7. Hukuk Dairesi 2015/1579 E. , 2016/10971 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, iş akdinin işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda davacı, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek her iki alacak için 600,00 TL talep etmiş, talebini ayrıştırmamıştır. Bilirkişi raporundan sonra hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacağını 641,71 TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, davacının hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Tanık beyanları ve dosya kapsamına göre davacının haftada 6 gün çalıştığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından da hafta tatili alacağı hesaplanmamış, davacının genel tatil günlerinde çalıştığı sonucuna varılarak sadece genel tatil alacağı hesaplanmış, mahkemece genel tatil ücreti olarak hesaplanan tutar hafta tatili ve genel tatil alacağı olarak hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacıya hafta tatili ücreti olarak ne kadar, genel tatil ücreti olarak ne kadar istediği açıklattırılarak hafta tatili ücreti talebinin reddine, genel tatil ücreti talebinin de rapor doğrultusunda talep de dikkate alınarak kabulüne karar verilmelidir.
Mahkemece, davacıya hafta tatili ücreti olarak ne kadar, genel tatil ücreti olarak ne kadar istediği açıklattırılarak hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti taleplerinin reddedilen miktarları belirlenmeli, yargılama gideri, harç ve avukatlık ücreti konusunda da bu sonuca göre karar verilmelidir.
3- Taraflar arasında, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yapmış ise hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68"inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda davacının fazla çalışma ücreti yapılan işin niteliğine göre farazi olarak hesaplanmıştır. Tanık beyanları çalışma süreleri konusunda net değildir. Davacı ağır vasıta şoförü olarak çalışmış olup, çalışması Karayolları Trafik Yönetmeliği 98. maddesine uygun olmalıdır. Buna göre uzun yol şoförü işçi günde en fazla 9 saat araç kullanabilir. Yapılacak iş irsaliye listelerine göre davacının çalıştığı anlaşılan günlerde, günde 9 saat çalıştığı kabul edilerek, haftalık çalışma gün sayısına göre fazla mesai ücreti hesaplanmalıdır. Farazi hesaplamalar içeren bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması hatalıdır.
4-Davacı vekili dava ve ıslah dilekçelerinde ihbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği halde, HMK"nun 26.maddesine aykırı biçimde talep aşılarak ihbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarının yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi ile tahsili yerine doğrudan yasal faiz yürütülmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.