15. Hukuk Dairesi 2015/5766 E. , 2017/364 K.
"İçtihat Metni"
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli, fiyat farkı, teminat bedeli ile kâr mahrumiyeti istemine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında, yapılan davalı idare ile 10/08/2009 tarihinde yapım işlerine ait sözleşme imzalandığını, 14.08.2009 tarihinde işyeri teslimi yapılarak işe başlandığını, işe başlanmasından sonra 14.09.2009 tarihinde yazısı ile firmaya onarım işinin yapılmaması, işin 18.06.2010 tarihine kadar durdurulmasının tebliğ edilerek işin fiilen yapılmasının engellendiğini, yapım işinin idareden kaynaklanan sebeple uzaması nedeniyle 02.03.2010 tarihli dilekçeyle idareden fiyat farkı yapılıp yapılmayacağının sorulduğunu, idarenin 31.03.2010 tarihli yazısıyla fiyat farkı ödenmeyeceğinin kendilerine bildirildiğini, işin uzamasında kendilerinin kusuru olmamasına rağmen idarenin tek taraflı olarak sözleşmeyi 20.08.2010 tarihinde feshederek 26.08.2010 tarihli yazıyla feshi taraflarına bildirdiğini beyan ederek yapım işinin idareden kaynaklanan sebeple uzaması ve bu uzama sebebiyle iş bitirmenin 2009"dan 2010 yılına sarkması sebebiyle 2.590,00 TL fiyat farkı alacağının, yapılan imalât bedelleri olarak 5.000,00 TL alacağın, gelir kaydedilen kesin teminat bedeli 4.410,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini istemiş, yargılama sırasında davacı vekili 26.03.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle yapılan ihalede davacı firmanın karının 3.850,00 TL olduğu, sözleşmenin gerçekleşmemesinin davacının kusurundan kaynaklanmadığını beyan edilerek kâr mahrumiyeti - olumlu zarar alacağı olan 3.850,00 TL"nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini ve dava tarihinden itibaren tüm alacak kalemleri açısından hesaplanacak yasal faizin taraflarına
verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüyle 4.410,00 TL kesin teminat bedeli ile 3.850,00 TL kâr mahrumiyet alacağı taleplerinin kabulü, yapım imalât bedeli ve fiyat farkı alacağı taleplerinin reddi yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Somut olayda; dava dilekçesinde kâr mahrumiyetiyle ilgili bir talep bulunmayıp; davacı vekili 26.03.2012 tarihli dilekçesiyle kısmi ıslah niteliğinde bir talepte bulunmuştur. Dava dilekçesinde bulunmayan bir talebin ıslah yoluyla davaya katılması mümkün değildir. Gerek Dairemizin gerek Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları bu yöndedir. Bu nedenlerle, davacının kâr mahrumiyeti isteminin kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 31.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.