Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6207
Karar No: 2014/12644
Karar Tarihi: 26.05.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/6207 Esas 2014/12644 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/6207 E.  ,  2014/12644 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 19.09.2013
    No : 2011/823-2013/631

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava 5510 sayılı Kanun’un 86 ve mülga 506 sayılı Kanun’un 79 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Anayasa’nın 12. maddesine göre; “Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”. Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve vazgeçilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. (Mülga) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 6. maddesinde ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 92. maddesinde de, bu ilke aynen benimsenerek, çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanunun 4. maddesinde, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
    Davacı, 01.04.2007-15.04.2011 tarihler arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarının tespitini istemiştir. Dosyanın tetkikinde, davacının, davalı işyeri tarafından, 16.07.2007 tarihinde verilen yetki belgesine istinaden, dava dilekçesinin tebliğ olduğu işyeri adresindeki büronun 01.04.2008-01.04.2010 tarihler arasında her yıl kira sözleşmesini davalı işyeri adına düzenlendiği görülmektedir. Ayrıca, dinlenen tanık beyanları da, davacının davalı işyerinde talep konusu dönemde tercüman olarak çalıştığını doğrulamaktadır. Tanıklardan H.. G..’in de davalı işyerine karşı açmış olduğu hizmet tespiti davasında, cevap veren davalı işyeri; söz konusu Kurumun yurt dışında bir tüzel kişilik olduğunu, Türkiye de yardım faaliyetinde bulunduklarını ve yanlarında şoför, tercüman çalıştırdıklarını, ancak arada hizmet akdinin oluşmadığını, çalışanların kendi nam ve hesaplarına çalıştığını, tanık H.. G..’in de bu şekilde çalıştığını belirtmişlerdir. Mahkemece, davacının çalışmasının geçtiğini iddia ettiği L... ünvanlı bir dernek yada kurumun varlığının ispat olunamadığı, Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul Valiliği ve Ankara Valiliği"nden bu isimli bir kurumun faaliyet için izin almadığı gibi isminde L.. ismi geçen bir dernek ya da kurumun izin almadığının bildirildiği, Ticaret Odasından yapılan araştırmada da L.. unvanlı bir tüzel kişiliğin bulunmadığının bildirilmesi sebebiyle açılan ve ispatlanamayan davanın reddine dair karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinde mevcut gazete yazılarından, davalının Türkiye"de resmi bir kuruluş olmamakla birlikte, L.. K.., L... C..., L..D.. S.. C.., L..Derneği vs gibi isimlerle Türkiye"de faaliyette bulunduğu, Ankara, İzmir, İstanbul illerinde temsilciliklerinin de olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacının, davalı adına kira sözleşmesini yaptığı davalı adresinde, beyanda bulunan L... C..., davaya katılmış ve cevap da vermiştir. Ayrıca, emsal dosyada da, davalı olarak L.. Kurumu gösterilmiş, ancak cevap veren ve davaya katılanın L... C.. olduğu hususları belirgindir. Tüm bu hususlarda dikkate alınarak, Mahkemece; gerektiğinde keşif ve zabıta araştırması da yapılmak suretiyle davalı işyerinin adresinin saptanarak belirlenmesi, işverenin farklı olduğunun anlaşılması halinde HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle gerçek işverenlere karşı husumet yönetilmeli, husumet yöneltildiğinde, göstereceği bütün deliller toplanmalı; böylece, gerçek işveren konusunda, yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak, gerçek işveren hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi