2. Hukuk Dairesi 2021/923 E. , 2021/3704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, velâyet, kadın yararına hükmolunan tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 140/5.maddesi "Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir. Mahkemece 26.11.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflara HMK 140/5 maddesi gereğince dilekçelerinde belirtikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamaya yapmaları ve tanıklarını sunmaları için 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde delil bildirilmediği takdirde delil bildirme hakkından vazgeçilmiş sayılacağının ihtaratında bulunulmuş, davacı kadın verilen sürede tanıklarını bildirmediği gibi izleyen tahkikat duruşmasında da hazır etmemiş, sonraki duruşmalarda hazır ettiği tanıkları dinlenmiştir. Bu sebeple davacı kadının kesin sürede bildirmediği ve izleyen tahkikat duruşmasında hazır etmediği tanıklarının beyanları kusur belirlemesinde dikkate alınamaz (HGK 20.04.2016 tarih 2014/2-695 esas ve 2016/522 karar sayılı kararı). Tanık beyanları dışında da dosya kapsamından davalı erkeğin kusurunun ispat edilemediği anlaşılmakla davalı erkeğin evlilik birliğinin sona ermesinde tam kusurlu kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bendinde açıklandığı üzere davalı erkeğe kusur yüklenilemez. Boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz eş aleyhine maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu"nun 174/1-2 maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece verilen ilk hükümde ortak çocuklar yararına aylık 150’şer TL. iştirak nafakasına ve davacı kadın yararına aylık 250-TL yoksulluk nafakasına hükmolunmuş bu hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; ortak çocuklar yararına aylık 200’er TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. İlk hükümde ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarı ve davacı kadın yararına yoksulluk nafakası miktarı davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktarlar yönünden davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usulü kazanılmış hakka aykırı şekilde ortak çocuklar yararına aylık 200’er TL iştirak nafakası ve davacı kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24.05.2021 (Pzt.)