14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6339 Karar No: 2019/1264 Karar Tarihi: 13.02.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6339 Esas 2019/1264 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir taşınmazda bulunan ipoteğin kaldırılması talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, taşınmaz üzerindeki haczin ihtiyati tedbir kararı olduğunu ancak sehven haciz olarak işlendiğini belirtmiştir. Mahkeme, davacının ipotek alacaklısı olması sebebiyle her zaman tapudan ipoteğin kaldırılmasını isteyebileceği ve bu sebeple davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu ve hükmün bu sebeple bozulması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri olarak, davacının ipotek alacaklısı olarak her zaman tapu kaydındaki ipoteğin kaldırılması talebinde bulunabileceği 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 118. maddesiyle düzenlenmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2016/6339 E. , 2019/1264 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.10.2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Davacı, ... mahallesinde bulunan 7592 ada 13 parsel sayılı taşınmazda ipotek alacaklısı olarak görülen gaip ... oğlu ...’e, alacağının idaresi maksadıyla 3561 sayılı Kanun uyarınca ... Defterdarının kayyum olarak atandığını, ipotek borçlusu olarak görülen davalılardan ipotek alacaklarının yasal faizi ile tahsil edildiğini, bunun üzerine ilçe tapu müdürlüğünden ipoteğin kaldırılmasının istendiğini, verilen cevapta ipoteğin ancak mahkeme kararıyla kaldırılabileceğinin bildirildiğini, bu sebeple taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkeme, taşınmaz üzerinde görülen ve tapuda işlem yapılmasını engelleyen haczin esasen ihtiyati tedbir kararı olduğu, sehven haciz olarak işlendiği, bu durumda tedbirin kaldırılmasının ilgili mahkemesinden istenmesi gerektiği, aynı zamanda davacının ipotek alacaklısı olması sebebiyle her zaman tapudan ipoteğin kaldırılmasını isteyebileceği, bu sebeple davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Somut olaya gelince; İlkadım Tapu Müdürlüğünün 23.07.2014 tarihli yazısında, dava konusu parselin öncesi olan 136 ada 50 parselin kadastro tespiti esnasında 1/4 hissesinin gaip ... oğlu ... adına tescil edildiği, bu hisse üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.1938 tarih ve 1938/29 sayılı tedbir kararı ile 02.05.1938 tarih ve 336 yevmiye numarası ile tedbir şerhi konulduğu, ancak bu şerhin kadastro esnasında sehven haciz olarak işlendiği, 136 ada 50 parselin yapılan imar uygulamaları sonucunda bölüştürüldüğü parsellerden birinin de 7592 ada 13 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve ... oğlu ... hissesinin bedele dönüştürülerek bu taşınmazda ipotek alacaklısı olarak tescil edildiği, bu alacağa 02.05.1938 tarih ve 336 yevmiye ile haciz şerhi konduğu, 7592 ada 13 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasının iptali ile geriye döndüğü ve 136 ada 691 parsel ve 136 ada 108 parsele dönüştüğü belirtilerek ipoteğin terkini için dava açılması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. 136 ada 691 parsel ve 136 ada 108 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde; davacı lehine olan ipoteklerde haciz bulunduğu görülmüştür. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmasına rağmen aksi yönde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.