine karar verildiği belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davanın reddini gerektiren hususların Mahkeme kararında karşılandığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALI YANINDA MÜDAHİLİN SAVUNMASI : Projenin ilk olarak (ÇED başvuru aşamasında) 40 adet türbin, sonrasında ise yapılan değiklikle 19 türbin olarak planlandığı, dolayısıyla planlamada yapılan değişiklikten bahsedilmesi gerektiğinden ÇED raporunda zaman zaman 40 türbin ifadesinin geçtiği, ancak hesaplamaların 19 türbin üzerinden yapıldığı, davacılar tarafından ilk adli yardım taleplerinin reddi sonrasında itiraz yolu kullanılmaksızın ve mali güçlerinde önemli bir değişiklik olduğu ortaya konulmaksızın, davada taraf olmayan köy tüzel kişilikleri adına ikinci kez istenilen adli yardım hakkında karar verilmemesinin usuli bir aykırılık olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, ÇED raporunda enerji nakil hattına ilişkin ayrıntılı bilgilerin bulunduğu, davacıların iddia ettiği ve projede bulunan enerji nakil hattının, ÇED Yönetmeliği Ek-2 kapsamında olduğu hususunun, şehirler arası elektriğin taşınmasında kullanılan yüksek gerilim hatlarına ilişkin olduğu, proje kapsamındaki enerji nakil hatlarının ise yüksek gerilim hattı niteliğinde olmadığı, ÇED raporunda 1/25.000 ölçekli ulaşım güzergahı haritası başta olmak üzere, birçok plan ve haritada inşa edilecek yolların güzergahı ile saha içi ulaşım yolunun 29 km'sinin revize edileceğine dair bilginin bulunduğu, dolayısıyla yol güzergahları ile güzergah üzerindeki duyarlı alanlara ilişkin ÇED raporunda bir bilginin olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, proje sahasındaki tesislerin toplam alanı ile toplam sıyrılacak yüzey alanının, farklı olmasının tutarsızlık oluşturmayacağı, nitekim her tesis bakımından topoğrafya nedeniyle bir toprak sıyırma işleminin gerekli olmadığı, kaldı ki peyzaj raporunda toprağın kaç cm sıyrılacağı ve bağlantılı konularda detaylı açıklamaların bulunduğu, temyiz dilekçesinde projenin ormanlık alanların bölünmesine neden olacağı belirtilmiş ise de, buna yönelik somut bir açıklamanın bulunmadığı, iddia edilenin aksine, ÇED raporunda, ormancılık ile tarım ve hayvancılık bakımından projenin etki alanı özelinde birçok değerlendirmenin yapıldığı, bilirkişi heyetinde bulunan çevre mühendisi ile biyoloğun, proje özelinde orman ve ziraat mühendisi bilirkişilerinin sunacakları katkılardan daha kapsamlı katkılar sunabileceklerinden, orman ve ziraat mühendisinin bilirkişi heyetinde bulunmayışının eksiklik oluşturmayacağı, aynı şekilde elektik mühendisinin de projenin çevresel etkileri bakımından dosyaya bir katkısının söz konusu olmayacağı, inşaat ve işletme aşamasında faunanın korunmasıyla ilgili tedbirler ile kuş ve yarasa izleme çalışmalarına yer verildiği, ayrıca ilgili kumlarca talep edilecek tüm ek koruma önlemlerine uyulacağının da taahhüt edildiği, benzer şekilde projeyle ilgili bilgilendirme çalışmalarına da yer verildiği, hem endemik türle hem de yaban hayatının korunmasıyla ilgili uzman görüşünde yer alan tüm önlemlerin (diğer uzman görüşlerinde olduğu gibi) taahhüt edildiği, mevzuatın aradığının ötesinde ek taahhütlerin verilmesinin faydalı olacağı kabul edilse dahi, söz konusu eksikliklerin dava konusu işlemin iptalini gerektiren ağırlıkta olmadığı, dolayısıyla biyolog bilirkişisi tarafından yapılan değerlendirmelerin soyut ve genel nitelikte olduğu, diğer bilirkişiler tarafından da ÇED raporunun yeterli bulunduğu, bu nedenle dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının temyiz edilen redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Üye ...'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece maddi olay açıklığa kavuşturulmadığından, bu aşamada temyiz isteminin esasının görüşülemeyeceği sonucuna varılarak, gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davalı yanında müdahil tarafından, Kırklareli İli, Merkez İlçesi, ..., ... ve ... Köyleri ile Kofçay İlçesi, ..., ..., ... ve ... Köyleri mevkiinde revize sonrası 76 MWm/70 MWe kurulu gücünde 19 adet türbinden oluşan ... Rüzgar Enerjisi Santralinin planlanması üzerine, ÇED raporu hazırlanarak davalı idareye sunulmuş, ilgili kurumların görüşleri neticesinde, davalı idare tarafından söz konusu projeyle ilgili ... tarih ve ... sayılı ÇED Olumlu kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına yer verilmiştir. Aynı Yönetmeliğin Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler, Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı; a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler, b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar, Notlar ve Kaynaklar; Ekler: Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası hazırlanmasında kullanılan bilgi ve belgeler ile raporda kullanılan tekniklerden rapor metninde sunulamayan belgeler, Proje için seçilen yerin koordinatları, Proje için belirlenen yer ve alternatiflerinin varsa; çevre düzeni, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, Proje ile ilgili olarak daha önceden ilgili kurumlardan alınmış belgeler şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin ve bulunduğu çevrenin özelliklerine göre, proje tanıtım dosyasını veya nihai ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle seçilmesi gerekmektedir. Nihai ÇED Raporunda veya proje tanıtım dosyasında onlarca uzmanın imzası bulunabildiğinden, birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre değerlendirilmesi zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından gerekliliktir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar İdare Mahkemesince; çevre mühendisi, makine mühendisi, inşaat mühendisi ve şehir plancısı tarafından ÇED raporunun yeterli bulunduğu, biyolog tarafından eksik olduğu belirtilen hususların ise ÇED raporunu kusurlandırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bilirkişi raporunda biyolog tarafından ekosistem değerlendirme raporunda yer alan bir takım önlemlerin, ÇED raporunda taahhüt edilmemesinin eksiklik olarak ileri sürüldüğü anlaşılmış olup, ekosistem değerlendirme raporunun, ÇED raporunun ekinde yer aldığı ve davalı yanında müdahil tarafından, ÇED raporu ve eklerinde belirtilen tüm öneri ve tedbirlerin alınacağı taahhüt edildiğinden, ÇED raporunun ekindeki raporda belirtilen önlemlerin, ÇED raporunun içeriğinde ayrıca yer almaması eksiklik olarak değerlendirilmemekle birlikte, davacılar tarafından temyiz dilekçesinde; türbinler arasındaki yollar ile enerji iletim hattının güzergahı, türbinler arasındaki yolların uzunluğu ve genişliği, sıyrılacak toprağın derinliği, enerji iletim hattının çevresel etkileri, proje etki alanı özelinde projenin tarım ve hayvancılık ile ormancılığa etkisi, (Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce türbinlerin işletmeye geçmesiyle birlikte ilkbahar, sonbahar ve kış döneminde kuş hareketliliğinin izlenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen) ÇED raporunun hazırlık aşamasında sonbaharda kuş hareketliliğinin izlenmesi ile ilgili hususların ÇED raporunda bulunmadığının ve tesislerin kaplayacağı alan ve sıyrılacak toprak arasında miktar bakımından ise ÇED raporunda tutarsızlık bulunduğunun iddia edildiği, davalı yanında müdahil tarafından da, iddia edilen bu hususların ÇED raporunda değerlendirildiğinin, gerekli önlemlerin alınacağının taahhüt edildiğinin belirtildiği dikkate alındığında, ileri sürülen bu hususların bir kısmının, seçilen bilirkişi heyetinin uzmanlık alanlarına dahil konulardan olmadığı gibi (bilirkişi heyetinde ornitoloji konusunda uzman bir kişi bulunmadığından, proje alanının, kuş göç yollarına yakınlığı nedeniyle, projenin kuşlara etkisinin incelenmesi hususunun eksik kalması gibi), uzmanlık alanlarına dahil konularda ise yapılan değerlendirmelerin bu iddiaları açıklığa kavuşturacak mahiyette olmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, türbinlerin inşası aşamasında malzemenin delme patlatma yöntemiyle alınacağı belirtildiğinden ve türbinlerin bir kısmının Kayalıköy Barajının, Kırklareli Barajının ve Çağlayık Barajının uzun mesafeli koruma alanında bulunduğu ve faaliyet alanının yeraltı suyu işletmesine kapalı olan 1-5 Babaeski alt havzası içerisinde yer aldığı anlaşıldığından, projenin yapımının su kaynaklarına etkisinin de ayrıca ele alınması gerekmektedir.
Bununla birlikte, "ÇED Olumlu" kararı verildikten sonra davalı yanında müdahil tarafından, yürürlükteki yasal ve yönetsel düzenlemeler uyarınca gerekli olan ruhsat, izin, onay ve uygun görüş gibi izinlerin alınması kaydıyla projenin inşaatına başlanılabildiği ve ÇED sürecinin, projeye başlanılmadan önce projenin çevreye olabilecek tüm etkilerinin detaylı olarak araştırıldığı ve yapılacak çalışmalar ile alınacak tedbirlerin uygunluğunun değerlendirildiği bir süreç olduğu dikkate alındığında, yapılması planlanan projenin imar planına uygunluğunun, projenin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi aşamasında dikkate alınması zorunlu bir husus olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi amacıyla, temyiz dilekçelerindeki iddialar ile yukarıda yer verilen hususlar da dikkate alınarak, dava konusu projenin gerçekleştirilmesinin, kamu yararı ve çevre dengesi gözetilerek çevresel açıdan oluşturabileceği muhtemel zararlar ile bu zararların alınacak önlemlerle giderilebilmesinin mümkün olup olmadığının aralarında çevre mühendisi, orman mühendisi, ziraat mühendisi, elektrik mühendisi, hidrojeoloji mühendisi ve ornitologtan oluşan uzmanlar olmak üzere, gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacılar tarafından ikinci kez adli yardım talebinde bulunulduğu halde, Mahkemece bu konuda bir karar verilmediği ileri sürülmüş ise de, Mahkeme tarafından keşif ve bilirkişi ücretinin istenilmesi üzerine, tüm davacılar adına bu ücretin karşılanamayacağı gerekçesiyle adli yardım talebinde bulunulduğu, ancak bu talebin Mahkemece reddedildiği ve keşif ve bilirkişi ücretinin, 21/10/2020 tarihinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 325. maddesi gereği hazineden karşılanmasının istenildiği, 06/11/2020 tarihinde ise davacılardan bir kısmının davadan feragat istemlerini içeren dilekçe ile köy muhtarı olarak iki davacının ikinci kez adli yardım istemlerini içeren dilekçenin sunulduğu dikkate alındığında, keşif ve bilirkişi ücretinin hazineden karşılandığı gibi, dilekçenin eki köy karar defteri örneği incelendiğinde, ikinci kez adli yardımın iki köy muhtarlığı adına talep edildiği anlaşıldığından, Mahkemece yeniden bir karar verilmemesinin, usuli bir eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, kısmen reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, temyiz edilen redde ilişkin kısmının usulde oyçokluğu, esasta oybirliği ile BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 30/09/2021 tarihinde karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.