10. Hukuk Dairesi 2020/1603 E. , 2021/12710 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda, davacının yurt dışında geçen hizmetlerini 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında 5400 gün borçlanarak, 2.4.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunması üzerine,11.8.2012-22.8.2012 tarihleri arası yurt içi 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarının fiili ve gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle iptali nedeniyle, borçlanmanın ancak 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde kabulü mümkün olduğunun bildirilmesi üzerine eldeki bu davanın açıldığı, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “....Mahkemenin, davacının 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarının gerçek ve fiili çalışmaya dayalı olduğu yönünde davanın kabulüne karar vermesi eksik incelemeye dayalıdır. Mahkemece işyerine ait Kurum nezdindeki işyeri sicil dosyası, bildirime esas dört aylık hizmet belgeleri ile dönem bordroları getirtilmeli, bordro tanıkları ve komşu işyeri tanıkları dinlenmeli, özellikle davacının 11.7.2012-29.8.2012 tarihleri arasında Emniyet kayıtlarına göre yurt içinde olduğu dikkate alınmak sureti ile davacının 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarının gerçek ve fiili olup olmadığı usulünce araştırılmalıdır.3201 sayılı Kanunun 6. maddesi gereğince, borçlanılan süreler gözetilerek yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için, yurtdışındaki çalışma veya çalışmaya dayalı yardım ilişkisinin sona ermesi gerekmekte olup; Mahkemece, tahsis tarihi olan 2.4.2013 tarihi ve sonrası süre yönünden davacı için kesin dönüş şartının belirlenmesiyle ilgili olarak yurtdışından aylık alıp-almadığı veya yurtdışında çalışıp-çalışmadığı veyahut da çalışmaya dayalı olarak yardım alıp-almadığı resmi belgeler, yeni tarihli yurtdışı çalışma belgesi celbi ile kesin dönüş şartı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca davacının faiz talebi yönünden karar verilmemesi hatalı olup bozma nedeni” olduğu belirtilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, fiili çalışmanın usulüne uygun araştırılmadığı ve yurtdışı çalışma belgesinin usulünce celp edilmediği eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.
1-Mahkemece, işyerine ilişkin vergi kayıtları ve davalı Kurum kayıtları celp edilerek, işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu, halen faaliyetine devam edip etmediği, ne işle iştigal ettiği, işyerine ilişkin kurum tarafından yapılmış denetim olup olmadığı, davacı ile işverenler arasında akrabalık ilişkisi olup olmadığı araştırılarak, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin komşu işyeri bodroları celp edilerek tanıklık yapabilecek kişiler tespit edilerek beyanına başvurulmalı, ayrıca Kurum, davacıya ait 11.8.2012-22.8.2012 tarihleri arası 4/1-a çalışmalarının iptaline ilişkin denetim raporundan fiilen işyerinde denetim yapmadığı, sadece giriş-çıkış kayıtlarına dayandığı anlaşılmakta olup kurum denetim raporunun dayanağını oluşturan Türkiye’de bulunmadığı iddiasına ilişkin celp edilen emniyet giriş-çıkış kayıtlarından 11.7.2012-29.8.2012 tarihleri arası yurt içinde olduğu hususları da dikkate alınarak çalışmanın gerek ve fiili bir çalışma olup olmadığı usulünce araştırılarak karar verilmelidir.
2-Ayrıca davacıya ait yeni tarihli yurtdışı çalışma belgesi davalı Kurumdan istenilerek, önceki bozma kararımız dikkate alınarak kesin dönüş ve tahsis koşulları irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.