Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/2691 Esas 2013/5497 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2691
Karar No: 2013/5497

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/2691 Esas 2013/5497 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2013/2691 E.  ,  2013/5497 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ :Boşanma

    Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 05.11.2012 gün ve 21560-25978 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
    Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 203.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 50.45 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 04.03.2013 (Pzt.)

    KARŞI OY YAZISI
    Davalının bankada gişe memuru olarak çalıştığı ve kendi ifadesine göre aylık 1600 TL düzenli gelirinin bulunduğu, davacının ise astsubay olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple, Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca, dava süresince davalı eşin “geçimi” için geçici tedbir alınmasını gerektirici bir durum bulunmamaktadır. Bu bakımdan “davalı yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğine” ilişkin bozma kararının dosya kapsamına ve tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun düşmediği kanısındayız. O nedenle, davacının bu hususa değinen karar düzeltme isteği haklı ve yerindedir. Kabulü ile bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.