Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı kadın süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde ziynet eşyalarına yönelik alacak talebinde bulunmuşsa da; bu istemini karşı dava olarak ileri sürüp, süresinde gerekli başvurma ve peşin nispi harcını yatırmamıştır. Bu istekle ilgili peşin nispi harcın sonradan yatırılmış olması, talebe dava niteliği vermez. Durum böyleyken mahkemece, davalı kadının ziynet alacağı istemiyle ilgili olarak " usulünce açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına " şeklinde karar verilmesi gerekirken; kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi isabetsiz olmuştur
2-Davalı, delil listesinde gösterdiği tanıklardan M.dinlenmesinden vazgeçmemiş, 17.04.2012 tarihli celsede dinlenmesi için ara kararı tesis edilmiş, masraf yatırılmadığından talimat yazılamamış, tanığın dinlenip dinlenmeyeceği konusunda işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. Yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanığın dinlenmemiş olması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır. O halde, adı geçen davalı tanığının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243. ve devamı maddelerinde gösterilen usul çerçevesinde dinlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen 1 ve 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer kısımların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2013 (Çar.)