8. Hukuk Dairesi 2017/9875 E. , 2017/8113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı 3. kişi vekili, 25/10/2013 tarihinde yapılan haciz sırasında müvekkili şirkete ait malların haczedildiğini, borçlu şirket ile müvekkil şirket arasında fason iş ilişkisi olup, borçlu şirketin müvekkil şirkete dilme işçiliği hizmeti verdiğini, haczedilen menkullerin de bu çerçevede borçlu şirkete bırakılan menkuller olduğunu, müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında hiç bir organik bağın bulunmadığını açıklayarak davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu; usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine karşın cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, borçlu şirketin davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren şirketlere işçilik hizmeti verdiği, her ne kadar borçlu huzurunda haciz yapılmış ise de, haczedilen menkullerin davacı şirkete ait olduğu, borçlu şirketin, kuruluş, faaliyet ve ortakları itibari ile davacı şirket ile organik bağ içerisinde muvazaalı hareket ettiğine dair veyahut muvazaalı devre yönelik hiç bir delil bulunamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı alacaklı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Öncelikle borçlu şirketin 2012-2013 yıllarına, 3. kişi şirketin 2012 yılına ait ticari defterleri, fatura koçanları ve varsa sevk irsaliyeleri, 2012-2013 yıllarına ait banka kayıtları ve vergi kayıtlarının getirtilmesi, borçlu ve 3. kişi şirkete ait ticari defterlerin (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığının göz önünde bulundurularak) incelenmesi, borçlu ve 3.kişi şirketler arasında cari işlemler olup olmadığının araştırılması, 3. kişinin hacze konu mallara ilişkin sunduğu faturalar ile davaya konu mahcuzların karşılaştırılması, borçlu şirket tarafından 3. kişi şirkete verildiği iddia edilen dilme işçiliği hizmetine ilişkin yapılmış bir ödeme var ise deftere kaydedilip kaydedilmediğinin belirlenmesi için dosyanın mali müşavir ve hesap uzmanının bulunduğu bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor düzenlettirilmesi, bu doğrultuda elde edilecek bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.06.2017 oybirliği ile tarihinde karar verildi.