Esas No: 2019/6607
Karar No: 2021/4426
Karar Tarihi: 30.09.2021
Danıştay 10. Daire 2019/6607 Esas 2021/4426 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6607
Karar No : 2021/4426
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİL
(DAVALI YANINDA) : ...
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : Davacı tarafından, Kütahya ili Simav ilçesi ... Devlet Hastanesinde 07/03/2002 tarihinde gerçekleştirilen sezaryen ameliyatında 27,5 cm uzunluğunda 5,5-6 mm kalındığında plastik yapıda diren unutulması sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 300.000,00 TL manevi tazminatın ilk ameliyat tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, .... İdare Mahkemesince davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi ile 50.000,00 TL'nin idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, doğum sonrasında ameliyat bölgesinde sürekli ağrılar çektiği, iki kez ameliyat olmak zorunda kaldığı, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğu, caydırıcı ve cezalandırıcı nitelikte olmadığı, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceği ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, olayda ağır hizmet kusuru bulunmadığı halde tazminata hükmedildiği, davalı idarenin tazminle mükellef tutulması için aranan şartların gerçekleşmediği, manevi tazminata ayrıca faiz işletilmesinin mümkün olmadığı, hükmedilmesi halinde de faizin ancak hüküm tarihinden itibaren işletilebileceği, muaf olduğu halde aleyhlerine harca hükmedildiği ileri sürülmektedir. Davalı yanında müdahil tarafından, davacının gebeliği sırasında müdahilin çalıştığı hastaneye acil olarak başvurduğu, tam açıklığa ulaşmasına rağmen doğum kanalında göbek kordonu tespit edilmesi nedeniyle tıbbi standartlar doğrultusunda sezaryen kararı alındığı, operasyon sonrasında enfeksiyon ve kanama riskinin azaltılması ve kontrol amacıyla yarısı batın içerisinde kalmak üzere bir adet diren takıldığı, batın dışında kalan kısmının cilde sütüre edilerek tespit edildiği, ayrıca sonda uygulaması da yapıldığı, takılan diren ve sondanın yardımcı sağlık personelleri veya genel cerrahi birimince çekildiği, bu süreçte sonda veya direnin çekilmesi ile ilgili herhangi bir şikayet bildirilmediği, daha sonraki kontrollerde de davacıda yabancı cisim şüphesi uyandıracak bir bulguya rastlanılmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunun eksik bilgi ve belge ile hazırlandığı, eksik belgelerin tamamlanması sonrasında yeniden rapor alınması gerektiği, hastaya yapılan tüm işlemlerde sadakat ve özen çerçevesinde gerekli olan tüm dikkatin gösterildiği, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğu, bu tazminat türüne ancak hüküm tarihinden itibaren faiz işletilebileceği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Mahkeme kararının, davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve yasaya uygun olduğundan bu kısmının onanması, reddedilen manevi tazminat nedeniyle davalı idare lehine davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçecek şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı ile nispi karar harcının haklılık oranında paylaştırılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından bu kısımların bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
A) Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, reddedilen manevi tazminat nedeniyle davalı idare lehine davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçecek şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde; avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği hükmüne yer verilmiştir.
31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 2. maddesinde, Tarifede yazılı avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 3. maddesinde, yargı yerlerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, ekli tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin gözönünde tutulacağı; 10. maddesinde, manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği; 21. maddesinde ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarifenin esas alınacağı kuralı getirilmiştir.
Dava, 300.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat isteminin reddine, kabul edilen manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak hesaplanan 5.800,00 TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, reddedilen manevi tazminat yönünden de aynı Tarifeye göre hesaplanan 20.400,00 TL vekalet ücretinin, davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince reddedilen manevi tazminat istemi için davalı lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmeyecek şekilde 5.800,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesi uyarınca; Tarifenin 3. kısmına göre belirlenen, 20.400,00 TL" ibaresinin "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, Tarifenin 3. kısmına göre belirlenen, 5.800,00 TL" olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
B) Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, nispi karar harcının haklılık oranında paylaştırılmasına ilişkin kısmının incelenmesi:
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 2. maddesinde, yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi bulunduğu; 11. maddesinde, genel olarak yargı harçlarını davayı açan veya harca konu işlemin yapılmasını isteyen kişilerin ödemekle mükellef olduğu; 15. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 16. maddesinde, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas olduğu; 21. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınması gerektiği; 28. maddesinde ise, (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar harcının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın verilmesinden itibaren bir ay içinde ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanunun, yargı harçlarının gösterildiği (1) sayılı tarifesinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden, binde 68,31 oranında nispi karar harcı alınacağı belirtilmiştir.
Bu doğrultuda; konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç, keşif ve bilirkişi ücreti ile posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, hükmedilen miktar yönünden haksız çıkmış olan davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, İdare Mahkemesince, nispi harç dahil tüm yargılama giderlerine haklılık oranı uygulanması suretiyle hüküm kurulmasında mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan, harçlara ilişkin olarak, nispi karar harcı da toplama dahil etmek suretiyle "Aşağıda dökümü yapılan toplam 4.169,95 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranına göre (1/6), a) 695,00 TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, b) 3.474,95 TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına," şeklindeki ibarenin "Aşağıda dökümü gösterilen başvuru harcı, vekalet harcı, bilirkişi ücreti ve posta giderinden oluşan 754,45 TL yargılama giderinin davada haklılık oranına göre hesaplanan 125,75 TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 628,70 TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, 3.415,50 TL nispi karar harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine," olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların esasa yönelik temyiz istemlerinin reddine, davacının vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin yargılama giderine yönelik temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan;
a) "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesi uyarınca; Tarifenin 3. kısmına göre belirlenen, … TL" ibaresinin "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, Tarifenin 3. kısmına göre belirlenen … TL" şeklinde,
b) "Aşağıda dökümü yapılan toplam … TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranına göre (1/6), a) … TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, b) … TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına," ibaresinin "Aşağıda dökümü gösterilen başvuru harcı, vekalet harcı, bilirkişi ücreti ve posta giderinden oluşan … TL yargılama giderinin davada haklılık oranına göre hesaplanan … TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, … TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, … TL nispi karar harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine," şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.