1. Hukuk Dairesi 2019/3133 E. , 2021/3683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ .... HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece iptal ve tescil isteminin reddine, 1983 yılında yapılan temlik sırasında pay bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle de tenkis isteminin kabulüne ve 483.733,37 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, tarafların istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince, iptal-tescil isteminin yazılı gerekçeyle reddi ile tenkis isteminin kabulünün kural olarak doğru olduğu, davalı vekilinin kabule yönelik istinaf başvurusunun reddine, ancak tenkis yönünden muris tarafından 1990 yılında yapılan kazandırmanın da hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği, bu nedenle davacı vekilinin başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.... maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, iptal-tescil isteminin reddine, tenkis isteminin kabulüne ve 881.124,29 TL’nin tercih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından süresinde davalı vekili tarafından ise yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.07.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’in, ... Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin kurucu ortaklarından olduğunu, anılan şirketin faaliyet gösterdiği 118 ada 5 parsel sayılı taşınmazı diğer ortak...ile üçüncü kişilerden bedelini ödeyerek satın aldıklarını, ancak mirasbırakanın o dönem şeker hastalığına bağlı görme kaybı yaşaması ve kendisini işlerin takibinde yetersiz görmesi nedeniyle temlik aldığı taşınmaz payını henüz 18 yaşında olan davalı oğlu ... adına muvazaalı olarak tescil ettirdiğini, aslında payın mirasbırakana ait olduğunu, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı hareket edildiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemiştir.
Davalı, çekişmeli taşınmazın mirasbırakandan geçmediğini, üçüncü kişilerden bedelini ödeyerek parça parça satın aldığını, 1983 yılındaki ilk satın almada eşine takılan ziynet eşyalarını kullandığını, küçük yaşlardan itibaren çalışma hayatının içinde ve iyi bir mermer ustası olduğunu, alım gücünün bulunduğunu, kaldı ki o dönem dava konusu taşınmazın şehirden uzak ve değersiz olduğunu, taşınmazın değerlenmesi ile 32 yıl sonra kötüniyetli dava açıldığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli payların mirasbırakan tarafından davalıya devredilmediği, davalı tarafından üçüncü kişilerden temlik alındığı gerekçesiyle iptal ve tescil isteminin reddine, 1983 yılında yapılan temlik sırasında pay bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle de tenkis isteminin kabulüne ve 483.733,37 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, tarafların istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince, iptal-tescil isteminin yazılı gerekçeyle reddi ile tenkis isteminin kabulünün kural olarak doğru olduğu, davalı vekilinin kabule yönelik istinaf başvurusunun reddine, ancak tenkis yönünden muris tarafından 1990 yılında yapılan kazandırmanın da hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği, bu nedenle davacı vekilinin başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.... maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, iptal-tescil isteminin reddine, tenkis isteminin kabulüne ve 881.124,29 TL’nin tercih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen veraset ilamı incelendiğinde; 1937 doğumlu mirasbırakan ...’in 21.07.1998 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı ...’ı, davalı oğlu ...’i ve dava dışı eşi ...’i bıraktığı görülmüştür.
Celp edilen tapu kayıtları incelendiğinde; dava konusu 118 ada 5 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 209 sayılı parselin ( 5.156 m2’lik tarla ) 9/32 payının 31.05.1983 tarihinde, 4/16 payının ise 18.06.1990 tarihinde davalı ... tarafından 3. kişilerden satın alma yoluyla edinildiği, 31.05.1983 tarihli akitte şirket ortağı olan dava dışı ...’nin de pay temlik aldığı kayden saptanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, edinme şekli gözetildiğinde dava konusu taşınmaz yönünden ileri sürülen iddianın gizli bağış ( para bağışı ) niteliğinde olduğu, mirasbırakan tarafından davalıya kayda dayalı bir devir yapılmadığı, gizli bağış iddiası yönünden 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İBK’nın uygulanma olanağının bulunmadığı, koşullarının varlığı halinde tenkis istenebileceği anlaşıldığından, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Tenkis istemi yönünden yapılan incelemede;
Dosya içeriğine, toplanan delillere ve özellikle, çekişmeli payları edinme tarihinde davalı ...’nın iş hayatının başlangıcında olduğu, yaşça büyük olmadığı, taşınmazı satın alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarına göre taşınmaz üzerinde faaliyet gösteren fabrikadaki işleri mirasbırakan ile ortağı ...’nin sürdürdüğü, müşteriler ile ilgilendikleri, esnaf odasından gelen kayıtlar ile de bu durumun uyumlu olduğu, tarafların annesi olan tanık ... tarafından da satış bedellerinin mirasbırakan tarafından ödendiğinin doğrulandığı, bu kapsamda hem 31.05.1983 tarihinde hem de 18.06.1990 tarihinde yapılan temlikler yönünden bedelin mirasbırakan tarafından ödendiği ve saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacıyla hareket edildiğinin kanıtlandığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin tenkis isteminin kabulüne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Hükme esas alınan 27.03.2017 tarihli tenkis raporunun doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; davacının, mirasbırakan babası ...’in gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı çekişmeli taşınmazdaki toplam 17/32 payı saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği davalı adına kaydettirdiği iddiasında bulunduğu, celp edilen tapu kayıtları ile de mirasbırakan tarafından davalıya doğrudan bir pay temliki yapılmadığı ortaya çıkmıştır.
Mahkemece, davalıya kazandırılan payın murisin ölüm tarihindeki değeri keşif neticesinde belirlenmiş, belirlenen bu değer üzerinden yapılan tenkis hesabı ile ( 27.03.2017 tarihli rapor ) davacının saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis isteğinin kabulü yoluna gidilmiştir.
Ne var ki, eldeki davada gizli bağış iddiası olduğundan, murisin davalıya para bağışladığı gözetilerek, elden bağışlanan bu paranın murisin ölüm tarihinde ulaşacağı miktarın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tespit edilmesi ve tespit edilen bu değer üzerinden tenkis hesabının yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, davacı tarafından davalıya kazandırılan payın akitte gösterilen bedelden daha yüksek bir bedel ödenerek temlik alındığı hususu ispatlanamadığından akitte gösterilen satış bedelinin dikkate alınması ve murisin ölüm tarihine göre güncellenmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere 31.05.1983 ve 18.06.1990 tarihli akitlerde çekişmeli paylar için ödenen satış bedellerinin murisin ölüm tarihinde ulaşacağı miktarın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tespit edilmesi, tespit edilen miktar üzerinden tenkis raporunun alınması, sabit tenkis oranının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/.... maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.