14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4896 Karar No: 2019/1256 Karar Tarihi: 13.02.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4896 Esas 2019/1256 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, geçit hakkı tesisi davasında verilen hükümden dolayı temyiz başvurusu yapılan dava dosyasını incelemiş ve Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği sonucuna varmıştır. İlk aşamada, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, muhatabın bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde tebligat yapılmalı, ancak tebliğ memuru muhatap lehine araştırmalar yaparak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. İkinci aşamada ise, muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin tespit edilememesi durumunda tebligat başvurusu çıkaran mercie geri gönderilmelidir. Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri ayrı şekilde yorumlanamaz ve gerekçeli karar doğrudan 21/2 maddesine göre tebliğ edilemez çünkü bu, muhatapların savunma hakkını kısıtlar. Dava dosyası, gerekçeli kararın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle mahalline iade edilmiştir. Kanunlar: 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 6099 sayılı Kanun (19.01.2011), Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri
14. Hukuk Dairesi 2016/4896 E. , 2019/1256 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki geçit hakkı tesisi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, gerekçeli kararın doğrudan TK m. 21/2’e göre tebliğ edilmesi yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatapların savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; gerekçeli karar, davalılardan ... ve ...’a yukarıda anlatılan usul gözardı edilerek doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Davalılar ... ve ...’a 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak yasal temyiz süresi de beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 13.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.