9. Hukuk Dairesi 2011/49714 E. , 2013/35016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı ve karşı davalı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ile teşvik primi alacaklarının, davalı ve karşı davacı ise ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, asıl davayı kısmen hüküm altına almış, karşı davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı, ek görev verildikten sonra çalışma süresi ve iş yoğunluğunun daha da arttığını, bu çalışma düzeninin iş hayatını çekilmez hale getirdiğini, işten 20.30-21.00 saatlerinde çıktığını, ayrıca yılda 3-5 Cumartesi günü hafta sonu çalışması yapıldığını, buna rağmen fazla çalışma ücreti ödenmediğini, Operasyon Yönetmenliği ünvanı verilmesi talebiyle 03.07.2008 tarihli dilekçesi ile yaptığı başvurunun davalı işveren 10.07.2008 günlü yazıyla tarafından reddi üzerine iş akdini 15.07.2008 tarihli dilekçesi ile İş Yasası"nın 24/e maddesi gereği haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı ve teşvik primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, bankadaki yeniden yapılanma doğrultusunda şubelerde gerçekleştirilen operasyonel işlemlerin genel müdürlük bünyesinde kurulan merkezler yoluyla yürütülücek olması nedeniyle, davacının görev yaptığı şubede Operasyon Yönetmeni kadrosu tahsis edilmediğini, bu nedenle de davacıya bu ünvanın verilmesinin mümkün olmadığını, davacının 03.07.2008-13.07.2008 tarihleri arasında sağlık raporu aldığını, rapor süresinin bitimini müteakip de 15.07.2008 tarihinde istifa ederek görevden ayrıldığını, ihbar öneline uymadığını, noterden ihbar tazminatı talebiyle ihtarname çekmelerine rağmen ödemede bulunmadığını iddia ederek davacının davasının reddine karar verilmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.882,67 TL ihbar tazminatının davacı-karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içersinde davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı-karşı davacı banka vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada verilen ara dinlenmesinin süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.
Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD. 17.11.2008 gün 2007/35281 E, 2008/30985 K.).
İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.
Somut olayda; günlük 12 saatlik çalışmadan yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda 1,5 saatlik ara dinlenme düşülmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 1 saat ara dinlenmesi düşen bilirkişi raporuna itibar edilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.