Abaküs Yazılım
5. Daire
Esas No: 2021/7777
Karar No: 2021/2883
Karar Tarihi: 01.10.2021

Danıştay 5. Daire 2021/7777 Esas 2021/2883 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7777
Karar No : 2021/2883

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin istinaf başvurusunun kabulü ile başvuruya konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bu karara yönelik yapılan temyiz isteminin reddi yolundaki … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde komiser olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarihli ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile davacının yargılanmış olduğu ceza dava dosyasında elde edilen deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatı sabit olduğu sonucuna ulaşıldığından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yapılan yargılama sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesince ağırlaştırılmış 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın istinaf ve temyiz aşamalarından geçerek kesinleştiği, bunun üzerine …Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, … TC kimlik numaralı …'ın, davacıya vasi olarak tayin edildiği ve vesayete ilişkin kararın da 15/10/2019 tarihi itibarıyla kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu haliyle, davacının İdare Mahkemesinin 08/11/2019 tarihinde verdiği karar tarihinde kısıtlı olduğunun görüldüğü, dolayısıyla, dava açıldıktan sonra karar verilme tarihi itibarıyla davacı taraf ehliyetini kaybetmesine rağmen davanın tekemmül ettirilerek karara bağlanmasında ve istinaf istemli dilekçe üzerine dosyanın usule aykırı bir şekilde tekemmülü sağlanmak suretiyle Dairelerine gönderilmesinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Dairelerince verilen kararın kesin olması ve davanın konusunun 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinde belirtilen ve temyiz yolu öngörülen dava konuları arasında bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 48. maddesinin 6. fıkrası uyarınca temyiz isteminin reddine yedi gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yargılama kapsamında daha önce sunulan dilekçelerinde yer alan beyanları tekrarla, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, anılan kararın temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesince davacının temyiz isteminin reddi yolunda verilen kararda usul ve hukuka aykırı bir yön bulunmadığı belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca davacının adli yardım istemi bu karar tarihinden sonraki yargılama giderleri yönünden kabul edilerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
1) … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyiz isteminin reddine yönelik kararının temyiz incelemesine ilişkin olarak;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değiştirilen "İstinaf" başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiş; 5. fıkrasında; "Bölge idare mahkemesinin, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir." hükmüne yer verilmiştir. Anılan maddenin 6. fıkrasında da bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 6545 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle değiştirilen "Temyiz" başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasında, "Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:..." kuralına yer verilmiş; aynı maddenin (c) bendinde de, "Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davalarında", bölge idare mahkemelerince verilen kararların temyize tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesince ilk inceleme hususlarında herhangi bir hukuka aykırılık görülmeksizin işin esası incelenmek suretiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45/5 maddesinde, İdare Mahkemesi Kararının incelenmesi sonucu verilen Bölge İdare Mahkemesi Kararlarının kesin olabileceği durumlar tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre, Bölge İdare Mahkemesinin kesin olarak karar verebilmesi, İdare Mahkemesi Kararının ilk inceleme üzerine verilmiş bir karar olması ya da davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması durumlarında mümkündür. Bu haliyle, İdare Mahkemesinin, ilk inceleme hususlarında bir hukuka aykırılık görmeksizin esastan verilen bir kararla davayı sonuçlandırmış olması, 2577 sayılı Kanun'un 45/5. maddesinde tahdidi olarak sayılan kesin karara ilişkin durumlar arasında yer almamaktadır.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinin (c) bendi uyarınca, belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında Bölge İdare Mahkemelerinin verdikleri kararlara karşı temyiz yolu açık olduğundan, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacının, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine ilişkin uyuşmazlıktan kaynaklanan davaya ilişkin olarak Ankara Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın bu yönüyle temyize tabi bir karar olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, kesin olmayan ve temyize tabi bir karar hakkında davacının temyiz isteminin reddi yönünde verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
2) … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı istinaf başvurusunun kabulü ile başvuruya konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine yönelik kararının temyiz incelemesine ilişkin olarak;
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 14. maddesinde, kısıtlıların fiil ehliyetinin bulunmadığı; 16. maddesinde, kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri; 407. maddesinde, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu; 413. maddesinde, vesayet makamının, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atayacağı; 448. maddesinde, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinde, vasinin dava açabilmesi için vesayet makamının izninin gerektiği; 471. maddesinde ise, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 43. maddesinde; "Hukuki işlemden doğan temsil yetkisi, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça veya işin özelliğinden anlaşılmadıkça, temsil olunanın veya temsilcinin ölümü, gaipliğine karar verilmesi, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi durumlarında sona erer.", 513. maddesinde ise; "Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur." düzenlemelerine yer verilmiştir. Anılan madde hükümlerinin değerlendirilmesinden; vekalet ilişkisinin, gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulacağı sonucu çıkmaktadır.
Bu durumda, vasi atandıktan sonra vesayet dairelerinin yetkisine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği, dolayısıyla bakılmakta olan uyuşmazlığı yargı mercileri nezdinde yürütmeye yetkili kişinin vasi olduğu ve vasisinin rızası olmadan uyuşmazlığın görülmeye devam edilemeyeceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, dava devam ederken, davacının, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararıyla "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ağırlaştırılmış 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın istinaf ve temyiz aşamalarından geçerek 04/04/2019 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, … TC kimlik numaralı …'ın, davacıya vasi olarak tayin edildiği ve vesayete ilişkin kararın da 15/10/2019 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Daha sonra, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacının vekili Av. …'e elektronik tebligat yoluyla 17/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, buna karşın ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan davacıyı temsil yetkisi sona eren adı geçen avukat tarafından 26/09/2016 tarihli vekaletnameye istinaden UYAP kayıtlarına 14/03/2020 tarihinde giren istinaf başvuru dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Dolayısıyla, uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, davanın açılış tarihi itibarıyla ehliyetli olan davacı ve davacıyı temsile yetkili avukatı vasıtasıyla dosyanın tekemmülünün sağlanarak karar verildiği, davacının yalnızca karar tarihi itibarıyla kısıtlı hale geldiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin bizzat vasi tarafından veya vasinin usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnameye dayanarak tayin edeceği vekil (avukat) tarafından verilmesi gerekirken, kendisine vasi atanan ve fiil ehliyeti bulunmayan davacıyı temsil yetkisi sona eren avukat tarafından verildiği anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesince, ilk inceleme aşamasında yapılacak işlemler ile belirtilen eksikliklerin tamamlanması amacıyla dilekçenin reddine karar verilmesi ve süresi içinde usulüne uygun bir biçimde istinaf isteminde bulunulmadığı takdirde istinaf isteminde bulunulmamış sayılmasına karar verileceği hususunun davacının vasisine ve temyiz dilekçesini veren davacıya bildirilerek, gelecek cevaba göre uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekirken, davacının taraf ehliyetini kaybettiğinden bahisle davanın usule aykırı olarak tekemmül ettirilerek karara bağlandığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile başvuruya konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının ve davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile başvuruya konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, temyiz aşamasına ait yargılama giderinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemesince ilgili merciine müzekkere yazılmasına,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 01/10/2021 tarihinde kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi