10. Hukuk Dairesi 2021/7951 E. , 2021/12698 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2019/178-2021/113
Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemenin davanın reddine dair 21/12/2017 tarihli kararı, Dairemize devredilen Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 02/04/2019 tarih ve 2018/2102 Esas, 2019/2410 Karar sayılı ilamı ile “Somut olayda, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının ilk sipariş fişinin tarihi olan 04/11/2010-01/12/2010 tarihleri ile davalı şirkete ait banka hesabında verilen talimat sonucu işlem gerçekleştirdiği tarihler itibariyle davalı şirkete ait işyerinde çalıştığı sabittir. Ancak bozma sonrası dinlenen komşu işyeri tanıkları özetle, davacıyı davalı işyerinde gördüklerini ifade ettiklerinden, davacının çalışma süresi yönünden beyanları çelişkiyi giderecek ve hükme esas alınacak nitelikte değildir.” gerekçesiyle ve yapılacak iş gösterilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Eldeki davada bozmaya uyulmuş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Bozma sonrasında mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüyle, 2701007957614 Sigorta sicil numaralı davacının davalı işveren şirkete ait 1023284.27 sicil numaralı iş yerinde 13/09/2007 - 02/04/2012 tarihleri arasında aralıksız olarak asgari ücret karşılığı sigortaya tabi çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79. ve 5510 sayılı Yasanın 86. maddesi bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/09/1999 gün 1999/21-510-527, 30/06/1999 gün 1999/21-549-555- 03/11/2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayın incelenmesinde; dosya kapsamında dinlenen bordro tanıklarından ...’un davalı şirkete ait 1023284 sicil numaralı işyerinde 29/03/2008-12/12/2008 tarihleri arasında kayıtlı çalışmasının bulunduğu, mahkeme huzurundaki beyanında davalı işyerinde 2008 yılı başlarında Şubat Mart ayları gibi işe girdiğini, davacının ise kendisinden sonra yaklaşık 2-3 ay sonra işe başladığını ileri sürdüğü, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının ise davacının işe başladığı tarihin belirlenmesi noktasında hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davacının 2008 yılı öncesine ilişkin talepleri yönünden varsa başka tanık beyanlarına başvurmak ve gerekli belgeleri getirtmek suretiyle bu dönemdeki çalışmaları hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, 2008 yılı öncesi dönem yönünden yapılacak araştırma ile sonuca gidilememesi halinde ise dinlenen bordro tanığı ...’un beyanları da dikkate alınarak davacının işe başlama tarihi netleştirildikten sonra karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.