
Esas No: 2014/7162
Karar No: 2014/12630
Karar Tarihi: 26.05.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/7162 Esas 2014/12630 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Göynük Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi :07.01.2014
No :2013/71-2014/9
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesine dayalı hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverene ait halı atölyesinde 15.01.1990 günü çalışmaya başladığı yönünde hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesi yasal hak düşürücü süre içerisinde 02.02.1990 tarihinde davalı Kuruma verilmesine karşın herhangi bir sigortalılık bildirimi ve adına prim ödemesi gerçekleştirilmeyen davacının istemi, 15.01.1990 – 30.09.1990 döneminde hizmet akdine tabi olarak geçen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada, hizmetin 506 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle hukuki yarara yönelik dava koşulu eksikliği nedeniyle talep reddedilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II numaralı fıkrasına, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 1. maddesiyle eklenen (D) bendinde “El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar hakkında yalnız iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar istekleri halinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85 inci madde hükmüne göre isteğe bağlı sigortalı olabilirler.” düzenlemesine yer verilmiş, sonrasında 06.08.2003 günü yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 57. maddesiyle söz konusu bent ilga edilmiş olup yürürlükten kaldırmaya yönelik yasama işleminin geriye yürütüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığından, şu durumda 09.07.1987 – 05.08.2003 (dahil) dönemi bakımından bentte yazılı nitelikteki hizmetin 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince uzun vadeli sigorta kollarına tabi zorunlu sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği belirgindir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, anılan Kanun kapsamında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları bakımından 85. madde gereğince isteğe bağlı sigortalılık başvurusu bulunmayan davacının sunduğu yazılı belgeler karşısında uyuşmazlık konusu dönemde hizmet akdine tabi olarak çalıştırıldığı anlaşılmış bulunmakla, işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” niteliğinde olup olmadığı belirlendikten, söz konusu nitelikte değilse çekişme konusu dönemde çalıştığı süre, toplanacak deliller ışığında açıklıkla ortaya konulduktan sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 28.12.2013 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde yer alan, müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı yönündeki düzenlemeye aykırılık oluşturacak şekilde kendileri yönünden davanın reddi sebebi ortak olan her bir davalı için ayrı avukatlık ücreti belirlenmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.