Esas No: 2019/11542
Karar No: 2020/1435
Karar Tarihi: 14.02.2020
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11542 Esas 2020/1435 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
I-TALEP;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.12.2019 tarih ve 2019/118051 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan sanıklar ... ve ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 62 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu"nun 5. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına dair Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Maddesi ile yetkili) 25/09/2007 tarihli ve 2007/98 esas, 2007/322 sayılı kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12/08/2008 tarihli ve 2008/6769 esas, 2008/9168 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip,
Aynı olay nedeniyle yapılan yargılama sonunda, adı geçen suçtan sanık ..."in ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 62 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu"nun 5. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/12/2013 tarihli ve 2013/263 esas, 2013/460 sayılı kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24/05/2016 tarihli ve 2016/821 esas, 2016/3407 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini takiben,
Hükümlü ..."ın yeniden yargılanma talebinde bulunması üzerine, söz konusu talebin kabulüne dair Diyarbakır (Kapatılan) 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Maddesi ile yetkili) 14/02/2018 tarihli ve 2007/98 esas, 2007/322 sayılı ek kararı ile,
Yine hükümlü ..."in yeniden yargılanma talebinin kabulüne ilişkin Diyarbakır (Kapatılan) 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Maddesi ile yetkili) 02/03/2018 tarihli ve 2007/98 esas, 2007/322 sayılı ek kararının verilmesi sonrasında,
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince, dosyanın 2018/206 esasa kaydedilerek hükümlüler haklarında yapılan yeniden yargılama sırasında,
Bu kez hükümlü ... eşinin, aynı olayda mahkumiyetine karar verilen adı geçen diğer hükümlülerin yeniden yargılanma taleplerinin kabul edildiğinden bahisle, yeniden yargılanma talebinde bulunması üzerine, anılan talebin reddine dair Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2018 tarihli ve 2013/263 esas, 2013/460 sayılı ek kararına yönelik itirazın kabulüne ilişkin aynı Mahkemenin 03/04/2018 tarihli ve 2013/263 esas, 2013/460 sayılı ek kararını müteakip, yapılan yargılama sonunda dosyanın Diyarbakır (Kapatılan) 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Maddesi ile yetkili) 2018/206 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ilişkin Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/04/2018 tarihli ve 2018/208 esas, 2018/215 sayılı kararının verilmesini takiben,
Hükümlüler haklarında yapılan yeniden yargılama sonunda, sanıklar ... ve ... hakkındaki Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. Maddesi ile yetkili) 25/09/2007 tarihli ve 2007/98 esas, 2007/322 sayılı kararı ile sanık ... hakkındaki Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/12/2013 tarihli ve 2013/263 esas, 2013/460 sayılı kararının kaldırılmasına, sanıkların üzerine atılı suçtan beraatlerine ilişkin Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2018 tarihli ve 2018/206 esas, 2018/336 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanıkların silahlı terör örgütü (PKK) üyelerine eylemlerinde kullanılmak üzere, temin ettikleri dosya içerisinde resimleri bulunan ve müsaderesine karar verilen tek kullanımlık, beyaz renkli, sırt kısmına eklenen kapaklı torbasıyla çanta taşımaya elverişli, anılan terör örgütünün militanlarının karlı arazide bir yerden bir yere güvenli bir şekilde nakline yarayacak şekilde kar kamuflaj elbisesine dönüştürülmüş tulumları, adı geçen silahlı terör örgütüne ulaştırmak isterken, yapılan ihbar üzerine yakalandıkları somut olayda, mahkemelerince üzerilerine atılı silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi ve verilen kararların Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleşmesini müteakip, hükümlü ..."ın yeniden yargılama talepli 06/02/2018 havale tarihli dilekçesi ekindeki 05/02/2018 tarihli "Malzeme Analizi ve Kullanım Raporu""ndaki hususların yeni delil ve olay mahiyetinde kabul edilerek, yeniden yargılama taleplerinin kabulü ile yapılan yargılama sırasında mahkemesince alınan, sanıklardan ele geçirilip müsaderesine karar verilen asıl malzemeler üzerinde değil de söz konusu malzemelerin dosya içerisindeki fotoğraflarına ve sanık tarafından teslim edilen tulumun malzemesine bakılarak düzenlenen 22/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, ele geçirilen tulumların, adı geçen terör örgütü mensuplarınca kullanılan kamuflaj maksatlı elbiselerden farklı olduğu ve tek kullanımlık olduğunun belirtilmesi üzerine, anılan bilirkişi raporuna dayanılarak sanıkların beraatine karar verilmiş ise de;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 11/03/2019 tarihli ve 2018/2213 esas, 2019/1471 karar sayılı ilâmında, "...Yeni olaylar veya delillerin hükmün verildiği anda mahkemece bilinmemesi gerekir. Yargılama aşamasında bilinen olayları veya tanıkları “yeni delil veya yeni olaylar” türünden saymak olanaksızdır. Yeni olaylar veya yeni deliller” söz konusu değil ise, hükümlü yararına yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden bahsetmek yasa koyucunun amacına ve yasanın özüne uygun düşmeyecektir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli, 2012/3-909 Esas ve 2014/121 karar sayılı Kararında da vurgulandığı gibi “...Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için "yeni" olması gerekmektedir. Daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından değerlendirilerek inandırıcı bulunmadığı için dikkate alınmayan delil ve olgular "yeni" değildir. Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda "önemli" de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır. Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur. Bu nedenle, gerek ilk derece yargılamasında gerekse temyiz aşamasında ileri sürülen, yargılama makamlarının bilgi sahibi olduğu, suçun sübutu ve nitelendirmesi bakımından göz önüne alınan, bu şekilde aşamalarda değerlendirilen olay ve delillere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması durumunda, CMK"nin 318/3. maddesi uyarınca mahkemece yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir....” şeklinde belirtildiği üzere, ele geçirilen ve müsaderesine karar verilen tulumlara ilişkin, 05/02/2018 tarihli "Malzeme Analizi ve Kullanım Raporu" nda belirtilen hususları ihtiva eder mahiyettte savunmanın ilk yapılan yargılamalar sırasında sanıklarca mahkemeleri nezdinde yapıldığı, mahkemelerince söz konusu malzemeler diğer ele geçen deliller ile birlikte değerlendirilerek yapılan savunmalara itibar edilmediği, yine belirtilen hususların temyiz aşamasında değerlendirilmesine rağmen, sanıklar haklarında mahkûmiyet kararlarının onanmak suretiyle kesinleştiği nazara alındığında, 05/02/2018 tarihli "Malzeme Analizi ve Kullanım Raporu""nda dile getirilen hususların yeni delil ve yeni olay mahiyetinde kabulünün mümkün olmadığı gözetilmeksizin, sanıkların yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi yerine, yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/11/2019 gün ve 94660652-105-21-9795-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
06.11.2006 tarihinde ... plakalı pikap ile PKK"ya bilgisayar malzemesi ve elbise götürüldüğünün ihbar edilmesi üzerine araç şoförü ... ve yanında bulunan ..."ın bulunduğu araçta yapılan aramada;
1.Koli içerisinde 69 adet beyaz kar kamuflajı, siyah naylon poşet,
2.Koli içerisinde 48 adet renkli kar kamuflajı, siyah naylon poşet,
3.Koli içerisinde bilgisayar yazıcısı ve kurulum CD"si, siyah naylon poşet,
4-Araç şoför mahalli arka koltukta, 12 adet not defteri, 2 adet kürtçe yazılı CD, 1 adet Lenovo Notebook batarya, 2 adet CD naylon kabı, 1 top fotokopi kağıdı,
5-Araç torpido gözüne 01.11.2006 tarihli Sezai Aydın imzalı Büyükşehir Belediyesinden verilme görev belgesi ve 03.11.2006 tarihli görev belgesi,
6-Ön sağ cam önünde, "Büyükşehir Belediyesi hizmetindedir. ... onay" ibareli araç tanıtma kartının bulunduğu,
Akabinde yapılan çalışmalarda; uyarılara rağmen bir müddet bulunduğu adresin kapısını açmayan ancak yakınlarının gelmesi ile birlikte kapıyı açmasına müteakip yakalamasının yapıldığı belirtilen sanık ..."un, yakalandığı adreste yapılan arama neticesinde namluya sürülü halde mermi bulunan Glock marka silahın, ilaç ve bilgisayar malzemelerinin, yapılan tetkiklerde oda ve sicil kayıtlarında adlarına/ünvanlarına rastlanılmadığı belirtilen başkaca şirketlere ait kaşe ve evrakların ve tuvalete atılı halde esrar maddesinin ele geçtiği, ... plakalı aracının ise takip neticesinde durdurulduğu ve ... kullanımında iken arandığı, aracın sol kapı cebinde Glock marka tabanca şarjörü ile mermilerin bulunduğu, ... plakalı araçta bulunan CD"lerde örgütsel video ve resimlerin, işyerinde bulunan bir bilgisayarda 17, diğer bilgisayarda ise 573 adet terör örgütü ile ilgili resimlerin bulunduğunun, ele geçen beyaz renkli elbise kamuflajların terör örgütü mensuplarının giydiği kış kamuflajlarının da bulunduğu resimlerle birlikte belirtilmesi sureti ile örgüte gönderilen kamuflajlar olduğunun değerlendirildiğinin belirtildiği, sanık ..."un cep telefonu mesajlarında terörist cenazesine yönelik gönderilen bir mesaj ile örgütün gençlik yapılanması tarafından yapılacak olan bir toplantıya davet olarak değerlendirilen mesajın ele geçtiğinin de belirtildiği anlaşılan, PKK/KONGRA-GEL terör örgütü üyesi olmak, kırsal alanda silahlı faaliyet yürüten örgüt mensupları ile ilişki irtibatlı olmak, örgüt adına malzeme temin etmek ve kırsal alana aktarmak, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, uyuşturucu madde bulundurmak, sahte kaşe ve fatura bulundurmak, bu amaçla teşekkül oluşturmak ve bu teşekkülde yer almak suçlarından hazırlanan tahkikat evrakları kapsamında düzenlenen fezlekeye istinaden; (CMK 250 Maddesi ile Yetkili) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 02.03.2007 tarihli 2007/98 sayılı iddianamesi ile şüpheliler ..., ..., ..., ... hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 314/3 ve 220/7 maddesi yollaması ile TCK"nın 314/2, 53, 54, 58/9, 63 ve 3713 TMK"nın 5"inci maddelerince, "arama, yakalama ve el koyma tutanakları, CD çözüm tutanakları, resimler, tanık anlatımları, emanet makbuzları delil gösterilerek; özetle 117 adet özel dikim tek kullanımlık beyaz tulumların genellikle ameliyatlarda ve ilaçlama işinde elbise koruyucu olarak tercih edildiği, standartların aksine bu tulumların sırt kısmına çanta taşımaya elverişli kapaklı bir torba dikilmesinin istenildiği ayrıca şirket yetkilisinden bu tulumların askeriyede kullanılmak üzere sipariş edildiği ve tek kullanımlık beyaz renkli bu tulumların sırtına eklenen çanta taşımaya elverişli kapaklı torbası ile örgüt militanlarının karlı arazide bir yerden bir yere güvenli bir şekilde nakline yarayacak şekilde kar kamuflaj elbisesine dönüştürüldüğü, bu kapsamda tulumların bir iki ek ve değişiklikle terör örgütü tarafından kar kamuflaj elbisesi olarak daha önce de kullanıldığının mevcut resimlerden anlaşıldığı, ...’un talimatıyla ... ile ... tarafından Silvan yolu üzerinde bilinmeyen bir mevkide PKK terör örgütü militan veya milislerine teslim edilmek üzere ... şirketine ait olup Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına kiralanan ... plaka sayılı araç ile malzemeler götürülürken ... ve ..."in yakalandığı da belirtilmek sureti ile şüphelilerin terör örgütüne yardım etme suçundan cezalandırılmalarının istenildiği görülmüştür.
..., ..., ... hakkında; örgüte bilerek, isteyerek yardım etme suçundan her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemedinden 02.03.2007 tarihli 2007/21 karar sayılı ek takipsizlik kararı verilmiştir.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK"nın 250 Maddesi ile Yetkili)"nin 2007/98 esasına kayden yürütülen, 05.06.2007 tarihli duruşmada özetle tulumların günlük yaşamda tek kullanımlık olarak ve genellikle elbise koruyucu olarak kullanıldığı, PKK terör örgütü üyelerine götürüldüğüne dair kim tarafından ve hangi amaçla yapıldığı da belli olmayan ihbar dışında varsayımdan öte kesin ve inandırıcı bir delilin de olmaması nedeniyle sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesinin mütalaa olunduğu fakat; değişen Cumhuriyet savcısınca 25.09.2007 tarihinde yapılan duruşmada PKK/KONGRE-GEL terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan cezalandırılmalarına, ayrıca emanette kayıtlı 117 adet beyaz renkli kamuflaj ile bilgisayar düzeneklerinin ve ... plaka sayılı aracın da müsaderesine karar verilmesine dair mütalaada bulunulduğu görülen yargılama sonunda özetle; 25.09.2007 tarih, 2007/322 karar sayılı ilam ile sanıkların aşamalardaki savunmaları, tanık anlatımları, dosya içerisinde yer alan arama el koyma tutanağı, yakalama tutanakları, ihbar tutanakları, bilirkişi ve ekspertiz raporları, tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, ... Limited Şirketi tarafından açık ihale usulü ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kiralanan ... plaka sayılı araçta yapılan aramada 117 adet özel dikim tek kullanımlık beyaz tulum, 1 adet bilgisayar yazıcısı ve kurulum CD’sinin ele geçirildiği, gündelik yaşamda tek kullanımlık olarak üretilen bu tulumların genellikle ameliyatlarda ve ilaçlama işinde elbise koruyucusu olarak tercih edildiği, ... Limited Şirketi yetkilisi ...’in 2006 yılı Ekim ayı içerisinde ...Tekstil Medikal Baskı ve Pazarlama isimli firmaya bu tulumdan 120 adet sipariş verdiği, ancak sipariş verirken standartların aksine bu tulumların sırt kısmına çanta taşımaya elverişli kapaklı bir torba dikilmesini istediği, elinde bu tulumların yapımında kullanılan kumaş bulunmayan ve makineleri de bu tür kumaşları dikime elverişli olmayan ...’in bu siparişi yönlendirdiği Yozgat ilinde faaliyet gösteren şirketin yetkilisi olan ...’dan Diyarbakır’daki askeri birimlerden 2000 adet tulum siparişi aldığını, öncelikle 120 adet tulumu 2 Kasım günü istediğini, bu tulumların askeriyede kullanılacağı için normalden biraz geniş ve sırt kısmında da çanta taşımaya elverişli kapaklı bir torba dikilmesini, bu malzemelerin kendisi için önemli olduğunu gerekirse Yozgat’a kadar gelip alabileceğini söyleyerek tek kullanımlık beyaz renkli bu tulumların sırtına eklenen çanta taşımaya elverişli kapaklı torbası ile yasadışı terör örgütü militanlarının karlı arazide bir yerden bir yere güvenli bir şekilde nakline yarayacak kar kamuflaj elbisesine dönüştürüldüğü, daha önce de bu tulumların bir iki ek ve değişiklikle PKK terör örgütü tarafından kar kamuflaj elbisesi olarak kullanıldığının evrak içerisinde mevcut resimlerden anlaşıldığı, Yozgat ilinde dikilerek Diyarbakır’a gönderilen sözkonusu kar kamuflaj elbiseleri, bilgisayar yazıcısı ve kurulum CD"lerinin ... şirketi temsilcisi sanık ...’in talimatıyla aynı şirket şoförlerinden sanık ... ile ... tarafından Silvan yolu üzerinde bilinmeyen bir mevkide PKK terör örgütü militan veya milislerine teslim edilmek üzere ... şirketine ait olup Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına kiralanan ... plaka sayılı araç ile götürülürken yolda yakalandığının sübuta erdiği, her ne kadar sanıklar ..., ..., ... ve ..."in üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmemişlerse de yapılan ihbar üzerine suça konu kamuflajların ele geçirilmiş olması, sanıkların aşamadaki savunmalarının çelişkili olup hayatın olağan akışına uygun olmadığı, suç tarihi itibariyle kış mevsimi öncesi bölgede kış üslenmesi yapacak olan PKK terör örgütü mensuplarına götürülmek üzere yakalanan elbiselerin beyaz renkli olduğu, dosyada mevcut örgüt mensuplarına ait fotoğraflardan götürülmek istenilen elbiselerin, kış üslenmesi yapacak örgüt mensuplarını, yerden ve havadan gelecek saldırılara karşı kendilerini korumak ve kamuflaj amacıyla yapıldığı ve beyaz renkli elbiseleri kullandıklarının sabit olduğu, her ne kadar sanık ve müdafilerinin sözkonusu kamuflaj elbiselerinin tek kullanımlık ve ince olduğu hususunda itirazda bulunmuşlarsa da bu elbiselerin soğuktan korunmak için temin edilmeyip kamuflaj amacı taşıdığı, örgüt mensuplarının yiyecek ve malzemelerini taşıdıkları sırt çantalarını saklamak için sanıklardan ...’in üretici firmayla görüşülerek ısrarlı olarak kamuflaj elbisesinin arka sırt kısmına ayrı bir bölüm yaptırdıkları, sanık ...’in yargılama aşamasındaki savunmasında sırt kısmında ayrı olarak yaptırılan bölümün reklam amaçlı olarak isim yazılmak suretiyle söküp takmak için yaptırıldığını iddia etmişse de ele geçen elbiselerin arkasındaki kısmın ayrı bir bölüm olarak cep halinde elbiseye bitişik olduğu, söküp çıkartılmasının mümkün olmadığı, reklam amacıyla yapılmadığı kanaatine ulaşıldığı, sanıkların süreçteki savunmalarının doğrulanmadığı ve çelişkili olduğu belirtilerek atılı suçlardan; 5237 sayılı TCK"nın 314/3 ve 220/7 maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK"nın 5, 52371 sayılı TCK"nın 62/1, 53, 63, 54 maddelerinden 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla ayrı ayrı mahkumiyetlerine ve... ile ... hakkında ise suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği ve 27.09.2007 tarihinde de Devrim ve İsmail hakkında suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Karar, yapılan temyiz istemi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12.08.2008 tarihli 2008/6769 esas, 2008/9168 karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK"nın 250. Maddede Sayılı Suçlara Bakmakla Yetkili)"nın, 2008/782 esas, 2008/707 numaralı, sanıklar... ve ... hakkında hazırlanan iddianamesiyle de özetle; 06.11.2006 tarihinde yapılan ihbar ve akabinde gerçekleşen olaylardan, tek kullanımlık beyaz renkli tulumların sırtına eklenen çanta taşımaya elverişli kapaklı torbasıyla PKK terör örgütü üyelerinin karlı arazide bir yerden başka bir yere güvenli bir şekilde nakillerini sağlayacak kar kamuflaj elbisesine dönüştürüldüğü, daha önceden de bu tulumların bir iki ek ve değişikliklerle PKK terör örgütü tarafından kar kamuflaj elbisesi olarak kullanıldığından da bahsedilerek, Devrim"in yerel medya kuruluşlarına gönderdiği 13.11.2006 tarihli basın notu içeriğinden ve diğer sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verildiğinden bahsedilerek, sanıkların yargılama aşamasında tanık olarak alınan beyanları, yakalama sonrası yaptıkları basın açıklaması, kolluk fezlekesine ekli belgeler ile çelişkili görülen beyanları kapsamında; suça konu beyaz renkli kamuflaj elbiselerinin siparişlerinin sanıklar tarafından verildiği ve terör örgütüne malzeme sağlamak suretiyle bilerek ve isteyerek yardım ettikleri iddiası ile 5237 sayılı TCK"nın 314/3, 220/7 maddeleri yollamasıyla TCK"nın 314/2, 3713 sayılı TMK"nın 5/1 maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarının istenildiği görülmüştür.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. Maddesi ile Görevli)"nin 2008/339 esasına kayden yürütülen, sanıkların terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarının mütalaa olunduğu kovuşturmanın sonunda; 10.12.2009 tarih 2009/651 sayılı karar ile özetle; ihbar üzerine kamuflajların ele geçirilmesi, aynı eylem nedeniyle diğer sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi, suça konu malzemelerin şirkete ait olduğuna dair yapılan basın açıklaması ve tanık olarak verdikleri beyanlar, mahkeme kararıyla malzemelerin terör örgütüne gönderilmek üzere hazırlanmış malzeme olduğunun kabul edilmiş olmasının dikkate alındığı belirtilerek, sanıkların PKK terör örgütüne gönderilmek üzere hazırlanan giysileri sipariş verdikleri, malzemeleri örgüt mensuplarına teslim edilmek üzere gönderdikleri ve böylece terör örgütüne yardım etmek suçunu işledikleri sabit görüldüğünden, 5237 sayılı TCK"nın 314/3 ve 220/7 maddeleri yollamasıyla TCK"nın 314/2, 3713 sayılı TMK"nın 5, 5237 sayılı TCK"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, temyiz edilen kararın 6352 sayılı Kanunla TCK"nın 220/7. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle sair temyiz istemlerinin reddedilerek Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 18.03.2013 tarih 2011/11987 esas 2013/4086 karar sayılı ilamıyla bozulduğu görülmüştür.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/263 esas numarasına kaydedilen ve bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, sanık ... hakkındaki davanın tefrikine karar verilerek, sanık ... hakkında 05.12.2013 tarih 2013/460 sayılı karar ile özetle; yapılan ihbar üzerine suça konu kamuflaj elbiselerinin ele geçirilmiş olması, aynı eylem nedeniyle yargılanan diğer sanıkların bu fiilden eylemleri sabit görülerek mahkumiyet almaları, suça konu malzemelerin şirkete ait olduğuna dair basına gönderilen açıklamalar ve tanık olarak verdikleri beyanlar, mahkeme kararıyla suç konusu malzemelerin terör örgütüne gönderilmek üzere hazırlanmış malzeme olduğunun kabul edilmiş olması dikkate alınarak, PKK terör örgütüne gönderilmek üzere hazırlanan giysileri sipariş verdikleri, hazırlanan malzemeleri örgüt mensuplarına teslim edilmek üzere göndermek suretiyle terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediğinin kabulü ile 5237 sayılı TCK"nın 314/3 ve 220/6 maddeleri yollamasıyla TCK"nın 314/2, 3713 sayılı TMK"nın 5, 5237 sayılı TCK"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, temyiz edilen kararın Dairemizin 2016/821 esas, 2016/3407 sayılı, 24.05.2016 tarihli ilamı ile düzeltilerek onandığı görülmüştür.
Soruşturma evrakları kapsamında; yakalama ve elkoyma tutanağında, 1. kolide Havalimanı Dp Dik Müdürlüğü Etimesgut /Ankara yazılı içerisinde 69 adet beyaz renkli kar kamuflajı ve siyah poşet, 2 koli içerisinde üzerinde "Poliüreten Sandalet Terlik ve Taban Sanayi" yazılı 48 adet beyaz renkli kar kamuflajı ve siyah naylon poşetin ele geçtiğinin yazılı olduğu; müsaderesine karar verilen kamuflajların Emanet Memurluğunun 2006/409 sayılı emanetine alındığı, 117 adet kamuflaja yönelik olarak marka ve sair hususlarda bir bilginin yer almadığı, Steril Life isimli şirketten sipariş edildiğine dair bilginin bulunduğu anlaşılmıştır.
25.10.2017 tarihinde ise ... sahte kimlikle yakalanmıştır.
Sanık ..."ın 06.02.2018 tarihli dilekçesi ile özetle; tek kullanımlık 10 adet koruyucu tulum için İşgem Ltd. tarafından hazırlanan irsaliyeli faturanın, Starline Ga-01 koruyucu tulum hakkında gözle yapılan incelemede kısa süreli kullanılan ve promosyon amaçlı kullanılabilecek bir ürün olabileceği, yıkama ve yeniden kullanım için uygun olmadığı, çevre koşullarından koruyucu bir özelliğinin olmadığı, suya dayanıklılığı ve yangına karşı dayanıklılığı ile ilgili işlem içermediği, bu hususların yapılacak testler ile anlaşılabileceğine dair tekstil mühendisi görüşünün ve 05.02.2018 tarihli ürünün askeri amaçlı kullanımının bulunmadığının, suya, kara ve neme dayanıklı olmadığının, ürüne ek yapılarak ağırlık ve malzeme taşınmasının mümkün olmadığına dair inşaat mühendisince hazırlanan malzeme analizi ve kullanım raporunun sunulması sureti ile Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinden, piyasadan temin ettiği ürünle ilgili sunduğu raporlara istinaden; kovuşturma aşamasında bilirkişi raporu alınmadığını, ürünün piyasada satıldığını, ürünün arazi ve karlı ortamlarda kullanımının mümkün olmadığını, karar veren hakimlerin FETÖ/PDY örgütü üyeliği suçlarından ihraç edildiklerini, eksik inceleme yapıldığını belirterek, yargılamanın yeniden yapılması talebinde bulunduğu görülmüştür.
Diyarbakır (Kapatılan) 5. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250 ile Yetkili)"nce 14.02.2018 tarih, 2007/98 esas sayılı ek karar ile talebin kabule şayan olduğuna karar verilerek, dosyanın Cumhuriyet savcısına mütalaaya gönderdiği, 15.02.2018 tarihli mütalaada yargılamanın yeniden yapılması talebinin kabulüne karar verilmesinin istenildiği, 20.02.2018 tarihinde dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, raporda verilen kumaş numunesinden ve karşılaştırmada teslim edilen tulumdan bahsedilerek; dosyada bulunan 171 nolu fotoğraftaki tulumdan farklı olduğunun belirtildiği görülmüştür. 27.02.2018 tarihli ek karar ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne ve dosyanın ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. 01.03.2018 tarihinde ..., ..."ın sunduğu rapor kapsamında aynı gerekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. 02.03.2018 tarihli ek karar ile isteminin kabule şayan bulunduğu, 02.03.2018 tarihli mütalaada yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmesinin istenildiği, 02.03.2018 tarihli ek karar ile de yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne ve dosyanın ayrı bir esasa kaydına karar verildiği görülmüştür. Sanıklar ... ve ... hakkında 2018/206 esasa kayden yapılan kovuşturmada; iddia makamının 26.03.2018 tarihli mütalaasında “PKK terör örgütüne yardım etme” suçunu işlediklerinden TCK"nın 220/7 ve 314/3. maddeleri yollamasıyla TCK"nın 314/2, TMK"nın 5/1, TCK"nın 53/1 maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istenilmiştir.
Bu süreçte 05.03.2018 tarihinde ..."in eşi tarafından Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinden diğer sanıklar hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edildiği belirtilerek aynı nedenleri içerir dilekçesi ile yaptığı ve CMK"nın 311 maddesinde öngörülen şartları taşımaması sebebiyle istemin kabule değer bulunmadığından reddine karar verilmesinin mütalaa olunduğu anlaşılan istemine yönelik olarak; Diyarbakır (kapatılan) 6. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250 Maddesi ile Yetkili)"nin 20.03.2018 tarihli ek kararı ile özetle; hükümlü eşinin dilekçesinde belirttiği hususların ve iddiaların hem Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi hem de Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde ilgili dosyaların soruşturma ve kovuşturma aşamalarında ileri sürüldüğü, sanıkların ve tanıkların bu hususta beyanda bulundukları, yeni ortaya çıkan bir durumun olmadığı, mahkeme kabulünde bu tulumların terör örgütü mensuplarının soğuktan korunması için temin edilmediği kamuflaj amacı taşıdığının gerekçelendiriliği ve iddiaların gerek mahkeme gerekse Yargıtayca incelendiğinden yeniden yargılama şartlarının oluşmadığı, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin ek kararları ile yeniden yargılama kararı verilmiş ise de bu hususun diğer sanıklara ilişkin olmakla bağlayıcı olmadığından talebin reddine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği ancak; 03.04.2018 tarihinde ..."in itirazı üzerine, 03.04.2018 tarih 2013/263 esas 2013/460 karar sayılı, bir üyenin farklı hakimden oluştuğu görülen heyetçe verilen ek karar ile özetle, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verildiği, dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan istemin kabulüne, infazın durdurulmasına, yargılamanın yenilenmesine ve duruşma açılmasına, dosyasının yeni esasa kayıt edilmesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, 16.04.2018 tarih, 2018/208 esas, 2018/215 sayılı karar ile de dosyanın Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/206 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, sanık müdafiine de gerekçeli kararın 18.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/206 esas sayılı dosyası kapsamında 19.04.2018 tarihli mütalaada özetle ..., ... ve ..."in “PKK terör örgütüne yardım etme” suçunu işlediklerinden TCK"nın 220/7 ve 314/3. maddeleri yollamasıyla TCK"nın 314/2, TMK"nın 5/1, TCK"nın 53/1 maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istenilmiştir. Süreçte değişen Cumhuriyet savcısınca da 24.04.2018 tarihinde mütalaanın aynı doğrultuda olduğunun bildirdiği görülmüştür.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.04.2018 tarih 2018/206 esas sayılı kararı ile özetle; sanıklar hakkındaki ilamların CMK"nın 322/3 maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına; sanıkların atılı suçu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine dair temyiz yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme ile duruşma açılmaksızın karar verilmiştir. 10.05.2018 tarihinde sanıklar müdafii kararı temyiz etmeyeceklerini bildirmiştir. 02.05.2018 tarihinde Cumhuriyet savcısınca kararın görüldüsü yapılmıştır. Gerekçeli kararda özetle önceki yargılamada değerlendirilen delillerin de değerlendirilerek, 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporu da nazara alınmak sureti ile sanıkların bu tulumları terör örgütü mensuplarının kullanımları için hazırlattıkları hususunda her türlü şüpheden uzak somut delil elde edilemediği, aksi değerlendirildiğinde ise sanıkların eylemlerinin TCK"nın 35. maddesi gereğince suça teşebbüs aşamasına dahi ulaşmadığı ve terör örgütüne yardım suçuna hazırlık hareketi niteliğinde olduğu ve bu suretle herhangi bir suç oluşturmadığından, önceki muhakemede hukuki değerlendirme hatası yapıldığına yönelik kabule istinaden CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine, önceki ilamların CMK"nın 322/3 maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmış; 11.05.2018 tarihinde temyiz edilmeyen kararın kesinleşme şerhlerinde istinaf edilmediği belirtilerek kesinleştirildiği ayrıca ..."in aynı kapsamda yaptığı yargılamanın yenilenmesine dair istemin ise 13.06.2019 tarihli ek karar ile diğer hükümlüler hakkında verilen karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğundan kanun yararına bozma neticesinde verilecek karar sonucuna göre talebinin değerlendirilmesi gerekçesi ile bu aşamada reddine dair karar verildiği görülmüştür.
29.07.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca tanzim edilen tutanakta; müsadere edilen kamuflajlara yönelik bilirkişi raporu aldırılmasının mümkün olmadığı, yapılan araştırmada müsadere edilen eşyaların Milli Emlak Müdürlüğüne teslim edildiğinin, katip beyanı ile de kamuflajın sanık tarafından getirildiğinin tespit edildiği belirtilmiştir.
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/399 esas 2019/122 karar sayılı ..."in davacı olduğu tazminat davasında verilen kararda özetle, beraat kararının dayanağını oluşturan bilirkişi raporu ve faturanın yeni delil niteliğinde olmadığından yargılanmanın yenilenmesi kanun yolu ile Yargıtay incelenmesinden geçerek kesinleşmiş hükmün ortadan kaldırılmasına ve hükümlülerin beraatlerine karar verilmesine ilişkin kararın yok hükmünde olduğu, yargılanmanın yenilenmesi istemi kabule şayan bulunduğu halde kanuna aykırı olarak duruşma yapılmaksızın evrak üzerinde karar verildiği, kararın İstinaf ve Yargıtay incelenmesine tabi tutulmaksızın kesinleşmiş olmasının da temyiz incelemesindeki onama karşısında hukuka uygun olmadığı, hükmün infazından 7 yıl sonra koşulların ne şekilde gerçekleştiğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklanmadığı, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen yargılamada kıyafetler haricinde başkaca delillerin de değerlendirilerek karar verildiği, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu tespit olunan bir karar nedeniyle de maddi ve manevi tazminata hak kazanılamayacağı gibi verilen bu kararın usuli kazanılmış hakka da konu olamayacağı, hukuken geçersiz nitelikteki kararların kendiliğinden yok sayılmasını düzenleyen bir hüküm bulunmadığı, olağan veya olağanüstü kanun yolları vasıtasıyla bu durumun tespiti gerektiğinden, kanun yararına bozma olağanüstü yasa yoluna gidilmesi ve bu hususun bekletici mesele yapılmasına karar verilerek kanun yararına bozma ihbarında bulunulması üzerine; 08.08.2019 tarihli Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının özetle, duruşma günü verilmeden Cumhuriyet savcısı bulunmaksızın dosyanın re"sen ele alındığı, sanıkların savunma ve sorgu işlemleri yapılmadan, gerekçe gösterilmeksizin verilen mahkumiyet kararlarının ortadan kaldırılması akabinde de beraatlerine karar verildiği, emanet eşya makbuzunda 117 adet beyaz renkli kamuflajın müsadere edildiği, 05.02.2018 tarihli uzman görüşünün dosya kapsamında yer alan ürünler üzerinden hazırlanmadığı, Emanet Memurluğunca yapılan araştırmada emanetteki eşyaların tamamının imha için görevli memurlara teslim edildiğinin defter kayıtlarında yer aldığı, aynı kararda hükümlü tarafından sunulan faturanın yeni delil olarak kabul edildiği, ancak olay tarihinin 2006 olmasına rağmen yeni delil olarak kabul edilen faturanın 06.02.2018 tarihli olduğu, bilirkişi raporuna ilişkin bu hususlar gözetilmese dahi hükümlü ..."in sunduğu uzmanlık görüşü ve mahkemece aldırılan bilirkişi incelemesinin halihazırda ilk yargılamada mahkemece aldırıldığı ve benzer sonuca ulaşıldığı, mahkeme gerekçesinde de tulumların ince olduğu ancak kullanım amacının çanta ve kamuflaj olarak kullanmak olduğunun belirtildiği, ayrıca bu durumun dosya kapsamında tanık beyanlarıyla da sabit olduğu ancak mahkemece söz konusu bilirkişi raporunun ve 06.02.2018 tarihli faturanın yeni delil olduğu gerekçesi ile yargılamanın yenilenmesine ve hükümlülerin tamamı hakkında aynı deliller gerekçe gösterilerek beraat kararı verildiği, ayrıca sanık ... hakkında mütalaa alınmadan beraat kararının verildiği, Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz süreleri belirtilmeksizin, sorgu ve savunma işlemleri yapılmadan, yeni olduğu iddia edilen deliller tartışılmadan, gerekçe oluşturulmadan tanzim edilen kararın kanun yararına bozulmasına dair görüşüne müteakip Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.11.2019 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan kesinleşen mahkumiyet hükümleri bulunan sanıklar hakkında yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek ve fakat duruşma açılmadan verilen beraat kararının hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Asıl amacı maddi gerçeğe insan onuruna yaraşır biçimde ulaşmak olan ceza yargılamasının, adli hatalar nedeniyle mutlak hakikate ulaşamaması muhtemel ve vakıadır. Bu nedenle kesin hükmün otoritesine istisna olmak üzere olağanüstü yasa yolları benimsenmiştir. 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, 311-314. maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi ve 308. maddesinde yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı da bu istisnalardandır.
Yukarıda değinildiği gibi kanun yararına bozma talebine ilişkin inceleme, talebe esas teşkil eden hüküm ya da kararın tesis edildiği tarih ve şartlar itibariyle değerlendirilmesini gerekli kılar. Hüküm ya da karar tarihinden sonra ortaya çıkan deliller, şartları varsa yargılamanın yenilenmesini gerektirebilir ise de kesinleşen hüküm veya kararı kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremez. Aksi düşünce hem kesin hükmün otoritesini sarsar hem "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralını ihlal eder hem de hukuk güvenliğini zedeleyerek toplumsal tedirginlik ve huzursuzlukları besler.
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 05.06.1995 gün ve 164-190 sayılı kararında da açıklandığı üzere; "Yargılanmanın yenilenmesi bakımından yeni delil ve vakıanın varlığından bahsedebilmek için delil ve olayın daha önce mahkemeye sunulmamış, mahkemenin bilgisi dışında kalmış, yalnız başına veya diğer delillerle birlikte sonuca etkili olması gerekmektedir. Bu nitelikleri taşımayan delil veya olaylara "yeni delil ve olay" niteliği yüklenemez",
CMK"nın 318/3 maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir. Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş veya bunu doğrulayacak deliller açıklanmamış ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir. Aksi halde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet savcısı ve ilgili tarafa tebliğ olunur. Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar, yeterli derecede doğrulanmaz veya 311"inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 314"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı hallerde işin durumuna göre bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir. Aksi halde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir.
Kanunun 322. maddesi hükümlünün ölümü dışında da duruşmasız karar vermeyi öngörmektedir. Fakat bunun için durumun yeniden delil toplamaya gerek göstermeyecek ve mahkum hakkında hemen beraat kararı verebilecek kadar açıklık taşıması gereklidir. Fakat buna ek olarak daha önceki karar bir kamu davasında verilmiş ise savcının da muvafakatinin alınması gereklidir. Kanunun 321/2 ve 322. maddelerinde bu husus açıkça belirtilmiştir. Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan sanıklar ... ve ..."in mahkumiyetlerine dair verilen ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12.08.2008 tarihli ve 2008/6769 esas, 2008/9168 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile yetkili) 25.09.2007 tarihli ve 2007/98 esas, 2007/322 sayılı kararına ve Dairemizin 24.05.2016 tarihli ve 2016/821 esas, 2016/3407 karar sayılı ilamı ile bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda sanık ..."in mahkumiyetine dair Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli ve 2013/263 esas, 2013/460 sayılı kararına yönelik yargılamanın; soruşturma ve kovuşturma sürecinde sanıklar ve müdafilerince ileri sürülüp karar merciince değerlendirilen yardım konusu eşyayanın niteliğine dair hükmün kesinleşmesinden sonra haricen temin edilen bilirkişi raporu ve faturanın, 5271 sayılı CMK"nın 311/1-e maddesi kapsamında "yeni olay veya yeni delil" olarak kabulü mümkün olmadığı gibi anılan Kanunun 318/3 maddesi gereğince duruşmasız olarak verilen "yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olduğuna" ilişkin karar üzerine, aynı Kanunun 320. maddesinin amir hükmü çerçevesinde usulüne uygun duruşma açılıp deliller toplanıp tartışılmak suretiyle 321. maddede tadat olunan kararlardan birinin verilmesi gerekirken şartları oluşmadığı halde duruşma açmaksızın sanıkların beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
V-SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.12.2019 tarih ve 2019/118051 sayılı kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.04.2018 tarihli ve 2018/206 esas, 2018/336 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309/4-c maddesi uyarınca aleyhte sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.