MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalıların murisi olan kız kardeşi ...’e karşı açmış olduğu... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.10.1979 tarih ve 1975/251 Esas, 1976/276 Karar sayılı tapu iptali ve tescil davasında kardeşi ... ile sulh olmaları sonucunda mahkemece, dava konusu 45 parsel sayılı toplam 23.400 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 13.400 m2’sinin kardeşi ... adına, kalan 10.000 m2’sinin ise adına tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ancak dosyada keşif yapılmayıp, kroki düzenlenmemesi sebebiyle tapu müdürlüğü tarafından kararın yerine getirilemediğini, anılan mahkeme kararının kesin delil teşkil ettiğini ve uygulanması gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. .
Mahkemece,... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.10.1979 tarih ve 1975/251 E. 1976/276 K. sayılı ilamının, eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; eldeki davaya kesin hüküm teşkil ettiği gerekçe yapılan... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.10.1979 tarih ve 1975/251 E. 1976/276 K. sayılı dosyasında, eldeki davanın davacısı tarafından davalıların murisi ... aleyhine 29.09.1975 tarihinde tapu iptali ve tescil istemi ile dava açıldığı, tarafların sulh olmaları sonucunda mahkemece, ... adına yapılan tespitin iptali ile dava konusu 45 parsel sayılı taşınmazın 13.400 m2’sinin ... adına, kalan 10.000 m2’sinin ise davacı adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmeden 07.12.1976 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ortada infaz edilemeyen bir mahkeme hükmü mevcuttur. Bu durumda taraflar arasındaki ihtilaf çözümsüz kalmıştır.
Hal böyle olunca, mahallinde taraflarla birlikte keşif yapılarak, 1975/251 E., 1976/276 K. sayılı mahkeme kararı ve davacı ile davalıların mirasbırakanı ... arasındaki sulh anlaşması da gözetilerek, taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının saptanması, ifrazı mümkün değil ise pay oranında iptal tescile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.