19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/32515 Karar No: 2020/76 Karar Tarihi: 21.01.2020
6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/32515 Esas 2020/76 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, isimsiz ihbar üzerine yapılan araştırmada ormanlık alanda iş makinesi ile meşe ağaçlarının köklerinden sökülerek açma yapıldığının belirlenmesi ve tanıkların açma ve kesme işlemini sanığın yaptığını söylemesi üzerine 6831 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, Yargıtay kararında mahkemenin kararının yeterli, kesin ve inandırıcı olmadığı belirtilerek, kararın gerekçelerine tutarlılık, hukuki nitelendirme ve cezada artırım ve indirim nedenleri açıklanması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının kısa süreli olmaması nedeniyle hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiği de belirtilmiştir. Suçun dayanağı ise 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 93/1. maddesidir.
19. Ceza Dairesi 2019/32515 E. , 2020/76 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Davanın dayanağını oluştıran suç tutanağında; isimsiz ihbar üzerine gidilen olay yerinde ormanlık alanda iş makinesi ile meşe ağaçlarının köklerinden sökülerek açma yapıldığının belirtildiği yine tutanakta yapılan araştırmada kimliklerini açıklamayan bir kaç kişinin açma ve kesme işlemini sanığın yaptığını söylemesi nedeniyle sanık hakkında tutanak tutulduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında; atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı, sanığın ikrarını da içermeyen suç tutanağını destekler mahiyette başkaca delil elde edilememesi karşısında sanığın atılı suçlardan beraati yerine, yerinde görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de, 1-Anayasanın 141, CMK"nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde olması gerekir. Yargıtay"ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak gerekçesiz hüküm kurulması, 2- 5237 sayılı TCK"nin 49/2. maddesinde "Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır." şeklinde düzenlemeye göre; sanık hakkında 6831 sayılı Kanun"un 93/1. maddesi uyarınca hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının kısa süreli olmaması karşısında; kısa süreli olmayan hapis cezalarının ertelenmesinin kanuni sonucu olarak TCK"nin 53. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 21.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.