11. Hukuk Dairesi 2018/5453 E. , 2019/6707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/03/2018 tarih ve 2015/685 E. - 2018/212 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/09/2018 tarih ve 2018/1443 E. - 2018/1022 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının kullandığı ticari kredilerden davalı bankanın haksız şekilde erken kapama komisyon ücreti ve tahsis kredi kullandırma ücreti adı altında ücret aldığını ileri sürerek, belirsiz alacaklarının tespit edilmesinden sonraki hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle davalı bankadan kullanılan dava dilekçesinde dökümü yapılan yedi adet ticari kredi için erken kapama komisyonu ücreti ve tahsis-kredi kullandırma ücreti alacaklarının miktarının ve bunların iade alma hakkının varlığının tespitine ve tahsiline, mahkeme aksi kanaatte ise diğer bankaların daha düşük oranda erken kapama komisyon ücreti uyguladığı göz önünde bulundurularak fazla alınan erken kapama komisyon ücreti ile kredi tahsis ücretinin tespiti ve tahsiline, tespit edilen alacaklara dava konusu alacakların banka hesabına girdiği tarihten itibaren ticari faiz uygulanması gerektiğinin tespitine ve davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonunun sözleşmeye uygun olduğunu, tarafların tacir olup imzalanan sözleşmenin de tarafların serbest iradesiyle imzalandığını, müvekkili bankanın taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Taahhütnamesinde kendisine erken ödeme komisyonu bakımından serbestçe belirleme hakkı tanındığı halde bunu davacı taraf lehine iyiniyetli olarak kullandığını, TTK gereğince de müvekkili bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret isteme hakkının bulunduğunu, TBK 96.maddesi gereğince müvekkili bankanın erken ödeme komisyonu talep hakkı bulunduğunu, davacının hem tacir olması nedeniyle hem de Borçlar Kanunu gereği ödemiş olduğu tutarları isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, benimsenen asıl ve ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tacirin ticari işletmesi ile ilgili sözleşmeleri yaparken ve bu sözleşmelerden doğan borçlarını yerine getirirken TTK 18. maddesi gereğince basiretli bir işadamı gibi davranmak zorunluluğu bulunduğu, tacirin ticari işletmesi ile ilgili faaliyetlerinde kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu, sözleşme yapan ve borç altına giren tacirin sözleşme yükümlülüğünde olan edimine de katlanması gerektiği, buna göre davalı kredi alacaklısı bankaca kullandırılmış kredilerin erken kapaması sonucu tahsil edilen bedelin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ilgili maddeleri ve yasal mevzuat kapsamına uygun tahsil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi incelemesi sırasında başkaca bankalarca uygulanan emsal oranlarda bir yeknesaklık bulunmasa da oranlar gözetildiğinde davalının aldığı %2 oranın hakkaniyete uygun olduğunun belirlendiği ve fahiş bir oran olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca TTK 20. maddeye göre (eTTK 22) tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin uygun bir ücret isteyebileceği, bunun yanı sıra taraflar arasında imzalanmış sözleşmede bankanın açtığı kredilere ilişkin olarak her nevi komisyon hesap işletim ücreti ve masrafı tahsile yetkili olduğu, kredi tahsisinde alınan kredi kullandırım komisyonları ve masraf tutarlarına bir itirazı olmayan davacının kredi kapatıldıktan sonra iadesini istemesinin de sözleşmeye bağlılık ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.