10. Hukuk Dairesi 2013/10925 E. , 2014/12733 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Anadolu 14. İş Mahkemesi
Tarihi : 04.04.2013
No : 2013/29-2013/86
Dava, itrazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıya, 01.04.1984–18.05.1999 tarihleri arasındaki sigortalılık süresi ile 1479 sayılı Kanun kapsamında, 01.06.1999 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak prim ödemelerinden 5 tanesi hakkında, dayanağı makbuz olmaksızın "ODEN" adı verilen bilgisayar programı kullanılmak suretiyle Kurum çalışanı tarafından davacı hesabına hayali olarak yüklendiği iddilarını içeren, 22.03.2005 gün ve 4 sayılı müfettiş raporuna istinaden, prim borcu bulunduğu gerekçesiyle aylığının iptal edildiği kurumca bu durumun 22.05.2005 tarihinde anlaşıldığı ve davalıya karşı 01.06.1999–13.09.2005 tarihleri arasında yapılan aylık ödemelerinin yersiz olduğu gerekçesi ile kurumca yapılan takibe davalının itirazı sonucunda, eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sonucu, kurumca yapılan işlemlerin yerinde olduğu, ancak 5510 Sayılı Yasanın 96’nci maddesinin “b” bendi gereğince yersiz alınan tutarın 5 yıllık aylıklarla sınırlı olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; verilen kararın yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu ve yapılan araştırma ve incelemeni hüküm tesisi için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına getirtilen ve şüpheliler arasında davacının da bulunduğu ilgili, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda, eylemin zamanaşımına uğradığı kabul edilmiştir. Bu kararın zamanaşımı nedenine dayalı olduğu da dikkate alınarak, davacı adına yapılan ama hayali olduğu iddia olunan 5 prim ödemesine dair makbuz vb. belgeyi içerir soruşturma evrakı olup olmadığı araştırılmak suretiyle, anılan ödemelerin hafta sonu veya başka bir tatil gününe rastlayıp rastlamadığı araştırılmamış, ilgili Kurum çalışanına elden prim ödemesi yapıp yapmadığı, hususu davacıdan veya davacının primlerini kendisinin yatırdığını beyan eden davacının kızından sorularak göstereceği somut deliller toplanmamıştır. Yapılacak değerlendirmede iddia edilen dönemde davacının, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması ve Bağ-Kur sigortalılığı irdelenmelidir. Böylelikle prim ödemelerinin fiili ve gerçek olup olmadığı ve bağlı olarak tahsis talep tarihinde prim borcu bulunup bulumadığı hususu şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmelidir.
Kabule göre de; davacının prim ödemelerinin sahtecilik eylemine dayandırıldığı, hayali prim ödemeleri ile yaşlılık aylığı tahsis şartları yokken varmış gibi işlem yaptırıldığı, buna göre iyiniyetten bahsedilemeyeceği dikkate alınarak, 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin “a” bendi gereğince uygulama yapılmak gerekirken, yazılı şekilde aynı maddenin “b” bendinin olayda uygulanması suretiyle öncelikle primlerin hayali olup olmadığının tespiti bakımından tüm deliller toplanmak suretiyle makbuzların varlığı araştırılmak ve yok ise, davanın kabulü ile 5510 sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin a bendi gereğince uygulama yapılmak gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.