Bozmaya uyularak Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca hususlar yerinde görülmemiştir. Ancak ; Sanık hakkında 22.02.2007 tarihli ilk hükümde TCK"nın 106/2-a ve 62. maddeleri uygulanarak 1 yıl 8 ay hapis cezasına ve aynı Kanun"un 86/2-3e, 62 maddeleri uygulanarak 5 ay hapis cezasına hükmolunduğu ve cezaların ayrı ayrı TCK"nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği ve bu kararın sadece sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, bu hükümlerin Dairemizce sanık lehine bozulduğu, esas Mahkemesi tarafından bozma üzerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmakla, denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suç nedeniyle açıklanan hükümlerde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca aleyhe bozma yasağı ve kazanılmış hak ilkeleri dikkate alınarak hükmedilen sonuç hapis cezalarının ertelenmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.