Esas No: 2018/1892
Karar No: 2018/4965
Karar Tarihi: 17.05.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1892 Esas 2018/4965 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 20. İş Mahkemesi
KARAR
A)Davacı İstemi :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile ilgili olarak 6111 sayılı Kanunla 4447 sayılı işsizlik sigortası kanununa eklenen geçici 10.madde kapsamındaki teşviklerden sehven faydalanmamış olup, bilahare bu hakkını kullanmak için sosyal sigorta işlemleri yönetmeliği md.103/4.f. hükümlerine dayanarak geçmiş dönemlere ilişkin olarak sigorta prim teşvikinden yararlanmaya yönelik 09/06/2016 tarihinde başvuru yaptığını, davalı kurum tarafından başvurunun 10/06/2016 tarihli yazı ile reddedildiğini beyan ederek; müvekkili şirketin 09/06/2016 tarihli başvurusunun reddi şeklindeki kurum işleminin iptaline, müvekkili şirketin 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı kanuna eklenmiş geçici 10.maddesindeki 61111 sayılı kanundan doğan sigorta prim teşvikinden 2011/03-2012/12 arası aylara ilişkin yararlanmaya yönelik 09/06/2016 tarihli başvurusunun hukuka uygun olduğunun ve yararlanma koşullarının bulunması nedeniyle hesaplanan prim iadelerinden doğan meblağın 5510 sayılı Kanunun 89.maddesinin 3.fıkrasında yer alan hükmü gözetilerek iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkemenin 07/02/2017 tarihli celsesinde talep sonucunu açıklığa kavuşturarak; görülmekte olan bu davada davalı kurumun müvekkilinin 09/06/2016 tarihli başvurusunu reddeden işleminin iptali ile müvekkili şirketin 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Yasaya eklenen geçici 10.maddesindeki prim teşvikinden 2011 yılının 03,04,05,06,07,08,09,10,11,12 inci ayları ile 2012 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11, 12 inci ayları; 2014 yılının 01,02,10,11,12 inci ayları ile 2015 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11 ve 12 inci aylarında yararlanmaya yönelik 09/06/2016 tarihli başvurusunun işleme alınması, hesaplanan prim iadelerinden doğan meblağın da 5510 sayılı Kanunun 89.maddesinin 3.fıkrası hükmü gözetilerek iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Primleri iade yükümlülüğünün hazinede olması nedeniyle Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini,davanın yetkisiz mahkemede açıldığını,aylık prim ve hizmet belgelerini, tercih edilen sigorta primi teşvikine ilişkin yasa numarası seçilmek suretiyle düzenleyip teşvikten yararlanıldıktan sonra sigorta primi teşvikinin değiştirilmesi yönündeki taleplerin işleme alınamayacağını,davacının talebi konusundaki Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalı ..."nun davacı şirketin 09/06/2016 tarihli başvurunu reddeden işleminin iptali ile davacı şirketin 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Yasaya eklenen geçici 10.maddesindeki prim teşvikinden 2011 yılının 03,04,05,06,07,08,09,10,11,12 inci ayları ile 2012 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11, 12 inci ayları; 2014 yılının 01,02,10,11,12 inci ayları ile 2015 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11 ve 12 inci aylarında yararlanmaya yönelik kuruma yaptığı 09/06/2016 tarihli başvurusunun işleme alınması, hesaplanan prim iadelerinden doğan meblağın da 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin 3.fıkrası hükmü gözetilerek iadesi gerektiğinin tespitine karar verilebilip verilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Sigortalının, 5510 sayılı Kanun’un 81.ve ek 2., 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 50., Geçici 7., Geçici 10., 4857 sayılı İş Kanunu"nun 30., 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un 3., 5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu’nun 5.maddelerine göre birden fazla sigorta primi teşviki kapsamına girmesi durumunda, işverenlerin seçim yapmak suretiyle teşvikten yararlanması, aylık prim ve hizmet belgelerini tercih ettikleri sigorta primi teşvikine uygun ilgili kanun numarasını seçmek suretiyle yasal süresi içinde Kuruma bildirmeleri mümkün bulunmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemindeki teşvikler kanun koyucu tarafından işverenlerin bir hukuki durum veya ilişki içerisinde bulunmalarına veya belirli nitelikte sigortalı istihdam etmelerine bağlanmıştır. Bu kapsamda 4447 sayılı yasanın geçici 10. Maddesinde belirtilen nitelikte sigortalıyı 31.12.2015 tarihine kadar istihdam eden işverenlerin sigorta primi işveren hisselerinin tamamının işsizlik sigortası fonundan karşılanacağı belirtilmiştir.
Somut olayda davacı şirketin özel sektör işvereni olduğu açıktır. Aynı şekilde bir başka teşvikten yararlanıldığı göz önüne alındığında teşvik kapsamındaki sigortalılar için primlerin yasal süresinde ödendiği davacı şirkete ait mezkûr işyerinden dolayı prim idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunamayacağının da kabulü gerekmektedir.
Uygulamada gün ve kazanç farkı olmadan sonradan düzeltme amaçlı olarak yasal süresi dışında belge türünün düzeltilmesine yönelik bildirgeler sigortalıların niteliklerine yönelik düzenlemeyi içermekle birlikte “kanun numarasının" yanlış seçilmesi veva “kanun numarasının” değiştirilmesine yönelik düzeltmeler işverenlerin yararlandığı teşvik kapsamı açısından düzeltmeyi amaçlamaktadır.
Bu durumda yönetmeliğin 103/(4) paragrafındaki “kanun numarasının hatalı seçilmesi” durumunda yapılan düzeltmenin açıkça sayılması göz önüne alındığında işverenlerin yasal süresi geçmekle birlikte daha önce farklı kanun numarası ile yapılan bildirimlerin düzeltilmesine yönelik bildirimlerin işleme alınması gerektiği açıktır.
Nitekim davalı kurum tarafından 18.03.2015 tarihi öncesinde daha uygun teşvik kapsamında bulunan işverenlerden geçmişe dönük yararlanma talepleri bu kapsamda uygun bulunmuş ve düzenlenen ek ve iptal bildirgeleri işleme alınarak işverenler teşviklerden yararlanabilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumunun 18.03.2015 tarihli ve 2015/10 sayılı Genelgesinde “Bununla birlikte, sigorta primi teşviklerine ilişkin yasal düzenlemelerde yer alan usul ve esasların belirlenmesine ilişkin hükümler dikkate alınarak ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınmak suretiyle konu yeniden değerlendirilmiş olup, bundan böyle aylık prim ve hizmet belgelerini tercih edilen sigorta primi teşvikine ilişkin kanun numarası seçmek suretiyle düzenleyip teşvikten yararlanıldıktan sonra, sigorta primi teşvikinin değiştirilmesi yönündeki talepler işleme alınmayacaktır” denilmiş ise de; söz konusu genelgenin Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 103.maddesmin 4.fikrası hükmüne aykırı olduğu açıktır. Normlar hiyerarşisinde talimatlar, genelgeler vb, düzenleyici işlemler yönetmeliklerin altında olduğundan, iç genelge ile yönetmelik hükmüne aykırı düzenleme getirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Yasa işverene aynı anda yararlandığı teşviklerden kendisi için en avantajlısını seçme hakkı tanımıştır. Bu kapsamda işverene yine yönetmelik ile daha önce düzenlediği bildirgelerde düzeltme yaparak en avantajlı teşvikten yararlanabilme hakkı tanınmıştır.
Dosyaya sunulan tüm belgeler ve yapılan yargılama sonunda; davalı kurumun yasa ve yönetmelikte yapılan düzenleme ile işverenlere tanınmış bir hakkı yasa ve yönetmelikte yeni bir düzenleme bulunmaksızın genelge ile ortadan kaldırması veya hakkı sınırlamasının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, davanın davalı ... yönünden kabulü ile; davalı ... nun davacı şirketin 09/06/2016 tarihli başvurusunu reddeden işleminin iptaline, davacı şirketin 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Yasaya eklenen geçici 10.maddesindeki prim teşvikinden 2011 yılının 03,04,05,06,07,08,09,10,11,12 inci ayları ile 2012 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11, 12 inci ayları; 2014 yılının 01,02,10,11,12 inci ayları ile 2015 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11 ve 12 inci aylarında yararlanmaya yönelik 09/06/2016 tarihli başvurusunun işleme alınması gerektiğinin tespitine, hesaplanan prim iadelerinden doğan meblağın 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin 3.fıkrası hükmü gözetilerek iadesi gerektiğinin tespitine, Yargıtay 10. HD" nin süregelen görüşü ve Yargıtay 21. HD" nin son dönemdeki kararları doğrultusunda ( misal olarak bkz. Yargıtay 21. HD " nin 2016/7292 E - 2016/8074 K sayılı kararı ) husumetin SGK" na yöneltilmesi gerektiği kanaati ile davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu (davalı sıfatı )nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır:
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
Davanın davalı ... yönünden kabulü ile; Davalı ..."nun davacı şirketin 09/06/2016 tarihli başvurusunu reddeden işleminin iptaline,
Davacı şirketin 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Yasaya eklenen geçici 10.maddesindeki prim teşvikinden 2011 yılının 03,04,05,06,07,08,09,10,11,12 inci ayları ile 2012 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11, 12 inci ayları; 2014 yılının 01,02,10,11,12 inci ayları ile 2015 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11 ve 12 inci aylarında yararlanmaya yönelik 09/06/2016 tarihli başvurusunun işleme alınması gerektiğinin tespitine,
Hesaplanan prim iadelerinden doğan meblağın 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin 3.fıkrası hükmü gözetilerek iadesi gerektiğinin tespitine,
Davanın davalı ... yönünden reddine,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırılan peşin harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere masrafından ibaret toplam 49,10 TL yargılama giderinin davalı ..." dan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdiren 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı ... "dan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Maliye Hazinesine verilmesine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa"nın 74. maddesi ile eklenen geçici 10. maddede, 31.12.2015 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak üzere, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince işe alınan ve fiilen çalıştırılanların, işe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları, aynı döneme ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olmaları ve bu maddede belirtilen diğer koşulları da sağlamak kaydıyla, 5510 sayılı Yasa"nın 81. maddesinde sayılan ve 82. maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarının, işe alındıkları tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacağı düzenlenmiştir.
5510 sayılı Yasa"nın 81/1-ı maddesinde, bu Yasa"nın 4/1-a maddesi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarının hazinece karşılanacağı düzenlenmesine yer verilmiştir.
Davacının 09.06.2016 tarihli dilekçesi ile 1166124 sicil numaralı işyerinin 2011/3-2015/12 arası dönemler için 4447 sayılı Yasa"nın geciçi 10.maddesinden yararlanmak için Kuruma müracaat ettiği, davalı Kurumun ise, 18.03.2015 tarih ve 2015/10 sayılı genelgeyi gerekçe göstererek talebi kabul etmediği anlaşılmıştır.01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 81/1-ı maddesinde hazine tarafından karşılanan ve işverenin sorumlu tutulmadığı prim oranının %5 olmasına karşın, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı Yasa"nın geçici 10.maddesinde işverenin primlerinin tamamının hazineden karşılanacağı yönündeki düzenlemenin işverenin daha lehine düzenleme olduğu, bu sebeple davacının geçmişe yönelik talepte bulunmasına yasal herhangi bir engelin olmadığı,Kurumun genelgelerle, yasalar tarafından belirlenen hakların kullanılmasındaki usul ve esasları düzenlerken, hakkın sınırlandırılması sonucunu doğuracak işlem yapmasının hukuksal olmadığı,davacının dilekçesini işleme almayarak uyuşmazlığı çıkaran Kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu olması nedeniyle husumetin Kuruma yöneltilmesinin yerinde olduğu,husumetin hazineye yöneltilemeyeceği,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2016/21-972,2017/653 Karar sayılı ilamında da aynı hususun vurgulandığı,davacının ve davalının istinaf taleplerinin bu sebeplerle yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının yasal düzenlemeye ve hukuka uygun olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının ve davalı Kurumun istinaf taleplerinin reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
E)Temyiz :
Davalı Kurum vekili, husumetin hazineye düşeceği, Danıştay"ın söz konusu 2015/10 sayılı Genelge"nin hukuka aykırı olmadığına karar verdiğini, Kurumunun husumet ehliyeti bulunmadığını, 4447 sayılı Yasa"nın geçici 10.maddesinde prim teşvikinden geriye dönük olarak yararlanabileceğine ilişkin hüküm bulunmadığını, davacının yararlanmak istediği prim teşvik türünü iradi olarak seçtiğini, sonradan değiştiremeyeceğini belirterek resen gözetilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava, Kurumun 09/06/2016 tarihli başvurusunu reddeden işleminin iptali ile davacı şirketin 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Yasaya eklenen geçici 10.maddesindeki prim teşvikinden 2011 yılının 03,04,05,06,07,08,09,10,11,12 inci ayları ile 2012 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11, 12 inci ayları; 2014 yılının 01,02,10,11,12 inci ayları ile 2015 yılının 01,02,03,04,05,06,07,08,09,10,11 ve 12 inci aylarında yararlanmaya yönelik 09/06/2016 tarihli başvurusunun işleme alınması, hesaplanan prim iadelerinden doğan meblağın da 5510 sayılı Kanunun 89.maddesinin 3.fıkrası hükmü gözetilerek iadesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
27.03.2018 günlü 30373 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 70.maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen Ek 17.maddesi ile prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanabileceği halde yararlanmayan işverenlere belirlenen şartlarda prim teşviki, destek ve indiriminden istifade etme imkanı tanınmıştır. Ek 17.maddede aynen; “Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumunca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yapılacak iş, 7103 sayılı Yasa uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma nedenine göre davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 17.05.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.