Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/8929
Karar No: 2021/10501
Karar Tarihi: 01.10.2021

Danıştay 6. Daire 2020/8929 Esas 2021/10501 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/8929
Karar No : 2021/10501

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Manisa İli, Yunusemre İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … parsel sayılı taşınmazın "tarım alanı" olarak belirlenmesine ilişkin 10.10.2018 tarihli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı tadilatı ile askıda yapılan … tarihli, …sayılı itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacıya ait taşınmazın söz konusu plan değişikliğiyle kentsel gelişim alanından kuru tarım arazisi kapsamına alındığı, idareye güven ilkesi gereğince kentsel gelişim alanı olması sebebiyle söz konusu alan üzerinde yatırım ve inşaat amacıyla yatırım yaptıkları, değişikliğin yapıldığı bölgenin zemin yapısı sulama imkanı olmayan tarım arazisi vasfı taşıdığı, oysa yapılan değişiklik ile Gediz nehrinin geçtiği, nehrin kıyısının güney kısmında bulunan … Mahallesinin kuzeyinde birinci sınıf sulanabilir genellikle sultani üzüm bağlarının bulunduğu tarım arazilerinin ve fay hattına yakın yerlerin yerleşim yeri olarak belirlendiği, bu durumun açıkça plan amaçlarına aykırı olduğu, davacıya ait taşınmazda sulu tarımın yapılabilmesine imkan bulunmadığı, bu arazilerin bir kısmının verimsiz olduğu, ayrıca … Mahallesi civarında tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi için ayrılan bölgenin büyük oranda daraltılmasının da bu bölgede geçimini büyük ölçüde tarım ve hayvancılıkla sağlayan yörenin mağduriyetine yol açacağı, plan değişikliğinin gerekli veriler tam toplanmadan hazırlandığı, şehircilik ve planlama ilkeleriyle bağdaşmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından usule ilişkin olarak davanın süresinde açılıp açılmadığının re'sen araştırılması ve süre aşımı gerçekleşmiş ise davanın bu yönden reddine karar verilmesi gerektiği; esasa ilişkin olarak, 19/07/2007 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir planlama bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına muhtelif tarihlerde açılan davalar kapsamında Danıştay Altıncı Dairesi'nin E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümüyle iptaline karar verildiği, iptal kararındaki gerekçeler dikkate alınarak İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planın onaylandığı, bu plana 1. ve 2. askı sürecinde yapılan itirazların değerlendirilmesi sonrasında anılan planın sırasıyla 30/12/2014, 16/11/2015 ve 10/10/2018 tarihlerinde yeniden onaylandığı, 10/10/2018 tarihinde yapılan değişikliklerin 06/11/2018-06/12/2018 tarihleri arasında 30 gün süreyle askıya çıkartıldığı ve iletilen itirazlar arasında davacıya ait itirazın da bulunduğu, … Mahallesi nüfusunun 2012 yılından beri artmadığı, davacının itirazına konu … Mahallesinin nüfusunun yaklaşık üç kat artış gösterdiği, … Mahallesi ile Manisa Merkez arasındaki alanların sulanabilir verimli tarım arazilerinin bulunduğu Manisa Ovasını oluşturduğu, davacının iddialarının gerçekle bağdaşmadığı, dava konusu alanın ÇDP'ye yapılan itirazlar neticesinde düzenlendiği, ilgili kurum ve kuruluşlardan gelen plan değişiklik taleplerinin değerlendirildiği, yapılan çalışmalar neticesinde kurum verilerinin güncellendiği, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : 14/06/2014 tarih ve 29030 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 4. maddesinde: "c) Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." şeklinde tanımlanmış; 6. maddesinde: "1) Mekânsal planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından Mekânsal Strateji Planları, Çevre Düzeni Planları ve İmar Planları olarak hazırlanır. Buna göre planlama kademeleri, üst kademeden alt kademeye doğru sırasıyla; Mekânsal Strateji Planı, Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından oluşur.
(2) Mekânsal planlar, plan kademelenmesine uygun olarak hazırlanır. Her plan, planlar arası kademeli birliktelik ilkesi uyarınca yürürlükteki üst kademe planların kararlarına uygun olmak, raporu ile bütün oluşturmak ve bir alt kademedeki planı yönlendirmek zorundadır.
(3) Arazi kullanım ve yapılaşmada sadece mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları kararlarına uyulur.
(4) Plan kademelenmesi uyarınca il bütününde yapılan çevre düzeni planları, yürürlükteki bölge veya havza düzeyindeki çevre düzeni planının genel kararlarına aykırı olmamak kaydıyla hazırlanır.
(5) Mekânsal strateji planları ve çevre düzeni planları hazırlanırken kalkınma planı, bölge planları, bölgesel gelişme stratejileri ve diğer strateji belgeleri ile ortaya konulan hedefler dikkate alınır. ..." hükmüne, 7. maddesinde: "... ı) Ülke ve bölge düzeyinde karar gerektiren büyük projelerin mekânsal strateji planı veya çevre düzeni planında değerlendirilmesi esastır. ..." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin 18 ila 20. maddeleri "Çevre Düzeni Planlarına Dair Esaslar" başlıklı 6. bölümünde düzenlenmiş olup, "Planlama alanı" başlıklı 18. maddesinde: "(1) Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." hükmüne, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinde: "(1) Çevre düzeni planları hazırlanırken;
a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması,
b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması,
c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi,
ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi,
d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi,
e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması,
f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi,
g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması,
ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması,
h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması,
esastır.
(2) Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır:
a) Sınırlar.
b) İdari ve bölgesel yapı.
c) Fiziksel ve doğal yapı.
ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar.
d) Ekonomik yapı.
e) Sektörel gelişmeler ve istihdam.
f) Demografik ve toplumsal yapı.
g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı.
ğ) Altyapı sistemleri.
h) Yeşil ve açık alan kullanımları.
ı) Ulaşım sistemleri.
i) Afete maruz ve riskli alanlar.
j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri.
k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları.
l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler.
m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar.
n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar.
(3) Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır.
(4) Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir.
(5) Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." hükmüne,
"Revizyon ve değişiklikler" başlıklı 20. maddesinde: "(1) Çevre düzeni planının ihtiyaca cevap vermediği hallerde veya planın vizyonu, amacı, hedefleri, stratejileri, ilke ve politikaları açısından plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü etkilemesi halinde çevre düzeni planı bütününde revizyon yapılır. Çevre düzeni planı revizyonu;
a) Nüfusun yerleşim ihtiyaçlarının karşılanamaması,
b) Planın temel strateji ve politikalarını değiştirecek bölgesel ölçekli yatırımların ortaya çıkması,
c) Yeni verilere bağlı olarak, sonradan ortaya çıkabilecek ve bölgesel etkiye yol açabilecek arazi kullanım taleplerinin oluşması,
ç) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerde değişiklik olması,
durumunda yapılır.
(2) Çevre düzeni planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte, plan değişikliği yapılabilir. Çevre düzeni planı değişikliklerinde;
a) Kamu yatırımlarına,
b) Çevrenin korunmasına,
c) Çevre kirliliğinin önlenmesine,
ç) Planın uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ve maddi hataların giderilmesine,
d) Değişen verilere bağlı olarak planın güncellenmesine,
dair yeterli, geçerli ve gerekçeleri açık olan, altyapı etkilerini değerlendiren raporu içeren teklif ve talepler; idarece planın temel hedef, ilke, strateji ve politikaları kapsamında teknik ve yasal çerçevede değerlendirmeye alınarak sonuçlandırılır." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu olayda 10.10.2018 tarihli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliği ile“Kentsel Gelişme Alanı” plan kararı kaldırılarak “Kentsel Yerleşik Alan” plan kararının sınırları onaylı imar planı sınırlarına göre yeniden belirlenmiş, kentsel alan kullanımına ayrılan alan önemli ölçüde küçültülerek “Kentsel Gelişme Alanı” plan kararı “Tarım Arazisi” olarak belirlenmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
… İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyası üzerinden yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunda; "Dava konusu parselin de bulunduğu alan ve yakın çevresinde, kentin bu yönde büyümesini sağlayacak ya da nüfusun bu alana olan yerleşim talebini arttıracak bir ekonomik faaliyete yönelik bir kentsel arazi kullanımı öngörülmemiş olduğu; dolayısıyla, uyuşmazlık konusu alanı da kapsayan bölgede göreceli olarak büyük sayılabilecek bir alan için “Kentsel Gelişme Alanı” öngörülmüş olmasının rasyonel bir dayanağı bulunmadığı; kaldı ki, …ve …yerleşimlerini içerisine alan bu büyüklükteki “Kentsel Gelişme Alanı”nın yapılaşması durumunda, Manisa merkez kent lekesi ve bu alan arasındaki verimli tarım toprakları üzerinde oldukça büyük bir yapılaşma baskısı oluşacağı; bu çerçevede, dava konusu alanı da içerisine alan bölgede kentsel yerleşim lekesinin mevcut imar planı kararları ile sınırlandırılması amacı ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Kentsel Gelişme Alanı”ndan “Tarım Arazisi” plan kararına dönüştürülmesine yönelik plan değişikliği yapılmış olmasının kamu yararı içeren teknik ve bilimsel dayanağı olduğu, bu açıdan değerlendirildiğinde imar mevzuatındaki tanımına uygun olduğu, tespit ve değerlendirmelerine bağlı olarak 10.10.2018 tarihinde onaylanarak 06.11.2018 – 06.12.2018 tarihleri arasında askıya çıkartılmış olan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği’nin dava konusu parsele ilişkin kısmının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan bütünlüğüne, imar mevzuatına ve kamu yararına uygun olduğu" şeklinde görüşlere yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat ve bilirkişi raporları dikkate alındığında davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ:
Dava, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 10.10.2018 tarihli oluru ile onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin Manisa İli, Yunusemre İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin … paftasına yönelik kısmının ve plana yapılan itirazın zımnen reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu plan değişikliğinin 06/11/2018-06/12/2018 tarihleri arasında ilan edildiği, plana askı süresi içerisinde …parsel maliki tarafından yapılan itiraza yanıt verilmemesi üzerine bu kişiler tarafından anılan işlemlerin iptali istemiyle ... tarihinde … İdare Mahkemesinin E:… sayısına kayıtlı davanın açıldığı, idare mahkemesinin … günlü, K:… sayılı kararıyla, her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere dava açılması gerektiğinden dava dilekçesinin reddedildiği, davacı tarafından yenilenen davada … İdare Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin .. günlü, E:…, K:… sayılı kararın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, davanın görüm ve çözümünde Danıştay'ın görevli olduğu gerekçesiyle bozulması üzerine gönderilen ve Danıştay Altıncı Dairesi'ne kaydedilen dosyada, davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından, idarenin süre itirazı yerinde görülmemiştir.
Bölgeye ilişkin olarak, 19.07.2007 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının Danıştay Altıncı Dairesinin 09/12/2009 günlü, E:2007/10509, K:2009/11751 sayılı kararıyla tümünün iptaline, bu iptal kararı üzerine hazırlanan 14/08/2009 tarihli 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa-Kütahya çevre düzeni planının da Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 günlü, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla tümünün iptaline karar verilmiştir. Bu karardan sonra İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı … günlü, … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanmıştır. Bu plana askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında … günlü, … sayılı Bakanlık oluru ile yeniden onaylanmış, askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (… sayılı paftaları ve plan hükümleri) 644 sayılı KHK'nın 7. maddesi uyarınca … tarihinde onaylanmış, bu planda … tarihinde …sayılı plan paftasında, … tarihinde …sayılı plan paftası, … sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapılmış, … plan paftasına ilişkin yapılan değişiklik 25.07.2018 tarihinde onaylanmış ve İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği (…sayılı plan paftaları, lejant paftası, plan hükümleri, plan açıklama raporu, plan değişikliği gerekçe raporu ve eki) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.
Dava konusu planın plan notlarının 7.1. maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2.maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, 7.13 sayılı maddesinde, bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının geçerli olduğu, onaylı imar planlarında, bu planın ilkeleri ve nüfus kabulleri ve 7.6 sayılı maddesi doğrultusunda uygulama yapılacağı, 7.14 sayılı maddesinde, bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, mevzi imar planlarında değişiklik yapılması durumunda bu planın arazi kullanım kararları ve plan hükümlerine uyulacağı, bu planın onay tarihinden önce mevzii imar planları onaylanmış, ilgili idaresine başvurarak yapı ruhsatı, yapı kullanma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış ve bu ruhsatlara uygun olarak faaliyetin sürdürüldüğü yapıların bulunduğu alanlarda faaliyetlere devam edileceği, ancak bu alanlarda bu plan kararlarına aykırı olarak yoğunluk artışı ve arazi kullanım türü değişikliği getirecek plan değişikliği/revizyonu ve tevsi yapılamayacağı belirtilmiştir.
Plan notlarının 4.42 sayılı maddesinde, "Tarım arazileri: toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup halihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazilerdir." şeklinde tanımlanmış, 8.7.1 maddesinde tarım arazileri ile ilgili genel kurallar getirilmiş ve devamı maddelerde tarım arazilerinin niteliğine göre yapılaşma şartları belirtilmiş; planın plan açıklama raporunun 4.4.9 sayılı maddesinde çevre düzeni planı sınırları içinde kalan tarım arazilerinin mutlak tarım arazileri, dikili tarım arazileri, özel ürün arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak veri tabanına dört farklı tanım içinde aktarıldığı, planda ise tümünün “tarım arazileri” şeklinde gösterildiği belirtilerek, başta ifraz koşulları olmak üzere, bu alanlardaki uygulamanın 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” ile bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelikler uyarınca yapılmasının kurala bağlandığı, tarım arazilerinde, ilgili mevzuat doğrultusunda yapılacak belirlemeler temel alınarak geçerli olacak koruma ve kullanım koşullarının plan hükümlerinde düzenlendiği, bu alanlarda, tarımsal amaçlı yapılaşmalar ve çiftçinin barınmasına yönelik yapılaşma istemlerine ilişkin kuralların ayrı ayrı belirlendiği düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın kentsel gelişme alanında kalmakta iken dava konusu plan değişikliği ile tarım arazisi olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
… İdare Mahkemesinin E:… sayısına kayıtlı dosya nedeniyle yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda sonuç olarak özetle; dava konusu plan değişikliği ile bölgede "kentsel gelişme alanı" plan kararının kaldırılarak, kentsel yerleşik alan sınırlarının yeniden belirlendiği ve kentsel alan kullanımına ayrılan alanın önemli ölçüde küçültülerek "tarım arazisi" plan kararına dönüştürüldüğü, uyuşmazlığa konu parselin dikili tarım arazisi sınıfında olduğu, parseli çevreleyen diğer araziler ile bir tarımsal bütünlük oluşturduğu, parselin tarım dışı amaçla kullanımının planlanmasının uygun olmadığı, parselin bulunduğu alan ve yakın çevresinde kentin bu yöne büyümesini sağlayacak kentsel arazi kullanımı öngörülmediği, bölgede "kentsel gelişme alanı" öngörülmüş olmasının rasyonel bir dayanağının bulunmadığı, bu büyüklükteki "kentsel gelişme alanı"nın yapılaşması durumunda Manisa merkez kent lekesi ve bu alan arasındaki verimli tarım toprakları üzerinde büyük bir yapılaşma baskısı oluşacağı, bu çerçevede bölgede kentsel yerleşim lekesinin mevcut imar planı kararları ile sınırlandırılması amacı ile yapılan plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan bütünlüğüne, imar mevzuatına uygun olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda yer verilen tespitlerle dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu plan ölçeği itibariyle genel arazi kullanım kararlarının üretildiği leke plan niteliğinde olması nedeniyle parsel bazında kararlara yer verilmesinin mümkün olmadığı; planın havza, bölge ve mevzuata uygun tesis edildiği, planlama bölgesinde koruma-kullanma dengesi gözetilerek korunması gereken alanların yapılaşmalardan korunması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma koşullarının belirlendiği genel arazi kullanım kararlarının üretildiği, diğer taraftan, dava konusu plan notlarında, bu planın onay tarihinden önce mevzuata uygun onaylanmış imar planları ile mevzii imar planlarının geçerli olduğunun belirtildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde ve plan değişikliği ile uyuşmazlığa konu taşınmaza getirilen kullanım kararında planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verilmiştir. Söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı … tarihli, … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanmıştır. … tarihli, … sayılı Bakanlık oluru ile onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında … tarihli, … sayılı Bakanlık oluru ile yeniden onaylanmıştır. Anılan plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (… sayılı paftaları ve plan hükümleri) 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesi uyarınca 16.11.2015 tarihinde onaylanmış, bu planda … tarihinde …sayılı plan paftasında, … tarihinde … sayılı plan paftası, … sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapılmış, …plan paftasına ilişkin yapılan değişiklik 25.07.2018 tarihinde onaylanmış ve İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği (… sayılı plan paftaları, lejant paftası, plan hükümleri, plan açıklama raporu, plan değişikliği gerekçe raporu ve eki) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.
Bakılan davada, 10.10.2018 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin Manisa İli, Yunusemre İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
10/7/2018 tarihli 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." kuralı yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Planlama alanı" başlıklı 18.maddesinde, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." kuralına, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinin 1.fıkrasında ise, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." kuralına yer verilmiştir.
Anılan 19.maddenin 2.fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin 3.fıkrasında, " Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4.fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, 5.fıkrasında, "Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kuralı bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İncelenen dosyada, dava konusu taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 10/10/2018 tarihinde onaylanan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planında tarım arazisi sınırlarında kaldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu çevre düzeni planının plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, mevzi imar planlarında değişiklik yapılması durumunda bu planın arazi kullanım kararları ve plan hükümlerine uyulacağı, bu planın onay tarihinden önce mevzii imar planları onaylanmış, ilgili idaresine başvurarak yapı ruhsatı, yapı kullanma izni ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış ve bu ruhsatlara uygun olarak faaliyetin sürdürüldüğü yapıların bulunduğu alanlarda faaliyetlere devam edileceği, ancak bu alanlarda bu plan kararlarına aykırı olarak yoğunluk artışı ve arazi kullanım türü değişikliği getirecek plan değişikliği/revizyonu ve tevsi yapılamayacağı belirtilmiş, 4.42 sayılı maddesinde, "Tarım arazileri: toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup halihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazilerdir." şeklinde tanımlanmış, 5.3.5 sayılı maddesinde, verimli tarım arazilerine baskı yapan plansız sanayileşmenin önlenmesi ve mevcut sanayilerin çevresel etkilerinin kontrol altına alınması planlama ilkeleri arasında sayılmış, 8.7.1 sayılı maddesinde, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa tabi tarım arazilerinin, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili yönetmeliğinde tanımlanan tarım arazileri sınıflarına ayrılmamış olup tarım arazilerinin sınıflamasının, ilgili kurum ya da kuruluşlarca yapılacağı belirtilmiş, tarım arazileri ile ilgili genel kurallar getirildikten sonra, devamı maddelerde tarım arazilerinin niteliğine göre yapılaşma şartları belirtilmiş, 8.7.10 sayılı maddesinde de: “Bu planın onayından önce yürürlükteki mevzuat uyarınca, inşaat ruhsatı veya yapı kullanma izni verilmiş olan tarımsal amaçlı yapılara ilişkin haklar saklıdır.” kuralına yer verilmiştir.
Davaya konu çevre düzeni planının plan açıklama raporunun 4.4.1.2 sayılı maddesinde, Tahtalı Havzası ve diğer su koruma havzalarında, kirlenmenin önlenmesinin zorunlu olduğu, bu kapsamda; mevzuata uygun olarak gerçekleşmiş olan yapılaşma ve plan kararları dışında yeni yapılaşmaların engelleneceği, 4.4.9 sayılı maddesinde Çevre düzeni planları sınırları içinde kalan tarımsal nitelikli alanların tarımsal niteliği korunacak alanlar, özel mahsul alanları ve bağ alanları olarak veri tabanına üç farklı tanım içinde aktarıldığı, planda ise tümünün tarımsal niteliği korunacak alanlar olarak tanımlandığı, başta ifraz koşulları olmak üzere bu alanlardaki uygulamanın 5403 sayılı Toprak Koruma Kullanımı Kanunu ile bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelikler uyarınca yapılmasının kurala bağlandığı, tarım alanlarında, ilgili mevzuat doğrultusunda yapılacak belirlemelerin temel alınarak geçerli olacak koruma ve kullanım koşullarının plan hükümleri arasında düzenlendiği, plan hükümlerinde yapılan düzenleme ile tarımsal niteliği korunacak alanlarda tarımsal amaçlı yapılaşmalar ve çiftçinin barınmasına yönelik yapılaşma istemlerine ilişkin kuralların ayrı ayrı belirlendiği, bunun yanında planlama bölgesi sınırları içindeki alanlarda 5403 sayılı Yasa öncesinde geçerli mevzuat uyarınca ilgili kurumlarca tarım dışı kullanıma uygun bulunmuş alanlarda verilmiş, bu görüşler doğrultusunda hazırlanmış nazım ve uygulama imar planlarından, arazi kullanım kararları çevre düzeni planının arazi kullanım kararlarıyla çelişmeyen bölümlerinde yürürlükte olan nazım ve uygulama imar planlarının yapılaşmaya ve ifraza ilişkin kararların geçerli olduğuna dair bir düzenlemeye de plan hükümleri arasında yer verildiği belirtilmiştir.
Çevre düzeni planı kararları, kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar, ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan veriler değerlendirilerek oluşturulması gerekmektedir. Dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanların korunması gerektiğinden bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım değildir. Fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir. Çevre düzeni planları, bölgesel nitelikte genel arazi kullanım kararları getirmekte olup, stratejik bir plan olması sebebiyle sadece fiziki kullanım kararları içermemektedir. Dolayısıyla, dava konusu 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planında belirlenen arazi kullanım kararları, niteliği itibariyle çevre kirliliğinin oluşmadan önce önlenebilmesi ve sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke, strateji ve politikaları sağlayacak plan kararları olup, bu yönüyle söz konusu plana dayanılarak yapılacak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda öngörülen ve parsel bazında fiziki kullanım durumunu belirleyen arazi kullanım kararlarından farklılık arz ettiği kuşkusuzdur.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Ayrıca, bir bölgede önceki plan kararları ile belli bir amaca yönelik tanımlama yapılmış olması o bölgenin tamamının amacı, kapsamı, niteliği ve esasları ilgili mevzuatta belirlenmiş olan çevre düzeni planında aynı amaca tahsis edileceği sonucunu doğurmaz.
Davacı tarafından uyuşmazlığa konu taşınmazın daha önce kentsel gelişme alanı içerisinde planlanmış iken dava konusu çevre düzeni planı ile tarım alanına dönüştürülmesinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu, alanın kuru marjinal tarım alanı niteliğinin bulunmadığı, artan nüfus öngörüsüne uygun olarak kentsel gelişme alanı olarak planlanması gerektiği, plan kararları ile daha önce tarım alanı olarak belirlenen tarım alanlarının kentsel gelişme alanı olarak belirlenmesine karşılık, tarım alanı niteliği olmayan alanların tarım alanı olarak belirlendiği ileri sürülmüştür.
… İdare Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda; "... Dava konusu 10.10.2018 tarihli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğine ilişkin Açıklama Raporu ve “İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında Yapılan Düzenlemeler” başlıklı rapor eki incelendiğinde, söz konusu değişikliğin mekânsal olarak planın çok farklı alanlarına ilişkin 88 kalemi (konuyu) kapsadığı görülmektedir. Mahkeme heyetince bilirkişilerden sorulan hususlar çerçevesinde 10.10.2018 tarihli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinin sadece dava konusu parselin de içerisinde olduğu “…Nolu Alan”a ilişkin kısmı değerlendirildiği,
Dava konusu parselin bulunduğu alan “İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında Yapılan Düzenlemeler” başlıklı rapor ekinde “…Nolu Alan” olarak belirtilen ve Yunusemre Belediye Başkanlığı’nın itirazı üzerine gerçekleştirilen plan değişikliğine konu alan olduğu,
İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinde “…Nolu Alan” olarak belirtilen alanda “Kentsel Gelişme Alanı” plan kararı kaldırılarak “Kentsel Yerleşik Alan” plan kararının sınırları onaylı imar planı sınırlarına göre yeniden belirlenmiş, kentsel alan kullanımına ayrılan alan önemli ölçüde küçültülerek “Kentsel Gelişme Alanı” plan kararı “Tarım Arazisi” plan kararına dönüştürülmüştür. Dava konusu Üçpınar Mahallesi, Kabristan mevkii, … parsel sayılı taşınmaz da dava konusu plan değişikliği öncesinde “Kentsel Gelişme Alanı” plan kararı içinde iken, plan değişikliği ile “Tarım Arazisi” olarak belirlenmiş olan alan sınırları içerisinde kaldığı, uyuşmazlık konusu alanın tarımsal özelliklerinin değerlendirilmesinin yerinde olduğu,
Dava konusu parsel, kuzey ve batı yönündeki tepelik arazilerde oluşan erozyon sonucu aşınan ve yağış sularının yüzey akışı ile taşınan materyallerin eğimin azaldığı bölgelerde birikmiş kolüvyal depozitler üzerinde yer almaktadır (Şekil 4). Dava konusu parsel kolüvyal büyük toprak grubu içerisinde sınıflandırılmıştır. Kolüvyal topraklar derin toprak profilli olarak kabul edilirler. Toprak bünyeleri killi tın (CL) olarak belirlenmiştir. Parsel doğu-batı yönünde azalan hafif (ortalama %3-4) eğimli arazilerdir. Kolüvyal toprakların tipik özelliği farklı yoğunluklarda küçük parçalı taşlılığa sahip olmasıdır. Dava konusu parsel üzerinde de %3-5 oranlarında hafif taşlılık gözlenmiştir. Bunun dışında herhangi bir drenaj yetersizliği, tuzluluk, alkalilik, kayalılık vb. toprak yetersizlikleri mevcut değildir. Bu hali ile dava konusu parsel II. (ikinci) Arazi Kullanım Kabiliyet (AKK) sınıfı içerisinde değerlendirildiği,
Dava konusu parsel üzerinde düzenli dikilmiş ve iyi gelişmiş meyve (kiraz) ağaçları vardır. Bu nedenle dikili tarım arazileri olarak sınıflandırılmışlardır. Dava konusu parselin üzerindeki meyve ağaçlarının uzaklaştırılması durumunda parsel düşük eğim ve derin toprak profiline sahip olması nedeniyle mutlak tarım arazisi özelliği kazanacaktır. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Planlaması kanunu kriterlerine göre dikili tarım arazileri (ve mutlak tarım arazileri) tarım dışı amaçla kullanılamayacağı,
Dava konusu parseli çevreleyen diğer arazilerde bağ, zeytin yetiştiriciliği ve tarla tarımı yapılmaktadır. Bu şekliyle dava konusu parsel çevresiyle birlikte bir tarımsal bütünlük oluşturmaktadır. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi kullanım planlaması kanununa göre tarımsal bütünlüğün bozulamayacağı,
Dava konusu parselin "dikili tarım arazisi" sınıfında olduğu; dava konusu parselin kendisini çevreleyen diğer araziler ile bir tarımsal bütünlük oluşturmakta olduğu; tarımsal nitelikli arazilerin tarımsal üretim altında tutulması ve tarımsal bütünlüğünün korunmasının kesintisiz gıda üretimi açısından ulusal düzeyde yüksek kamu yararı değeri taşıdığı; bu nedenlerle dava konusu parselin tarım dışı amaçla kullanımının planlanmasının uygun olmadığı; bu tespit ve değerlendirmeler ışığında, dava konusu parselin de içerisinde bulunduğu alanın İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Kentsel Gelişme Alanı”ndan “Tarım Arazisi” plan kararına dönüştürülmesine yönelik olarak plan değişikliği yapılmış olmasının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar ve toprak koruma mevzuatına, planın ana hedef ve ilkeleri ile kamu yararına uygun olduğu,
Dava konusu parselin de bulunduğu alan ve yakın çevresinde, kentin bu yönde büyümesini sağlayacak ya da nüfusun bu alana olan yerleşim talebini arttıracak bir ekonomik faaliyete yönelik bir kentsel arazi kullanımı öngörülmemiş olduğu; dolayısıyla, uyuşmazlık konusu alanı da kapsayan bölgede göreceli olarak büyük sayılabilecek bir alan için “Kentsel Gelişme Alanı” öngörülmüş olmasının rasyonel bir dayanağı bulunmadığı; kaldı ki, …ve … yerleşimlerini içerisine alan bu büyüklükteki “Kentsel Gelişme Alanı”nın yapılaşması durumunda, Manisa merkez kent lekesi ve bu alan arasındaki verimli tarım toprakları üzerinde oldukça büyük bir yapılaşma baskısı oluşacağı; bu çerçevede, dava konusu alanı da içerisine alan bölgede kentsel yerleşim lekesinin mevcut imar planı kararları ile sınırlandırılması amacı ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Kentsel Gelişme Alanı”ndan “Tarım Arazisi” plan kararına dönüştürülmesine yönelik plan değişikliği yapılmış olmasının kamu yararı içeren teknik ve bilimsel dayanağı olduğu, bu açıdan değerlendirildiğinde imar mevzuatındaki tanımına uygun olduğu, tespit ve değerlendirmelerine bağlı olarak 10.10.2018 tarihinde onaylanarak 06.11.2018 – 06.12.2018 tarihleri arasında askıya çıkartılmış olan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği’nin dava konusu parsele ilişkin kısmının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan bütünlüğüne, imar mevzuatına ve kamu yararına uygun olduğu" tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Bu itibarla, taşınmazın bulunduğu alana yönelik dava konusu plan değişikliğinin parsel bazında olmayıp kentsel gelişme alanının tümüyle kaldırılmasına ilişkin olduğu, değişiklik öncesinde taşınmazın bulunduğu Yunus Emre ilçesi için çevre düzeni planı ile belirlenen kabul nüfusa yetecek düzeyde kentsel gelişme alanı ayrılmış olması dikkate alınarak yapılaşmamış, tarımsal nitelikte olan alanların kentsel gelişme alandan çıkarıldığı, yapılan değişikliğin planın ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte çevrenin korunmasına yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının üretildiği davaya konu çevre düzeni planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, ilgili plan notlarına göre bu planın onayından önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planları ve mevzi imar planlarının geçerli olduğu, tarım arazilerinin sınıflamasının ise 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca ilgili kurum ya da kuruluşlarca yapılacağı ve alt ölçekli planlarda değerlendirileceği açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacının göstereceği hesap numarasına iadesine,
5. Keşif avansı giderinden artan …-TL'nin davanın kesinleşmesinden sonra davacının göstereceği hesap numarasına iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi