5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2129 Karar No: 2018/2462 Karar Tarihi: 03.04.2018
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/2129 Esas 2018/2462 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2016/2129 E. , 2018/2462 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği anda suçun işlendiği kabul edilmekle birlikte 5237 sayılı Yasanın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun maddede yazılı tipik hareketin bir kez işlenmesiyle oluşan sırf hareket suçu niteliğinde bulunduğu, bu suçun kazanç karşılığında ödünç paranın borç alana verilmesiyle tamamlandığı, suçun tamamlanması için kazancın temin edilmiş olmasının şart olmadığı, hatta ödünç olarak alınan paranın vadesinde geri ödemesinin yapılmamış olmasının da suçun oluşması üzerinde bir etkisinin bulunmadığı, 5237 sayılı Yasa ile getirilen yeni düzenlemenin suçun unsurları bakımından sanık aleyhine olması karşısında 01 Haziran 2005 tarihi öncesi ve sonrasındaki eylemlerin ayrı ayrı değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu nazara alındığında, sanığın yeğeni olan katılan ..."e faizle borç para verdiği, ödeyemeyince bir kısım malvarlığının kendisine geçmesini sağladığı iddiası ile ilgili olarak, sanığın eyleminin katılanın aşamalarda değişmeyen beyanlarından ve tanık ..."ın anlatımından 2005 yılından önce işlendiği, sanığın müştekiler ... ve ..."a 2006 yılı Ekim ayında faizle 5.000 TL verdiği, karşılığında borçlusu ... kefili ... olan 10.000 TL bedelli senedi aldığı, bu senedin icra takibine konulduğu iddiası ile ilgili olarak ise, hazırlık aşamasındaki beyanlarında sanığın faizle borç para verdiğini beyan eden müştekilerden ... ve ..."ın kovuşturma aşamasında dosyaya ibraz ettikleri dilekçeleri ve ..."in alınan ifadesinde sanığın faizle borç para vermediğini, tefecilik yapmadığını bildirmeleri nazara alındığında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın icra müdürlükleri nezdinde alacaklı olduğu takip dosyalarının araştırılıp varsa borçluların tanık olarak beyanlarına başvurulması, faiz karşılığı borç para verip vermediği hususunda zabıta araştırması yapılması, dosyada yer alan sanığın 2008 yılındaki tefecilik faaliyeti nedeniyle tahakkuk ettirilen cezaların dayanağı olan Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı raporunun dosya arasına alınarak, hangi ifade ve delillere neden üstünlük tanındığının karar yerinde tartışılmasından sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik araştırma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.