11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/6391 Karar No: 2019/4797
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/6391 Esas 2019/4797 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği gerekçeli kararda, suç tarihinin yanlış yazıldığı ve düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiği, suç tipi ile yaptırımların doğru belirlendiği ve kurulan hükümde bir aykırılık olmadığına karar verilmiştir. CMK'nin 196/1. maddesi gereği savunma hakkının kısıtlandığına dikkat çekilerek, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 kararının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği söylenmiştir. Kanun maddeleri ise TCK'nin 53. maddesi olup, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı hükümleri açıklanmıştır.
11. Ceza Dairesi 2017/6391 E. , 2019/4797 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Gerekçeli karar başlığında “2009” olarak yazılan suç tarihinin, suça konu nüfus cüzdanının ele geçirildiği tarih olan “18.11.2012” olarak mahkemece düzeltilmesi ve ... sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümde eleştiri dışında bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA, 16.05.2019 tarihinde sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığı konusunda Üye ...’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile esas yönünden oybirliği ile karar verildi.
Başkan V. (M)Üye Üye Üye Üye ... ... ... ... ...
EK GEREKÇE
Dairemizin 16.05.2019 tarih, 2017/6391 Es, 2019/4797 Kr. sayılı çoğunluğun bozma gerekçesine aşağıda belirttiğim ek gerekçe ile katılmıyorum. Yerel mahkemece sanığın yokluğunda hüküm verildiği oturumda bir başka yer ceza evinde başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka suçtan hükümlü sanığın karar duruşmasına getirilmemesi son savunma ve son söz hakkının kısıtlanması sonucunu doğurmuştur. Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının öncelikle CMK’nin 196/1. maddesi kapsamında savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesi ile bozulması gerektiği düşüncesindeyim. 16.05.2019