Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11078
Karar No: 2020/1434
Karar Tarihi: 14.02.2020

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11078 Esas 2020/1434 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/11078 E.  ,  2020/1434 K.

    "İçtihat Metni"

    I-TALEP:
    Cumhurbaşkanına hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/03/2019 tarihli ve 2019/1370 soruşturma, 2019/675 esas, 2019/549 sayılı iddianamenin iadesine dair Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2019/245 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2019 tarihli ve 2019/63 değişik iş sayılı kararı
    nı kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamını göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 170/2. maddesi “ Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü gereğince soruşturma evresi sonunda toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturması durumunda Cumhuriyet savcısının kamu davası açması gerekeceği, somut olayda da, her ne kadar Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesince müştekinin açık adres ve kimlik bilgilerinin bulunmadığı ve şüpheliye ait olduğu belirtilen "..." adı ile açılan facebook hesabına ilişkin dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı gerekçeleriyle iddianame iade edilmiş ise de; atılı suçu içeren facebook internet paylaşımlarını yapan ""..." isimli kullanıcının kimlik bilgilerinin kolluk araştırmaları ile tespit edildiği, şüpheli ve eylemi yönünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 299/1. maddesi uyarınca inceleme yapılmak üzere anılan Kanun"un 299/3. maddesi gereğince kovuşturma izni istendiği ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/11/2018 tarihli ve 75723908-106-03-5093-2018-E.19275 sayılı oluru ile kovuşturma izni verildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu kanaatiyle iddianame düzenlenmiş olduğu, dava açmaya yeter şüphenin valığı hâlinde Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, iddianame düzenlenmesi için kovuşturma izni ve yeterli şüphe olduğu gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2019 tarihli ve 2019/63 değişik iş sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II-OLAY;
    25.01.2017 tarihinde BİMER"e, ... adlı Facebook kullanıcısının hesabında Cumhurbaşkanına hakaret ve örgüt propagandası içerir paylaşımlarda bulunduğuna dair başvuru ile bu başvuru ekinde gönderilen tarih, saat ve url adreslerinin yer almadığı görülen, suça konu paylaşımları içerir siyah beyaz formattaki resimler ve paylaşımları içerir belgelerin gönderilmesi sureti ile yapılan ihbarın, 14.03.2017 tarihli yazı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi ile başlatılan soruşturma kapsamında; 21.03.2017 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı müzekkeresi ile "ekli ihbar evrakı kapsamında araştırma yapılarak ilgili sosyal medya hesabı kullanıcısının tespiti" ve "şikayete konu paylaşımın açık kaynaklardan teyidi ve buna ilişkin tutanak tanzimi, paylaşımların okunaklı çıktısının temini" hususlarını da içerir talimatların verildiği; bu kapsamda İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce "...", "salihalpkan" rumuzlu Facebook sosyal paylaşım sitesinde yer alan profilin, hesap kurtarma bilgileri ile Twitter adlı sosyal medya hesabında tespit edilen profile ait adres, eğitim ve doğum tarihi bilgilerinin tespitine yönelik ekran görüntüleri alınarak açık kimlik ve adres bilgilerinin tesptine yönelik açık kaynak araştırmasının yapıldığı görülen 30.10.2017 tarihli raporla bir kısım kimlik ve adres bilgileri ile Şırnak Anadolu Öğretmen Lisesinde okuduğu, 24 Eylül 1993 doğumlu olduğuna dair ekran görüntülerinin tespit edildiği ancak 06.03.2018 tarihli İl Emniyet Müdürlüğünün yazısı ile de Facebook Inc şirketinin ülkemizde irtibat bürosunun bulunmadığı, sunucularının yurt dışında olması nedeni ile şüphelinin kimliğinin tespitine dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığının, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün Cezai İşlere İlişkin Uluslararası İşbirliğine Adli Makamlarca Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Hakkındaki Genelgesine göre işlem yapılabileceğinin belirtildiği anlaşılan şüphelinin tespitine yönelik olarak; ekran görüntülerinde yer alan bilgilere istinaden Şırnak Milli Eğitim Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı ile 2010-2011 eğitim öğretim yılında Şırnak Anadolu Öğretmen Lisesinden mezun olduğuna dair kimlik bilgilerini de içerir bilgilerin gönderilmesi üzerine kimlik tespitinin ve UYAP sisteminden de yurt içi ve yurt dışı mernis adreslerinin tespit edildiği, süreçte ihbarcıya da UYAP sistemi üzerinden bildirdiği numarasına mesaj atılarak savcılığa başvurmasının da istenildiği de görülen Cumhurbaşkanına hakaret ve terör örgütü propagandası yapmak suçlarından yürütülen soruşturma dosyasının; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının suç tarihi ve suç yerinin "2017- İstanbul" olarak belirtildiği görülen yetkisizlik kararı ile Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine müteakip; "kopardığın bu çiçeklerin dikeni bir gün sana batacak şerefsiz tayyip" şeklindeki paylaşıma yönelik 01.11.2018 tarihli kovuşturma iznine istinaden Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında yürütülen soruşturmanın tefrikine karar verilerek, 20.01.2019 tarihinde savcılık ifadesinde bir dönem yurt dışında yaşadığını, kısa süre önce ülkeye döndüğünü, belirtilen Facebook adresinin kendisine ait olduğunu, "sessiz ol ve öl dediler, sessizce öldük, yüzlerce kamerada cinayeti kör bir balıkçı gördü" şeklindeki paylaşımını yaptığını, "kopardığın bu çiçekler dikeni bir gün sana batacak şerefsiz Tayyip" şeklindeki paylaşımı ise yapmadığını, bir dönem cep telefonunu kaybettiğini bu nedenle paylaşımın o dönemde yapılmış olabileceğini, örgütle bağının olmadığını ve atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan eden şüphelinin; Cizre Cumhuriyet Başsavcılığının 20.01.2019 tarihli 2019/241 esas ve 2019/226 numaralı iddianamesi ile müşteki veya mağdur gösterilmeden, 25.01.2017 tarihinin de suç tarihi olduğu ve ... adıyla açılan Facebook hesabından Cumhura Facebook isimli sosyal medya paylaşım sitesinde ... isimli kullanıcı hesabından paylaşım yapıldığı da belirtilmek sureti ile; 5237 sayılı TCK"nın 299/1-2, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılmasının istenildiği ve Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2019 tarih 2019/114 iddianame değerlendirme numaralı karar ile iddianamenin iadesine karar verildiği görülmüştür. İade kararının iade nedenlerini içerir ilgili kısımları;
    "...Cumhurbaşkanına Hakaret suçunun kovuşturulmasının TCK"nun 299/3. maddesi gereğince Adalet Bakanı"nın iznine tabi olduğu, iddianamede kovuşturmaya izin verildiğinin belirtildiği ancak dosya kapsamında Adalet Bakanı"nın izinine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir evrakın bulunmadığı, Adalet Bakanı"nın kovuşturmaya izninin suçun sübutuna etki edecek mutlak delillerden olduğu, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden yargılamanın yapılamayacağı;
    ...iddia olunan eylemin tarihinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, şüpheliye ait sosyal medya hesabında yapılan paylaşımların okunaklı örneklerinin bulunmadığı, suç tarihinin sanığın eylemine uygulanacak kanun maddesini değiştireceği,... bu nedenle şüpheliye ait sosyal medya hesabında yapılan paylaşımların okunaklı örneklerinin bulunması ve suç tarihinin tespit edilmesi suçun sübutuna etki edecek mutlak delillerden olduğu;
    ...müştekinin adının, kimlik bilgilerinin ve adresinin bulunmadığı, CMK"nun 170/3-c-f maddeleri gereğince bu hususun iddianamede açıkça belirtilmesi gerektiği, ayrıca dosyanın incelenmesinde dosya kapsamında bulunan bütün evrakların asıl olmadığı gibi alınan örneklerin de onaylanmadığı..." şeklindedir.
    İade kararı üzerine belgelerde aslı gibidir işlemlerinin yapıldığı, kovuşturma iznine dair olurun dosya içesine konulduğu görülmüştür.
    Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca 15.03.2019 tarihinde 2019/1370 soruşturma, 2019/675 esas ve 2019/549 iddianame numaralı, suç tarihinin 25.01.2017, davacının "K.H" olarak belirtilmesi sureti ile yeniden hazırlanan ve anlatımında iade kararı kapsamında suç tarihi ile ilgili olarak "http://www.facebook.com/Uckac073 Bahoz CUDİ adıyla açılan facebook hesabından Cumhura http://www.facebook.com isimli sosyal paylaşım sitesinde Salih Aplkan isimli kullanıcı hesabından "kopardığın bu çiçeklerin dikeni bir gün sana batacak şerefsiz Tayyip" şeklinde paylaşımda bulunarak atılı suçu işlediği, şüpheli hakkındaki soruşturmaya 25/01/2017 tarihli BİMER başvurusu üzerine başlandığı, şüphelinin söz konusu paylaşımlarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünün 20/10/2017 tarihli yazıları uyarınca yapılan araştırma neticesinde tespit edildiği, bu suretle şüpheliye atılı suç tarihinin 2017 yılı olarak belirlendiği, bu itibarla şüpheli hakkında atılı suçu işlediği yönünde kamu davasını açmaya yeterli şüphe ve delilin hasıl olduğu anlaşılmakla,..." şeklinde anlatım yapıldığı görülen, 20.03.2019 havale tarihli iddianamenin de; 04.04.2019 tarihli Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/245 iddianame değerlendirme numaralı kararında belirtildiği şekilde; ".... daha önce aynı eylem nedeniyle düzenlenen iddianamenin 04.02.2019 tarihinde iade edildiği, iade kararına karşı Cumhuriyet Savcısı tarafından itiraz edilmediği, bu sebeple Cumhuriyet Savcısı tarafından CMK"nun 174/4. maddesi gereğince iade kararında belirtilen eksikliklerin giderilerek dava açılması gerektiği, ancak iade kararında belirtilen eksikliklerden kovuşturma izinin istenerek yerine getirildiği ve dosyada bulunan evrakların aslı gibidir onayının yapıldığı, diğer eksikliklerin hiçbirinin yerine getirilmediği;
    Dosya kapsamında şüphelinin gerçekleştirdiği iddia olunan eylemin tarihinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, şüpheliye ait sosyal medya hesabında yapılan paylaşımların okunaklı örneklerinin bulunmadığı, suç tarihinin sanığın eylemine uygulanacak kanun maddesini değiştireceği,...bu nedenle şüpheliye ait sosyal medya hesabında yapılan paylaşımların okunaklı örneklerinin bulunması ve suç tarihinin tespit edilmesi suçun sübutuna etki edecek mutlak delillerden olduğu;
    Düzenlenen iddianamede müştekinin adının, kimlik bilgilerinin ve adresinin bulunmadığı... ayrıca düzenlenen iddianamede şüpheliye ait olduğu iddia olunan ... adıyla açılan Facebook hesabından bahsedildiği, ancak bu şekilde bir hesabın bilgilerinin dosya kapsamında bulunmadığı, bu sebeple iddianamede anlatılan bu kısmın gerçek olay ile örtüşmediğinden düzenlenen iddianamenin CMK"nun 170/4 maddesine aykırı olduğu.." nedenleri ile iade edilmiştir.
    Cumhuriyet savcısının 08.04.2019 tarihli itirazda "...iade kararında belirtilen ve suçun sübutuna etki edecek tüm eksikliklerin tamamlandığı, dosya kapsamında şüphelinin gerçekleştirdiği iddia edilen eylemin tarihinin tespitinin mümkün olmadığından bahsedildiği oysa iadeye konu iddianamede suç tarihinin açıkça 25/01/2017 tarihi olduğunun belirtildiği, mahkemece her ne kadar suça konu paylaşımın cumhurbaşkanlığı döneminde yapılması halinde TCK 299 maddesinin, cumhurbaşkanlığı döneminin öncesinde yapılması halinde TCK 125 maddesinin uygulanacağı, bu suretle suç tarihinin belirsiz olduğu gerekçesine dayanılmış ise de dosya kapsamında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14/11/2018 tarihli kovusturma izni verilmesine ilişkin kararın mevcut olduğu, ilgili bakanlık tarafından suça konu fiilin tarihi ve atılı suçun oluşup oluşmadığı noktasında detaylı araştırma, inceleme yapıldıktan sonra söz konusu soruşturma izninin titizlikle verildiğinin bilinen bir gerçek olduğu, bakanlık tarafından verilmiş soruşturma iznine rağmen hala mahkemece söz konusu fiilin tarihi noktasında şüphenin mevcudiyetinden bahsederek iade gerekçesi yapılması da ayrıca usul ve yasaya aykırıdır, yine her ne kadar iddianamede müştekinin adının, kimlik bilgilerinin ve adresinin bulunmadığı bu durumun CMK 170/3-c-f maddeleri gereğince bulunması gerektiğinden bahsedilmiş ise de, iddianamemeize konu eylemin 5237 Sayılı Kanunun 299/1,2 maddesi kapsamında düzenlenen cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluştuduğu söz konusu suçun takibi şikayete bağlı suçlardan olmadığı, cumhuriyet başsavcılıklarınca resen soruşturulan suçlar kapsamında bulunduğu bu nedenle söz konusu iade gerekçesininde usul ve yasaya aykırı olduğu, yine dosya kapsamındaki evrakların okunaklı suretlerinin olmadığından bahsedilmiş ise de tüm soruşturma dosyası kapsamındaki evrakların okunaklı ve onaylanmış suretinin dosya kapsamında bulunduğu" belirtilmiştir.
    Yapılan itiraz üzerine Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/63 değişik iş sayılı 11.04.2019 tarihli kararı ile ;
    "....İddianamenin iadesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından karara itiraz edilmediği ve iade kararındaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla yeniden soruşturmaya kaydedildiği, bu kapsamda iade kararındaki eksikliklere ilişkin 04/02/2019 tarih ve 2019/114 sayılı iddianame değerlendirme kararının kesinleştiği, yeniden yapılan soruşturma neticesinde isnat edilen suça ilişkin kovuşturma izninin alındığı, ancak iade kararında belirtilen diğer eksikliklerin giderilmediği, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 15/03/2019 tarih ve 2019/549 sayılı iddianame ile şüpheli ... hakkında yeniden Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediğinden bahisle TCK"nın 299/1-2 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle iddianame düzenlendiği, ancak ilk iade kararında belirtilen eksikliklerden sadece kovuşturma izninin giderildiği, itiraz edilmeden kesinleşen iade gerekçelerinin yerine getirilmesine tevessül edilmediği bu kapsamda iade gerekçesine göre;
    - iade gerekçesinde yer alan paylaşım konusu resimlerin ilgili ihbarın yapıldığı birimden getirtilmediği yada açık kaynak araştırmasında somutlaştırılmadığı, üçüncü kişinin ihbarı ile yetinildiği, iddia kapsamına göre paylaşımın yapıldığı yada sayfada paylaşılmaya devam edildiği zamanın ve somut paylaşımın tespitine yönelik çalışma yapılmadığı, gerekirse SİBER aracılığı ile şüphelinin sosyal medya hesabından zaman tünelinde inceleme yoluna da tevessül edilmediği, soruşturma sürecinin yasa gereği gizli olmasının sağladığı kolaylıktan faydalanılarak arama-el koyma gibi delil toplama olanaklarından şüphelinin delil karatmasının önüne geçerek seri şekilde yararlanma olanağı bulunduğu, kovuşturma aşamasına geçildiğinde delillere ulaşma olanağının çok sınırlı olacağı, bizatihi suçun konusunu oluşturan delili elde etme yada somutlaştırmanın soruşturma sürecinin ayrılmaz parçası olduğu,
    - Müştekinin kimlik bilgilerine de iddianamede yer verilmediği anlaşılmakla, Suça konu paylaşım tarihlerinin tespiti için gerek CİMER gerekse Microsoft"tan sorulmak suretiyle araştırma yapılması ve paylaşımlara ilişkin ekran görüntülerinin okunaklı suretlerinin dosyaya getirilmesinden sonra suç tarihinin en azından yaklaşık olarak buna göre tespit edilerek şüphelinin hukuki durumunun buna göre yeniden tayin edilmesi, isnat edilen suça göre de müştekinin açık kimlik bilgilerine ve adresine iddianamede açıkça yer verilmesi gerektiği, bu haliyle mevcut iddianamenin CMK"nın 170/3-c,f,i ve 174/1-a maddelerine aykırı düzenlendiği, iddianamenin iadesi kararının yerinde olduğu kanaatine varılmakla, Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamenin iadesine ilişkin karara itirazının reddine" kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
    26.07.2019 tarihinde Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca dosya kapsamında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.11.2018 tarihli kovusturma izni verilmesine ilişkin kararın mevcut olduğu, ilgili bakanlık tarafından suça konu fiilin tarihi ve atılı suçun oluşup oluşmadığı noktasında detaylı araştırma, inceleme yapıldıktan sonra söz konusu soruşturma izninin titizlikle verildiğinin bilinen bir gerçek olduğu, bakanlık tarafından verilmiş soruşturma iznine rağmen hala mahkemece söz konusu fiilin tarihi noktasında şüphenin mevcudiyetinden bahsederek iade gerekçesi yapılması da ayrıca usul ve yasaya aykırı olduğu, iddianameye konu eylemin şikayete bağlı suçlardan olmadığı, soruşturma dosyası kapsamındaki evrakların okunaklı ve onaylanmış suretinin dosya kapsamında bulunduğu gerekçeleri ile yasa yararına bozma ihbarında bulunulması üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 30.10.2019 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından itiraz merciince verilen kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    İtiraz edilmediğinden kesinleşen iddianamenin iadesine dair verilen karardan sonra iade sebeplerinin tamamının gereğine tevessül edilmeden hazırlanan iddianamenin iadesine dair verilen karar ile bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kesin kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
    Kamu davasını açma görevi
    Madde 170
    (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
    (2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
    (3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
    a) Şüphelinin kimliği,
    b) Müdafii,
    c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
    d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
    e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
    f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
    g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
    h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
    i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
    j) Suçun delilleri,
    k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
    Gösterilir.
    (4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
    (5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
    (6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
    İddianamenin İadesi;
    Madde 174
    Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
    a) 170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
    b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
    c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
    İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
    (2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
    (3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
    (4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
    (5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.”
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
    CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâl” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
    Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
    5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür.
    İddianemenin iadesi kurumu şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktadır. Bu nedenle Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinin teminatı mahiyetindedir. İddianemedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir ancak eksik soruşturma sonucu yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklenmesi, yargılama sonucunda beraat etmiş olsalar dahi hak ihlaline sebebiyet vereceği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmeyeceği aşikardır.
    Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanısıra; iddianamenin iadesi müessesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Ancak Anayasanın 38, 5271 sayılı CMK"nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında, bu olanağın çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK"nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
    Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere;
    "Kamu davasının tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve mümkünse bir günde sonuçlandırılmasını gerçekleştirebilmek amacıyla; iddianamenin, hukuken geçerli ve yeterli delillerin toplanmasından ve dava açma koşullarının gerçekleşmesinden sonra tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak mahkemeye verilmesi gerekmektedir.
    Yeterli delil bulunmadan veya toplanmadan adeta delilsiz davanın açılmış olması ve bunun sonucu olarak mahkemenin soruşturma yapmak zorunluluğunda kalacağının anlaşılması halinde iddianame iade edilecektir...
    Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür..."
    Kesinleşen iddianamenin iadesi kararında belirtilen iade sebeplerinin gereğine tevessül edilmeden tanzim edilecek iddianamelerin tekrar iadesi gerekeceğinden, bu halde ilk kararda belirtilmeyen bir sebeple iade (tekrar iade) yasağı uygulanmayacaktır. Eksiklik ikmal edilmeden/hata giderilmeden düzenlenen iddianameler müteaddit defalar iade edilebilecektir.
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 20.01.2019 tarihinde tanzim edilen iddianamenin iadesine dair 04.02.2019 tarih, 2019/114 iddianame değerlendirme numaralı kararın itiraz edilmeden kesinleşmiş olması karşısında; kesinleşen iade kararı gereğince sosyal medya hesabında yapılan paylaşımların okunaklı örneklerinin temini, elde edilememesi halinde durumun tespiti veya teminine yönelik bir araştırma yapılmadan, müşteki belirtilmemek suretiyle düzenlenen iddianamenin iadesine dair verilen karar ile bu karara yönelik yapılan itirazın reddine dair verilen merci kararında hukuka aykırılık bulunmadığından istemin reddine karar verilmiştir.
    V-SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2019 tarih ve 2019/105248 nolu kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, usuli işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi