10. Hukuk Dairesi 2014/6267 E. , 2014/12729 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Kütahya İş Mahkemesi
Tarihi :06.02.2014
No :2012/428-2014/29
Dava, ölüm aylığı birikmiş ödemelerinin daha fazla olması gerektiğinin tespiti tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, davacıya murisi üzerinden birikmiş ölüm aylıklarının %50 si oranında ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada davacının babasının 506 Sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak yaşlılık aylılğı almakta iken 18.01.2002 tarihinde vefat ettiği, annesine de babası üzerinden 01.03.2002 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, davacının annesinin de 21.04.2005 tarihinde vefat ettiği, daha sonra ise davacının kardeşi dava dışı F.. H..’ın dul kaldıktan sonra, 19.03.2012 tarihinde babası üzerinden ölüm aylığı talebinde bulununca, davalı Kurumca 15.04.2007–23.07.2012 tarihleri arasında birikmiş ölüm aylığı olarak 34.478,49 TL ödediği, davacının ise 13.06.2012 tarihli talebine göre 01.10.2008–23.07.2012 tarihleri arasında birikmiş ödeme olarak 2935,71 TL tutarında ödeme yaptığı davacının ise bu farka itiraz ederek eldeki davayı açtığı anlaşılmakta olup, mahkemece verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 506 Sayılı Yasanın 68, 5510 Sayılı Yasanın 96, 97 ve ayrıca 55’inci maddeleridir.
506 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla davacıya ölüm aylığı bağlanma koşulları ve hesabı 68. maddede düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; Evli olmayan/evli olmakla birlikte boşanan veya dul kalan, Sosyal Sigortaya veya Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir ve aylık almayan kız çocuklarına hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı bağlanacak olup, bu aylık hesabında çocuklardan: a) 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malul bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların her birine %25 i,
b) (a) fıkrasında belirtilen ve sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan yahut sigortalı babanın ölümü tarihinde evlilik bağlantısı bulunmakla beraber anaları sonradan evlenenlerin her birine %50 si oranında aylık bağlanacağı düzenlenmiştir.
Diğer taraftan 01.10.2008 tarihinden sonraki dönemler bakımından da, 5510 sayılı Yasanın 55’inci maddesinde ” Bu Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık tutarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi halinde gelir veya aylık tutarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir..... Bu Kanuna göre sigortalıya bağlanacak aylıklar ile ölen sigortalının hak sahiplerinin aylıklarının hesabına esas tutar, çalışma sürelerindeki her yıl için 82 nci maddeye göre tespit edilen prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm yılına ait Ocak ayı itibariyle 29 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenen ortalama aylık kazancın % 35"inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40"ından az olamaz. Hak sahibi kimselerin aylıkları; hak sahibi bir kişi ise bu fıkraya göre hesaplanan alt sınır aylığının % 80"inden, hak sahibi iki kişi ise % 90"ından az olamaz. Hükümleri yer almaktadır.
Eldeki davada da, davalı Kurumca verilen cevabi yazı içeriğine göre, davacının kardeşine aylık bağlanırken hesaplanan alt sınır aylığının %80’inin esas alındığı, daha sonra davacının talebi ile kalan %20’si üzerinden birikmiş ödeme çıkartıldığı anlaşılmakta olup, davalı kurumdan iki hak sahibi olarak ölüm aylıkları bağlandığında aylık hesabında esas alınması gereken oranın %90 olduğu dikkate alınarak öncelikle tüm hak sahipleri dikkate alınarak bağlanması gereken aylık tutarlarının kurumdan sorularak belirlenmesi ve sonrasında hesaplanacak birikmiş ödeme tutarları içerisinden 506 Sayılı Yasanın 121. Maddesi gereğince dava dışı kardeşine yapılan yersiz ödeme nedeniyle, davacının aylığından mahsuba ilişkin rızasının olup olmadığı davacıdan sorulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu istemin reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.