Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2011
Karar No: 2021/3686
Karar Tarihi: 01.07.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2011 Esas 2021/3686 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/2011 E.  ,  2021/3686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasındaki davadan dolayı ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.02.2020 gün ve 2015/292 Esas - 2020/38 Karar sayılı hükmün temyiz dilekçesinin reddine ilişkin olan 16.03.2021 gün ve 2391-1491 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde tereke temsilcisi tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı terekeye iade talepli tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ...’in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 215 ada 148 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümü satış suretiyle gelini davalıya temlik ettiğini, mirasbırakanın demans hastası olduğunu, satışın gerçek olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, yıllarca mirasbırakanın bakımını sağladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın satış suretiyle davalıya temlik edildiği, davalının satış bedelini ödediği, temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, "...hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek ve önemine binaen öncelikle incelenmesi,...2659 sayılı yasanının 7 ve 16. maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu .... İhtisas Kurulundan mirasbırakan ...’in çekişme konusu taşınmazı davalıya temlik ettiği tarihte fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınması, mirasbırakanın ehliyetli olduğunun saptanması halinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi, murisin gerçek irade ve amacının saptanması açısından murisin aynı davalıya diğer taşınmaz devri bakımından ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/180 esasında görülmekte olan dava dosyası da değerlendirilerek, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir."" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde mirasbırakanın satış tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece; " tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak
    karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır. Tüm bu açıklamalar karşısında davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine" karar verilmiştir.
    Bu karara karşı, tereke temsilcisi gerekçeli kararın kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek karar düzeltme isteğinde bulunmuş olup, yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tereke temsilcisinin dosyadaki bilinen adresi olan ""...Mah..../..."" adresine usulüne uygun olarak tebliği sağlanmadan, tereke temsilcinin mernis adresine TK21/2 ye göre usulsüz olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından; tereke temsilcisinin temyiz itirazları doğrultusunda işin esası yönünden temyiz incelemesine geçilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in 20.11.2011 tarihinde öldüğü, geride davacı oğlu ... ile dava dışı oğulları ... ve ... mirasçı olarak kaldığı, davalı ..."nin mirasbırakanın gelini olduğu, mirasbırakanın dava konusu 215 ada 148 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümü 28.07.2008 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak mirasbırakanın devir tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu saptanmak suretiyle ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Tereke temsilcisinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
    Tereke temsilcisinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu; bir başka ifade ile, devir ile mirasçıların miras haklarına haksız fiil ika edildiği iddiasına dayanılmış olup, anılan iddianın her türlü delille ispatının olanaklı olduğu açıktır.
    Ne var ki, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler gereğince inceleme ve araştırma yapılmadan, davacının bildirdiği tanıklar ile davalının bildirdiği tanıklardan bir kısmı dinlenmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca; yukarıdaki açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda muris muvazaası iddiası yönünden gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, mirasbırakanın terekesinin tespit edilmesi, tarafların bildirdiği tanıkların dinlenmesi, ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/180 Esasında görülmekte olan dava dosyası da dikkate alınarak, toplanan ve toplanacak deliller bir bütün olarak değerlendirilerek mirasbırakanın gerçek iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Anılan bu hususlar, tereke temsilcisinin karar düzeltme isteği sonucunda yapılan inceleme neticesinde anlaşıldığından, tereke temsilcisinin karar düzeltme isteğinin HUMK"nun 440. maddesi gereğince Kabulü ile, yerel mahkemenin 12.02.2020 tarih, 2015/292 Esas, 2020/38 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi