Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Bono vasfındaki bir senedin, TTK.nun 690.maddesi atfıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken, TTK’ nun 661/1. maddesi gereğince, vadeden itibaren üç yıl içinde takip konusu yapılmaması halinde, bono zamanaşımına uğrar. Bir başka anlatımla, bonoda zamanaşımının gerçekleşmesi halinde, bono vasfında herhangi bir değişiklik olmaz ise de; (adi senet olarak kabulü gibi) alacaklı senet borçlusuna karşı senetten doğan alacak hakkını vadeden itibaren üç yıl içinde kullanmadığından borçluya karşı müracaat hakkını yitirir. Bu halde dahi, genel haciz yoluyla takip yapılamaz. Zira, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak düzenlenen kambiyo senetleri anılan kanundaki zamanaşımına tabidir (TTK’ nun 6. maddesi).  Hal böyle olunca, somut olayda gözlendiği gibi, 15/10/2003 vadeli bono genel haciz yoluyla (üç yıllık zamanaşımı dolduktan sonra) 07/10/2008 tarihinde takibe konu edildiğinden ve de borçlu tarafça da İİK’ nun 62. maddesi koşullarında yasal süresi içerisinde, icra dairesinde zamanaşımı def’inde bulunulduğundan, mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.