21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13405 Karar No: 2018/4949 Karar Tarihi: 17.05.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/13405 Esas 2018/4949 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/13405 E. , 2018/4949 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Asıl ve birleşen dava bakımından; Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının ve ödenen gerçek ücretinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, davacının davalı işyerinde çalışmış olduğu süre içerisinde kendisine ödenen gerçek ücretin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 25/01/2012-29/03/2013 tarihleri arasında davalı şirketlere ait işyerlerinden hizmet bildirimlerinin yapıldığı, söz konusu süreye ilişkin imzalı ücret bordrolarının bulunduğu ve davacının ücretinin net 2.500 TL olarak belirtildiği, bankadan davacıya yapılan maaş ödemelerinin de aynı miktarda olduğu, davacının Kuruma yapılan prime esas kazanç bildirimlerinin de bu miktar üzerinden yapıldığı, taraflar arasında imzalanan 25/01/2012 tarihli iş sözleşmesinde davacının görevinin genel müdür olduğunun ve ücretinin net 2.500 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı işyerinde genel müdür olarak çalıştığını, ücretinin aylık net 5.500 TL olmasına rağmen sigorta primlerinin aylık net 2.500 TL üzerinden yatırıldığını, kalan 3.000 TL"nin de şirketin ortakları tarafından banka hesabına yatırılmak suretiyle ödendiğini ileri sürmektedir. Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları Kuruma ücret bordrolarında belirtilen ücret üzerinden bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Dosyaya sunulan ve davacının bildirimi yapılan süreyi kapsayan ücret bordroları davacı tarafından imzalanmış olup imzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde belirtilen ücret üzerinden geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Ayrıca, dosya kapsamından davacının talep ettiği miktarda ücret aldığına dair herhangi bir yazılı belge bulunmamaktadır. Şirketin ortakları tarafından davacının banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenen miktarlar düzenli olmadığı gibi neye ilişkin olarak yapıldıkları da açık olmadığından davacının ücret bordrosunda belirtilen miktardan fazla ücret alındığının kanıtı olamazlar. Yapılacak iş, davacının ücret bordrolarında belirtilen ücretine göre Kuruma bildiriminin yapıldığını, bu bordroların imzalı olduğunu, bu belgelerin aksinin eşdeğerdeki yazılı belgeler ile ispat edilebileceğini ancak dosya kapsamında aksini gösteren yazılı bir delil bulunmadığını, şirket ortakları tarafından yapılan ödemelerin neye ilişkin olarak yapıldıklarının açık olmadığını ve davalı işyerinde genel müdür olarak üst pozisyonda çalışan davacının kendi ücretini olduğundan daha düşük bildirmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını dikkate alarak davanın reddine karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirketlere iadesine, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.