22. Hukuk Dairesi 2015/21590 E. , 2015/28556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/324-2013/480
DAVA : Davacı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile kıdemli işçiliği teşvik primi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı belediyeye ait Koski Genel Müdürlüğü su arıza biriminde işçi olarak çalıştığını, çalışma süresince iş sözleşmesi, kanun ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ve kıdemli işçiliği teşvik primi alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def"inde bulunmuş ve davacıya tüm hak ve alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı işçinin dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Hafta tatili ve genel tatil alacakları bakımından da aynı ilkeler geçerlidir.
Dairemizin 2014/22758 esas, 2015/17174 karar sayılı ve 12.05.2015 tarihli ilamı ile 2014/8724 esas, 2015/17852 karar sayılı ve 18.05.2015 tarihli bozma ilamında; davalı belediye bir kamu kurumu olup, kamu görevlisi niteliğindeki çalışanlar tarafından tutulan puantaj kayıtlarına salt davacı imzasını taşımaması sebebi ile itibar edilmemesinin isabetli olmadığı belirtilmiş; yine 2014/2266 esas, 2015/15579 karar sayılı ve 28.04.2015 tarihli bozma ilamında ise işyeri kayıtları ile davalı işveren işyerinde kamu görevlisi niteliğindeki çalışanlar tarafından tutulan puantaj kayıtlarına itibar edilerek sonuca gidilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına değinilmiş; 30.06.2015 tarihli 2014/22761 esas, 2015/22780 karar sayılı dosyasında ise, kayıt olan dönemler için hesaplama yapılmamış ve kararın davacı tarafından süre tutum dilekçesi ile temyizi üzerine karar onanmıştır. Ancak Dairemizce, bahsi geçen dosyalarda ve somut dosyada bulunan ve işçi imzasını içermeyen puantaj kayıtlarının yeniden değerlendirilmesinde; salt kamu görevlisi sayılan işçiler tarafından tutulması sebebi ile söz konusu kayıtların işçi aleyhine delil olarak kabul edilmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun temelindeki işçi lehine yorum ilkesi ile bağdaşmayacağı gibi fazla çalışma yaptığını ispat külfeti altında bulunan işçi için ispatı olanaksız hale getireceği ve işçi tarafından dava açıldığında kötüniyetli uygulamalara sebebiyet verebileceği göz önünde bulundurularak; işçi imzasını içermeyen ve tek taraflı şekilde işverence düzenlenmiş olan puantaj kayıtlarına itibar edilmemesi gerektiği görüşü benimsenmiştir. Bu durumda; davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları tanık anlatımları doğrultusunda hesaplanmalı, tahakkuk içeren imzalı bordro dönemleri dışlanmalı, bordronun tahakkuk içermesi ancak imzasız olması halinde ise ödemenin banka kanalı ile yapıldığının tespiti halinde yapılan ödeme hesaplamadan mahsup edilmelidir. İşçi imzasını içermeyen puantaj kaydına itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.10.2015 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, bir kısım işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkeme davayı kısmen kabul etmiş, yapılan temyiz üzerine karar, Dairemizce oyçokluğu ile bozulmuştur.
Kanaatimce, yerel mahkeme kararı isabetli olduğundan onanmalıdır.
Davalı bir kamu kurumudur. Kamu kuruluşlarınca düzenlenen puantaj ve benzeri belgelere kural olarak değer verilmesi gerekir. İşçinin bu belgelerde imzasının olmaması, tek başına belgenin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Zira kamu kurumları özel şirketlerden farklıdır. Kamu kurumunda çalışan görevlinin gerçeğe aykırı belge düzenlemesinde kişisel bir menfaati yoktur. Ancak işçi, belgeyi düzenleyen kişinin kendisine karşı kişisel bir husumeti olduğunu ileri sürüyor ise bunu her türlü delil ile ispatlayabilir.
Bunun dışında sadece belgenin gerçeği yansıtmadığını ileri sürüyor ise bu halde iddiasını sadece yazılı delil ile ispatlayabilmelidir.
Davacının bu yönde bir iddiası yok ise, kamu kurumlarınca düzenlenen belgelere karine olarak değer verilmelidir.
Yukarıdaki değerlendirmeye aykırı düşen bozma gerekçesine iştirak etmediğimden ve yerel mahkeme kararının onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.13.10.2015